Arama

Hayata Dair - Sayfa 39

Güncelleme: 2 Ekim 2013 Gösterim: 268.110 Cevap: 1.657
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
25 Kasım 2006       Mesaj #381
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
HAYATINIZIN ALTIN KURALLARI

Sponsorlu Bağlantılar
*Göğün her yerde mavi olduğunu anlamak için dünyayı dolaşman gerekmez.

* Bak, aynı zamanda da baktığını gören ol.


* Geldiğin zaman boşluk dolduran değil, gittiğin zaman yeri doldurulamayan ol.


* Her duyduğuna inanma, elindekinin hepsini harcama ve istediğin kadar uyuma.


* "Seni seviyorum" derken inanarak söyle.


* "Özür dilerim" derken karşındakinin gözünün içine bak.


* İlk görüşte aşka inan.


* Evlenmeden önce en az altı ay nişanlı kal.

* Asla başkalarının hayalleriyle dalga geçme.

* Derinden ve inançla sev.

* Kırılabilirsin belki ama başka türlü de hayatını tam yaşayamazsın.

* Anlaşmazlıklarda dürüstçe savaş.

* İnsanlar hakkında konuşulanlara inanıp onlar hakkında karar verme.

* İnsanları yargılarsan, onları sevmeye zamanın kalmaz.

* İnsanlara beklediklerinden fazlasını ver ve bu işi yaparken kibar ol.

* Yavaş konuş, ama hızlı düşün.

* Eğer biri sana cevap vermek istemediğin bir soru sorarsa gülümse ve "neden bilmek istiyorsun?" de.

* Şunu daima hatırla ki, büyük aşk veya büyük yatırım daima büyük risk taşır.

* Eğer kaybedersen, aklını da kaybetme.

* Üç "S" yi unutma: Sevgi - herkese, Saygı - kendine, başkalarına, Sorumluluk - tüm hareketlerin için.

* Küçük bir tartışmanın tüm dostluğu mahvetmesine izin verme.

* Dostun olsun istiyorsan, dost ol.

* Eğer hata yaptığını fark edersen, hemen onu düzeltmeye bak, bile bile devam etme.

* Telefonda konuşurken gülümse. Karşındaki sesinden gülümseyişini duyacaktır.

* Konuşmayı sevdiğin biriyle evlen. Yaşın ilerledikçe sohbet her şeyden fazla önem kazanacaktır.

* Biraz yalnız kalmaya özen göster.

* Anneni say, sev, ara.

* Yeniliklere açık ol, ama ille de değişmeye çalışma.

* Şunu bil ki, sessiz kalmak bazen de en iyi cevaptır.

* Daha fazla kitap oku, dostlarını ara, daha az TV seyret.

* Güzel, şerefli bir hayat yaşa. Yaşlanıp geri baktığında ikinci bir defa tadını çıkarırsın.

* Allah’a güven - ama arabanı kilitle.

* Yuvanda sıcak bir ortam yaratmak için elinden geleni yap.

* Sevdiklerinle tartışırken, o anı önemse, geçmişi kurcalama.

* Satır aralarını da oku. Bilgilerini paylaş.

* Bilgi insanı kuşkudan, iyilik acı çekmekten, kararlılık korkudan kurtarır. (KONFÜÇYÜS)


* Dünyaya iyi davran.

* Dua et. Büyük güç verir. Düşün. Daha da büyük güç verir.

* İşini iyi yap.

* Öperken gözlerini kapamayan sevgiliye güvenme.

* Yılda bir defa, daha önce gitmediğin bir yere git.

* Eğer çok paran olursa, başkalarına yardım et. Paranın en zevkli tarafını kaçırma.

* Bazen istediğin bir şeyin olmaması senin için bir şanstır.

* Önce kuralları öğren, düşün, karar ver ve bazılarını boz.

* En iyi ilişkin, birbirinize olan sevginiz, birbirinize ihtiyacınızdan fazla olduğu zaman olacaktır.

* Başarının gerçek olup olmadığını anlamak için karşılığında neler verdiğine bak.

* Ders alınmış başarısızlık başarı demektir.

* Şunu bil ki, karakterin senin kaderindir.

* Sınırsızca sev, her gönülde çiçek olacağına bir gönülde buket ol.

* Kişiliğini ve kimliğini hiçbir değerle değiştirme!

*Sevgi için kollarını kapalı tutma, sonra kendinden başka tutacak şey bulamazsın.

* İçinden ne geliyorsa yap. Doğal ol.

* Sana Yapılan iyiliği mermere, kötülüğü toza yaz..

* Mutluluk, sorunsuz bir yaşam değil, onlarla başa çıkabilme yeteneği demektir.

* Gülmek için mutluluğu bekleme, sonra tebessüm bile edemezsin.

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Kasım 2006       Mesaj #382
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
İşte Beyaz,İşte Yaşam,İşte Aşk..
koridorlar
Sponsorlu Bağlantılar
tren istasyonları gibi pürtelaş
vagonlarda yaşam kavgaları...odalar
beyaz melekler üzgün
doktorlarda bir telaş
hayat memat meselesinde insanlar
aşk varmı?
gözlerde küçücük flörtler
odalarda hayat anları
feryat... figan... can pazarı...
ah hayat,ah yok olma duygusu
sevgililerde tereddütler,
heyecan
yaşama..yaşatma meslesi...dertler
anlarda kücücük meşkler
gönüllerde kaybolma korkusu
gözlerde hatıralar..
beklenen sevgililer..
ve özlenilen anlar...
aşk varmı?
olmalımı
olmamalımı derken
olmalı
hemde yüreğin tam ortasına konmalı
gülümsemeli yaşam
aşk gülümsemelerde tutuklanmalı..
hiçbirşey unutulmamalı..
koridorlar
tren istasyonları gibi pürtelaş
ve vagonlarda yaşam kavgaları...odalar
beyaz melekler umutlu
doktorlarda bir telaş
işte aşk,
işte beyaz,işte yaşam

kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
30 Kasım 2006       Mesaj #383
kambis - avatarı
Ziyaretçi
tuzruhumuekipruhumudg8
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Kasım 2006       Mesaj #384
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Organlar da Konuşur..

-Artık dayanamıyorum, dedi göz. Günde altı-yedi saat TV seyrediyor. TV’-den gelen radyasyon retina tabakamdaki koni hücrelerini mahvetti. Ya kirpiklerim, yıkanmadığından mikroplarla doldu, arpacık hastalığına teslim oldum.
Kulak lâfa girdi.
-Ya ben? Şehrin gürültüsü yetmiyormuş gibi 100 desibelin üzerindeki metalik gıcırtılarla titreşmekten genç yaşta ihtiyarladım. Oysa zarım, orta kulak kemikçiklerim ve korti organım 20-60 desibele ayarlı. Direnecek gücüm kalmadı.
Kısık kısık öksürükler arasında akciğerlerin homurtusu duyuldu:
-Bir de bana sorun arkadaşlar halimi. Sahibimiz günde iki paket sigara içiyor. İncecik nazik zarlarla yapılmış alveollerim, soba borusu gibi simsiyah kurumlarla kaplandı. Nefes alamıyorum, boğulmak üzereyim.
Yanık kokuları sala sala deri geldi:
-Ah kardeşlerim, ya benim derdim. Güzellik uğruna her yaz kızgın güneşlerin altında saatlerce kavruluyorum, neredeyse kansere yakalanacağım.
Dil söylenmeye başladı:
-Yedikleri, içtikleri şeyleri hiç sormayın. En asitli koladan, bin bir çeşit alkollü içkiye kadar beni mahvedecek ve sizleri de öldürecek ne varsa içiyor. Üstelik abur-cubur yiyip komşum dişleri de fırçalamıyor bile. Bakteri yuvasına döndük. Kokuyoruz.
Kaşına kaşına ayaklar lâfa girdi:
-Bütün gün üzerimde şişman birini taşımak ne demek, bana sorun. Üstelik tırnaklarım yıkanmadığından pislik ve mikrop dolu. Mantar hastalığı çekiyorum. Kaşınmaktan yara bere içinde kaldım. Yeter artık.
Beyin konuşmalara katıldı:
-Tefekkür için, Yaratan’ı (cc) bulmak, tanımak için, O’nun rahmetini, şefkatini, güzelliğini ve diğer isimlerini, kâinatta harf harf söküp okumak için yaratılmıştım. Sizler de bana bu konuda yardımcı olacaktınız. Oysaki yalana, düzenbazlığa, kurnazlıklarla haram yollarda menfaat peşinde koşmaya harcandım. Hakkımı istiyorum.
En sonunda kalp, manevî boyutuyla birlikte, ağır ağır adımlarla yanlarına geldi:
-Hepiniz haklısınız. Ama bir de beni dinleyin. Ben manevî yönümle, sonsuza kanatlanıp uçmak için yaratıldım. Rabbimize aşık olmak için varım. Bunun için kâinatı, Yaratan’dan dolayı her şeyiyle sevebilecek kapasitedeyim. Yaratan’a kul olma makamının başında ben gelirim. Ben bir çekirdeğim. Büyüyüp kocaman bir ağaç olabilirdim ki o ağacın kökü iman, gövdesi sevgi, meyvesi Yaratan’a kul olmaktır. Bir de şu halime bakın. Mala, mülke, cismanî zevklere harcandım. Kula kul oldum. Yalancı sevdaların peşinde perişan oldum. Maddî boyutumda ise, yanlış beslenme, sigara ve tembellik yüzünden koroner damarlarım tıkandı, artık yaşamak istemiyorum.
Bütün organlar ayaklanmıştı, sesleri giderek yükseliyordu ki pürtelaş önsezi koşarak geldi.
-Arkadaşlar, koca bir kâinat dolusu kızgın kalabalık buraya doğru geliyor. Aralarında kimler yok ki? Etini, sütünü veren koyundan, bir kilo bal için on binlerce çiçek dolaşan arıya, fotosentezle çamurlu bir suyu bir bir kimyevî işlemden geçirip elma, incir, üzüm yapan ağaçlara, bir lâmba gibi hiç durmadan yanarak dünyayı aydınlatan güneşe kadar, karıncadan yıldızlara bütün varlıklar bir ordu gibi buraya geliyorlar. Kızgın ve öfkeli, haklarını almak için geliyorlar. Bize katılacaklarmış.
Bu haber üzerine bütün organlar sahiplerini Rablerine (cc) şikâyete karar vermişti ki yollarını gözleri yaşlarla dolu ümit kesiverdi.
-Durun kardeşlerim. Biraz daha sabredelim. Şikâyetimizi geleceği kesin olan Âhiret gününe saklayalım. Belki bu süre içinde sahibimiz pişman olur, kul olduğunu hatırlar, Müslümanca yaşayıp tövbe eder.

Evet, bu hikâyenin sonu nasıl biter bilinmez, ama bilinen bir şey varsa o da hepimizin verilen nimetlerden teker teker sorulacağı.
Yüce Allah utandırmasın.

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Kasım 2006       Mesaj #385
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Suyun sessiz çığlığı

Çamlar içinde bir park düşünün
Ortasından bir dere akıyor
Başında ve sonunda fıskiyeler
Ve temiz hava

Yavaş yavaş yol alan suya bakarken
Tahta köprünün üstünden
Bir yandan fıskiyenin dinlendiren sesi
Diğer yandan suyun çığlıkları

Yavaş ama yaşayan suyun
Sessiz umuda akan görüntüsü
Bazen engellerini aşarak
Bazende çağlayan gibi önünde durulmaz

Yaşam pınarları hep gözyaşı
Bize hayat veren bazen hüzün
Ben istemedim ki derken bu hayatı
Kaderine mahkum bazen duru bazen çılgın

Yokluğu bir dertken yaşam da
Varlığı farklı duygulara yollanan
Her yaşam gibi o da yaşamın parçasıyken
Acı tatlı her yönüyle

Canları yaşama döndürürken
Belki severek belki özleyerek
Sensizlikle yaşam sona erecekse
Sen beni de al yanına…..
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Aralık 2006       Mesaj #386
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bugün dünden, yarın bugünden güzel olacak,
Filiz filiz sürgün verecek umutlar,gönül bağlarında.
Güneş ara sokaklarada girecek ,şen çocuklar gibi,
Kanat takıp uçacak insanlar sınırsız mutluluklarla.
Bugün dünden, yarın bugünden güzel olacak,
Sabır ağaçları selamet meyveleri verecek her renkten.
Gözyaşları tedavülden kalkmış olacak, yanaklarda gamzeler,
Sevmek,sevilmenin teminatı olacak pırıl pırıl kalplerde.
Bugün dünden, yarın bugünden güzel olacak,
Ve ben... daha güzel aşklara imza atacağım.
Ve sen... beni mişli zamanlardan daha çok seveceksin!
Ve tüm insanlar yarınları iple çekecek! çünkü;
Acılar mutluluğa gebedir... tarih hep böyle yazmıştır.
featherBilal COŞKUN
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
4 Aralık 2006       Mesaj #387
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Hayat böyle zaten

Bir evin bir köpeği vardı;
Kıvır kıvırdı, adı Cincon'du, öldü.
Bir de kedisi vardı: Maviş,
Kayboldu.
Evin kizi gelin oldu,
Küçük bey sınıfı geçti.
Daha böyle acı, tatlı
Neler oldu bir yıl içinde!
Oldu ya, olanların hepsi böyle..
Hayat böyle zaten!..
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Aralık 2006       Mesaj #388
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bilmelisin ki ...Duvarda asılı diplomalar insanı insan yapmaya yetmez.
Bilmelisin ki ... Aşk kelimesi ne kadar çok kullanılırsa, anlam yükü o kadar azalır.
Bilmelisin ki ... Karşındakini kırmamak ve inançlarını savunmak arasında, çizginin nereden geçtiğini bulmak zor.
Bilmelisin ki ... Gerçek arkadaşlar arasına mesafe girmez. Gerçek aşkların da!
Bilmelisin ki ... Tecrübenin kaç yaşgünü partisi yaşadığınızla ilgisi yok, ne tür deneyimler yaşadığınızla var.
Bilmelisin ki ... Aile hep insanın yanında olmuyor. Akrabanız olmayan insanlardan ilgi, sevgi ve güven öğrenebiliyorsunuz. Aile her zaman biyolojik değil.
Bilmelisin ki ... Ne kadar yakın olursa olsunlar en iyi arkadaşlar da ara sıra üzebilir. Onları affetmek gerekir.
Bilmelisin ki ... Bazen başkalarını affetmek yetmiyor. Bazen insanın kendisini affedebilmesi gerekiyor.
Bilmelisin ki ... Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın dünya sizin için dönmesini durdurmuyor.
Bilmelisin ki ... Şartlar ve olaylar, kim olduğumuzu etkilemiş olabilir. Ama ne olduğumuzdan kendimiz sorumluyuz.
Bilmelisin ki ... İki kişi münakaşa ediyorsa, bu birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmez. Etmemeleri de sevdikleri anlamına gelmez.
Bilmelisin ki ... Her problem kendi içinde bir fırsat saklar. Ve problem, fırsatın yanında cüce kalır.
Bilmelisin ki ... Sevgiyi çabuk kaybediyorsun, pişmanlığın uzun yıllar sürüyor.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Aralık 2006       Mesaj #389
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ne sorulacak hatırım var
Ne görülecek halim
Ne duyulacak sesim var
Ne sevecek bir eşim
Ne de kimsem, kimim var..
Dünya denilen âlemde
Tuttuk bir yol bindik alamete
Görülecek son perde de
İzledik kendimizi,
Dinledik sesimizi
Film bitti artık,
Ne güzel di değil mi?.
featherAlıntı
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Aralık 2006       Mesaj #390
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yağmur Herkese Yağar
Güneş Isıtır Herkesi
Mevsimler Herkes İçindir
Yalnız Çığ Altında Kalan
Sele Kapılan Her Zaman Birkaç Kişi

Herkes İçindir Aşk Da Ayrılık Da
Yalnızca Birkaç Kişi Ölür Acıdan
Eskiden Ölümle Tartılırdı Ayrılık
Kiminin Hayatı Yalnızca Unutkanlıktan

Her Şey, Herkes İçin Değildir Oysa
Kimi Hiçbirşey Ögrenmez Karanlıktan
Yalnızlığı Kullanmayı Bilmez Kimi
Kimi Ayrılamaz Karanlıktan

Yağmur Herkese Yağar
Ama Çok Az İnsan Tutar Yağmurun Ellerini
Onca Şarkı Onca Film Onca Roman
Ama Sevmeye Yetmez Herkesin Kalbi

Çığ Altında Kalan Sele Kapılan
Aşktan Ve Acıdan Ölen
Birkaç Kişi Dünyayı Başka Bir Yer Yapmaya Yeter
Aslında Onların Hikayesidir Anlatılan
Diğerleri Dinler, Seyreder, Geçer Gider
Geçer Gider Herkes
Hikayelerdir Geriye Kalan

Murathan Mungan

Benzer Konular

27 Kasım 2010 / Ziyaretçi Cevaplanmış
7 Mart 2012 / Misafir Soru-Cevap
20 Temmuz 2009 / _PaPiLLoN_ Psikoloji ve Psikiyatri