Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 684

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.168.978 Cevap: 8.002
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
29 Aralık 2008       Mesaj #6831
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Ben, Seni Sevmiştim
Artık yağmurlarda yağıyor
Sponsorlu Bağlantılar
Islanıyor ve üşüyoruz.
Toz pembe rüyalarımızı
En giz yerinde bölüyorlar.

Tanyeri eskisi kadar doş değil,
Hasret çekmemek elde değil.
Senden uzak, senden uzak bu yerde
Zor da olsa günler bitmez değil.

Yine bugün rüyamda sen vardın.
Halinle,tavrınla bütün güzelliğinle
Bir kelebek gibi dalıma kondun.
Herşey bir rüyaydı,bütün güzelliğinle.

Sevdiğim kahverengi gözlerinde,
Bilinmedik bir elveda hüznüyle.
Halinle,tavrınla bütün güzelliğinle
Son nefes gibi bedenimden gittin.

Ben,seni sevmiştim oysa ki,
Benliğime mahpus bir sır gibi.
Oysa ki ben, seni sevmiştim;
Yüreğime mahpus bir sev'i gibi...

Akdağ Ersoy

BiRuMuT - avatarı
BiRuMuT
Ziyaretçi
29 Aralık 2008       Mesaj #6832
BiRuMuT - avatarı
Ziyaretçi
Belkide Hiç Yazmamalıydım....
gitmeleri severdim ben...
Sponsorlu Bağlantılar
ve sende bilirdin birgün gideceğimi
öyle herşeyi dagnık bırakarak...
Ortalığı toplamadan gitmek...
Üzülmeni istemedimki ben...
Alışma derdim ya hep sana alışmıcaktın bana...
Söz verdim bu gidişe
Bekleyen yok ama gitmeliyim...
öyle yaa söz verdim
gecelerime yağmur yağmıyor artık...
Hergün bir yıkım...
Düşlerim çıkmazda....
Bedenim karanlık bir sokakta...
tek bir ışık vuruyor başımdan aşağıya...
yanlızca beni aydınlatan...
Gitmelerime nedenler aramalıydım Ben...
bir neden bulmalı ve gitmeli...
yalanlara soktum seni
Yalana buladım...
Sonra nedeni yalan yaptım..
kaçtım insanlardan...
Ve ben bu gidişi senin üzerine yazdım...
kullanmazken silgileri...elimden düşürmez oldum...
Bi kalemken yazdıklarımı sildim...
Ve senide Öyle...
Belkide hiç yazmamalıydım...


alıntı

ayabakan - avatarı
ayabakan
Ziyaretçi
29 Aralık 2008       Mesaj #6833
ayabakan - avatarı
Ziyaretçi
Ecelim Olur Musun?

Hayret! Nasıl da ışıldıyor yüreğin
Sen gerçekten kul musun
Sevdanı gördüm gözlerinde
Yoksa ulaşamayacağım nur musun?

Çırpınır güzelliğinin yakamozunda şiirler
Nakarat nakarat yakar bedenimi şarkılar
Mısra mısra, mızrak mızrak
Saplanır gözlerime güzelliğin.

Gülüşün bir çocuğun sevinciyle
Bayram öncesi arifeleri hatırlatır
Öyle özlem, öyle elbise, öyle pabuç
Her açılan kapıda şefkatinle karşılaşmak
Öyle şeker, öyle fıstık; öyle lokum

Hasretinin hararetiyle buğulanmış bir cama,
İsminin baş harfini yazınca büyürüm yeniden
Öyle mecnun, öyle Ferhat, öyle kerem

Sen yüreğimdeki iklimin baharı
Sen lisanı olmayan dillerin alfabesi
Sen, yavan bir hasretin sevda katığı
Sen bir ilâha niyetlendiğim sahurum.

Gitme sakın yüreğimden âşık sana bu şehir

Asılmış suratların boynundaki ilmik
Çatılmış kaşların şakağındaki kurşun
Bükülmüş dudakların isyandaki dilleri
Yokluğunla savaşmanın, çırılçıplak kışı
Hep mahcubiyet doğurur güneş yerine.

Oysa güneşimsin sen
Uslanmaz ki sensiz bu beden
Bir tebessüm et yeter
Bakışındaki nakışa gölge olmam ben.

Fesat bir yalnızlık var içimde
Yoksun ya yanımda olmasın kimse mutlu

Şimdi sensiz açan çiçekler solsun
Ağustos ayında, el ele tutuşmuş âşıklar donsun
NEYSE! Hepsi bir yana dursun,
Sadece sana öleceğim ecelim olur musun?
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
30 Aralık 2008       Mesaj #6834
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Vuslatı Getiren Kar Tanesi Gibi



Usul usul kar taneleri düşüyor şehrime,
Onları seyrediyorum, elimde bir fincan kahve,
Süzülüyorlar gökyüzünden toprağa kavuşmak için,
Ama yavaş yavaş,
Toprağa çektirecekler ya vuslat öncesinde,
Hasretini arttıracaklar ya,
Çıldırtacaklar onları bekleyen toprağı.

Usul usul süzülüyor kar taneleri havada,
Biraz çektirecekler önce,
Sonra okşayacaklar tenini toprağın.

Kar taneleri bile vuslatı getiriyor toprağa,
Onlar bile kavuşuyorlar senede birkaç defa da olsa,
Gökte inadına usulca süzülen bir kar tanesi gibi,
Sende bir gün gelecek misin bana...



Gökhan Taflan
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
30 Aralık 2008       Mesaj #6835
ener - avatarı
Ziyaretçi
GerçekLerim Yeter MutLuluğuma...


çok istediğin (!) baş rolü başkası kaptı tatlım.
İzlemek kaldı sana bir tek..
Bilmediğin o kelimeyi izleyerek nasıl öğreniceksin bilmiyorum.
Bu sefer aşkı ben oynuyorum sevgili

Hani demiş ya muhtesem şair ‘ Beni anladığın da aşkı da anlayacaksın.’
Ben artık beklemiyorum senden anlamanı
Ne beni ne de aşkı.
Sadece görmeni istiyorum o yaşadığını sandığın aşkı..

Ben şimdi sadakatı oynuyorum sevgili..
O bir türlü beceremediğini..
Maskeni bana bırakıp gittiğinde kalan sadakati..

Işık söndü ve tükendi aşkın..
Olmayan aşkın mı demeliydim yoksa..
‘Seni seviyorum’lara yükledin sen aşkı.
Fazla geldi kaldıramadı yüreğin.

Dudaklar kapandı ve sustu sözlerim..
Ön sıralardan aldım biletini..
Bir tane de değil hem de !
Yanındaki de öğrensin istedim aşkı.
Darılma sevgili izle gerçek aşkı istedim !.

Kitap kapandı ve masal bitti sevgili ..
Benim ihtiyacım yok artık masallara.
Gerçeklerim yeter mutluluğuma



Alıntı
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
30 Aralık 2008       Mesaj #6836
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Uzaklardasın Uzaklardasın
Uzakta olsan, hep yanımdasın

Bazen esen bir rüzgarla
Odama dolmakta...
Bazen yağmur olup
Pencereme vurmaktasın.

Meltemdi esen dün gece,
Haykırdım ona sevgimi
Sessizce...
Aralayıp pencereni
İzin verdinmi girmesine?

Yağmur şarkı söylüyor bu gece,
Damlalar raks ediyor
Gizlice...
Bir gökyüzü tanık,bir de ben.

Sen uzaklardasın
Uzakta olsan, hep yanımdasın.

FATMA DOĞRU
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
31 Aralık 2008       Mesaj #6837
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Yılın Son Şiiri



Bu, kötü ve sensiz geçen yılımın son günü
Acımasız her halinin son günü
Bugun bana hayır demenin de son günü
Bu gece seni sensiz yaşadığım son gün

Seni özleyeceğim en son gün
Bitti artık bu yıl, benimde son günüm
seni görmeden yaşadığım son gün
Kötü ve sensiz geçen yılımın son günü

Ölüyorum bak artık saat oniki son günüm
Tutmadın elimden benimle kalamadın bilmedinki bugun son günüm
Sensiz sonsuz uykuya dalacağım son günüm
Kötü ve sensiz geçen yılımın son günü


Burak Alsu
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
31 Aralık 2008       Mesaj #6838
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Her Şey Çok Güzel Olacak



Bugün de seni gömüyoruz zaman kabrine,
Ağlamak yok ama herkes için aynı terane,
Doldurdun miladını artık,
Kimine sevinç bahşettin,
Kimine hüzün,
Bazısı hep güneşin sarı selamını aldı,
Bazısı için gece tek yaşamdı,
Ne olursa olsun geçti bir dolu sene,
Ve inan ki şimdi karşımda oturan,
Geçmiş zaman kipiyle kullanmaya başlayacağımız,
İhtiyar sene,
Her şeye rağmen yaşamak güzeldi,
Her şeye rağmen çekmek ayaz havasını sonsuzca içime.

Sessizliğin savsata lafları bazen umudu kırmış olabilir,
Ya da sevdiğinin gölgesi pencere altından gülümsemiyor,
Belki de yaralı bir ceylan misali kalmış da olabilirsin,
Hiç olmasa belki hain akbabalar başında ölüm uçuşlarında,
Olmuş da olabilir,
Lakin vazgeçmek yok,
Anlamsızlığın kıyılarına vurmuş ya da karaya oturmuş olsak bile,
Şunu görmek lazım,
Bu hayat denilen vahşi kısrağın gemleri hep kendi elimizde,
Geçen senede,
Bu senede...

Bütün ruhumlar inanıyorum ki her şey çok güzel olacak,
Yeni yıl ağlayarak doğsa bile güldürmek için geliyor,
Akşamsefaları sümbüller bu sene hiç boynun kırmayacak,
Ve bu senede aşık olacaksın belki bu sefer o beklediğin olacak,
Piyango vurmayacak bu senede sana varsın olsun be,
Zaten en büyük piyango senin gönlüne vurmuş,
Karşılıksız seviyorsun ya insanları daha ne,
İnanıyorum...
Çünkü bazen inanmak yeter/bazen sevmek yeter.

Not:Herkesin yeni yılını en içten dileklerimle kutlarım
Her şey gönlünüzce olsun.


Metin Çalışkan
BlueMoon - avatarı
BlueMoon
Ziyaretçi
31 Aralık 2008       Mesaj #6839
BlueMoon - avatarı
Ziyaretçi
Bayrak
Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü
Kız kardeşimin gelinliği,
Şehidimin son örtüsü,
IŞIK ışık dalga dalga bayrağım,
Senin destanını okudum
Senin destanını yazacağım,
Sana benim gözümle bakmayanın
Mezarını kazacağım,
Seni selamlamadan uçan kuşun
Yuvasını bozacağım,
Dalgalandığın yerde ne korku ne keder,
Gölgende bana da bana da yer ver.
Sabah olmasın günler doğmasın ne çıkar,
Yurda ay yıldızının ışığı yeter,
Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün,
Kizıllığında ısındık,
Dalgalardan çöllere düşürdüğü gün
Gölgene sığıındık,
Ey şimdi süzgün rüzgarlarda dalğalı
Barışın güvercini, savaşın kartalı
Yüksek yerlerde açan çiçeğim
Senin altında doğdum
Senin dibinde öleceğim,
Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim
Yer yüzünde yer beğen,
Nereye dikilmek istersen,
Söyle seni oraya dikeyim.


Arif Nihat Asya
Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
1 Ocak 2009       Mesaj #6840
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi
ŞİİRLERARASI YOLCULUK

Duygularımıza cemre düştüğü an tohumlar ekmiştik yüreğimize. Soğuk ve durgun geçen dönemde hep hazırdan yediğimizden, kelime hazinemiz tam takırdı. Açlık kapıya dayanmıştı. Üstelik ektiklerimizin hasatına da daha çok zaman vardı.
Doğduğumuz şiirden, harfi, kelimesi altın, doyacağımız büyükşiirlere gitmek gerekiyordu. Nasıl olsa vasfımıza uygun bir dize bulma ihtimali vardı büyükşiirlerde. Dize olmasa, kelime, kelime olmasa hece ile yetinebilirdik. Ne de olsa kıt kanaat okumaya alışmış, asgari harflerle yaşamayı öğrenmiştik.

Duygularımızın uçan halısının havası inmiş lastiklerini şişirip yola koyulduk. Küçük dizelerden oluşan Aşk şiirlerine ulaşmıştık. Rakımı düşük, kelime olamamış heceleri oluşturan harf nüfusunun yoğun olduğu aşk şiirlerinin arasında mola verdik. Harfler ya ş(aşk) ın ya savaş(k) halindeydiler. Acıkmıştık, bir şeyler yemek istedik. Pişmiş aş(k) a su katıldığını gördük. Kokuşmuşluğu tiksinti vericiydi. Sifonu bozuk dörtlüklerin ortasındaki enkazda Tosun eserlerini imzalıyordu hayranlarına. Öfke ile yolculuğumuza devam ettik.

Sürekli göç alarak imla plansız bir şekilde büyümüş şiirlerin içinden geçtik. Ne harfler ne heceler ne de kelimeler bir birleriyle kaynaşmamıştı. Şiire yabancı bir şekilde dizelere yerleşmişlerdi. Bir süre sonra doğdukları şiire kesin dönüş yapacak gibiydiler. Bunlardan türeyen yeni nesil harfler ve heceler ise hangi şiirin duygusuna göre büyüyecekleri kararsızlığının ikilemi içindeydiler.

Varoşları bol şiirlere doğru ilerliyorduk. Meyvesi duygu olan tek bir ağaç yoktu. Bu şiirlerde bütün yük dişi harflerin sırtındaydı. Erkek harfler şiirin ortasında bir dizenin etrafına çöreklenmiş, pişpirik oynuyor, noktalama işaretlerinin ince belli, sırma saçlı, al yazmalı bardaklarla ikram ettiği çayları yudumlayıp, yan gelip yatıyorlardı. İmla hatasına rastlamamış şaşırmıştık. Şiir çıkışında anladık ki, imla yokmuş şiirde.

İrili ufaklı şiirler, dizeler, kelimeler aşarak büyükşiire ulaşmıştık. Yaldızlı ışıklarla parlıyordu büyükşiirin heceleri. Kiminde sakindi, kiminde koşturmaca içindeydi harfler. Hecelerden dışlanmış harfler, şiirin boş alanlarına çadır veya gecekondu kurmuşlardı. Her türlü ihtiyaca cevap verebilecek durumdaydı büyükşiirler. Fast food dizelerden tutun da, işportaya düşmüş ihraç fazlası kelimelere kadar her şey vardı. Her dize kendine uygun olanlara hizmet ediyordu. Lüks dizelere kolay girilemiyordu. Eğer kendi şiirinden gelmiş bir tanıdık veya bir hemşeri kelime elinden tutmuyor, kılavuzluk etmiyorsa büyükşiirlerde barınmak mümkün değil. İşte o zaman anlaşılır ki, büyükşiirlerin harfi hecesi altın değilmiş.

Şiirlerarası hızlı gidilse de şiiriçinde sürat yapmamak gerekiyordu. Kontrolsüz virgüllerden çıkan harfler sağa sola bakmadan dalıyordu dizelere. Her an bir travma riskiyle karşı karşıya kalınabilirdi. Ayrıca her şiirin kendine göre bir özelliği, bir güzelliği vardı. Gerek bunları ve gerekse kelimelerın, dizelerin mimari yapısını, şiirin doğal, kültürel zenginliklerini iyice görmek için Şiiriçinde yaya dolaşmak en güzeli.

Geri dönme zamanı gelmişti. Eli boş dönmek olmaz diye düşünüp, ağlak kelimelere sattığım mendillerden, eksozuna boğulduğum hecelerin camlarını silmekten biriktirdiklerimle kendi şiirime döndüm. Oh be, hecesini, kelimesini sevdiğim canım şiirim, nasıl özlemişim seni.

Yiyip içtiğin senin olsun, okuyup gördüklerini anlat diyenlere “ŞİİR İÇİNDE SÜRAT YAPMAYINIZ, HATTA YAYA DOLAŞINIZ” diyorum.




Rahim TAŞ

Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya