Arama

Astronomi (Uzay) Haberleri - Sayfa 15

Güncelleme: 15 Ekim 2018 Gösterim: 201.456 Cevap: 523
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
2 Kasım 2010       Mesaj #141
Avatarı yok
Yasaklı
Kızıl Gezegen'e Dünya Eli Değmiş

Sponsorlu Bağlantılar
Araştırmacılar, Mars’ta yaşam bulunması halinde bunun bize çok yabancı olmayacağını öngörüyor.Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden Christopher Carr ve arkadaşları, NASA desteğiyle yürüttükleri projelerinde, Dünya dışı DNA’nın yapısını çözebilecek bir cihazın ön modeli üzerinde çalışıyor.

Tasarım halindeki SETG (Search for Extraterrestrial Genomes - Dünya dışı Genom Arayışı) adlı cihazın, NASA ve Avrupa Uzay Ajansı’nın ortaklaşa gerçekleştirecekleri 2018 yılındaki Mars görevine katılması planlanıyor.

SETG Mars’a ulaştığında, yüzey altındaki toprak, buz ya da tuz üzerinde mevcut olabilecek nükleik asitleri farkedip, ayrıştırabilecek ve ardından da analiz ederek tanımlayabilecek şekilde geliştiriliyor. Carr’a göre bulunma ihtimali olan DNA veya RNA eğer bildiğimiz yapıdaysa, bu cihaz tarafından tanımlanması kesin. Bununla birlikte araştırmacı bu tip bir molekülün Mars yüzeyinin hemen altında bulunması halinde, yıkıcı mor ötesi ışınlardan korunarak, bir milyon yıl süresince bozulmadan kalabileceğini düşünüyor.

Cornell Üniversitesi’nden gezegen bilimci Steve Squyres, herkesin Mars’ta organik yapılara rastlanmasını beklediğini, hatta bunu istediğini ifade ediyor: “Bu mümkün, ancak doğru yere bakmak gerekir, yani yüzeyin altına! Şu bir gerçek ki yüzeyde canlılığı yok edebilecek bir süreç devam ediyor. Bu nedenle aşağıya yönelmek en azından daha büyük bir şans doğuracaktır.”

Carr, Mars ve Dünya’nın geçen yıllar içinde milyarlarca tonluk kaya parçasını, meteorlar vasıtasıyla değiş tokuş ettiğine dikkat çekiyor: “Geçmiş çalışmalar gösteriyor ki bazı mikrobik otostopçuların bu seyahatten canlı kurtulmaları da mümkün. Esas mesele Mars yüzeyinde çok farklı canlı formları aramakta yatıyor. Bu gereksiz bir vakit kaybı. Gözardı edilmemesi gerekense, eğer kızıl gezegende herhangi bir canlı formu mevcutsa, bunun onlarca ışıkyılı uzaktan değil hemen yanından ulaşmış olması. Yani Dünya’dan.”


Kaynak: Ntvmsnbc(02 Kasım 2010 Salı/TSİ:13:37)
Son düzenleyen nötrino; 15 Şubat 2016 20:51
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
3 Kasım 2010       Mesaj #142
Avatarı yok
Yasaklı
İyi ki Doğdun Uluslararası Uzay İstasyonu

Sponsorlu Bağlantılar
10 yaşına basan Uluslararası Uzay İstasyonu, ilk sakinlerine 2 Kasım 2000 tarihinde merhaba dedi.Uluslararası Uzay İstasyonu (UUİ), faaliyete geçtiği 10 yıl öncesinden bu yana hiç bir kesinti olmaksızın konuk ağırlıyor. UUİ, yörüngesel bir çevrede, çeşitli bilimsel deneylerin yürütülebilmesi için kuruldu. Doğal olarak da bu deneyler, insanın uzaya kalıcı bir şekilde yerleşmesi üzerine odaklı.

UUİ projesinin başlangıcı, soğuk savaş döneminin iki süper gücü arasındaki buzların erimekte olduğu 1994 yılına dayanıyor. Amerika ve Rusya bu dönemde, yürütmekte oldukları ‘Freedom’ ve ‘Mir-2’ uzay programlarını daha yakın bir ilişki içinde görmekten memnunluk duyacaklarını karşılıklı olarak dile getiriyordu. Her iki programın da bütçe sorunlarıyla karşılaşması işleri hızlandırdı ve sonunda birleştirildiler. Üstelik Avrupa Uzay Ajansı’nın ‘Columbus’ ve Japonya’nın ‘Kibo’ projelerini de yanlarına katarak.

İstasyonun yapımı 1998 yılında başladı ve 12 Temmuz 2000 tarihinde, yaşam alanı, çevresel sistemler ve yörünge kontrolü özelliklerine sahip Rus Zvezda modülünün kenetlenmesiyle yaşanılabilir bir yer haline geldi. İlginç bir şekilde Zvezda modülünü uzaya taşıyan roketin üzerinde dev bir Pizza Hut logosu bulunuyordu. Şirketin bu reklam için bir milyon Dolardan fazla ödediği söylentiler arasında.


İstasyonun ilk ziyaretçileri, Amerikalı kumandan Bill Shepherd ile Rus Yuri Gidzenko ve Sergei Krikalev’den oluşan üç kişilik bir ekipti. Yaşam destek üniteleri ile bilgisayar kontrol sistemlerini çalışır hale getirdiler ve önceki görevler sırasında taşınan malzemeyi monte ettiler. O dönemde istasyonun içerdiği her üç modüle birden elektrik sağlanamadığından, Amerikan ‘Unity’ modülü mühürlendi.

Yapım sürecinin 2006’da tamamlanması beklenirken, 2003 yılındaki Columbia faciası nedeniyle Amerika, uzay görevlerine üçbuçuk yıl ara verdi. Bu bitiş sürecini 2011 yılına kadar uzatırken, istasyonun hizmet süresinin sonunu da 2016’dan 2020’ye uzattı. Columbia kazası nedeniyle artık istasyona sadece Rus ‘Soyuz’ mekiği ile ulaşılabilindiğinden, kalıcı personel sayısı ikiye indirildi. 2006 yılına gelindiğinde bu sayı tekrar üç oldu.

UUİ’deki yaşam, şu sıralar sürmekte olan 25. görevle devam etmekte. Tipik bir günde astronotlar sabah saat 06:00’da uyanıyorlar. Günün ilk işiyse istasyonun kontrol edilmesi. Sonrasında yapılan kahvaltının ardından saat 08:15’de işbaşı yapılıyor. Öğlen yemeği dışında, akşam 19:30’da başlayacak olan yemek saatine kadar astonotlar sürekli olarak çalışıyor ve idman yapıyor. Günün değerlendirilmesinin ardından saat 21:30’da uyku vakti geliyor. Geçici ziyaretçilerin bir yatağı olmadığından, içine girdikleri uyku tulumlarında önemli bir yere çarpmamaya çalışarak havada uyumaya çalışıyorlar.

26 Kasım 2010 tarihinde başlayacak olan 26. görevde, ilk kez kan bağı olan iki kişi aynı anda uzayda bulunacak: Görev kumandanı Scott Kelly ve kardeşi Mark Kelly. Uluslararası Uzay İstasyonu gökyüzündeki en parlak cisimlerin başında geldiğinden, Dünya’dan çıplak gözle izlenebiliyor.



Kaynak: Ntvmsnbc(02 Kasım 2010 Salı/TSİ:16:22)
Son düzenleyen nötrino; 15 Şubat 2016 20:52
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
4 Kasım 2010       Mesaj #143
Avatarı yok
Yasaklı
Discovery'nin Kalkışı Bugün Gerçekleşiyor

Uzay mekiği Discovery'nin bir çok kez ertelenen kalkışı bugün gerçekleşiyor.Cape Canaveral uzay merkezinden fırlatılması birkaç kez ertlenen uzay mekiği Discovery yeni bir aksilik olmadığı takdirde bu akşam Türkiye saatiyle 21:30'da fırlatılacak.

Uluslararası Uzay İstasyonu'na (UUİ) yeni bir depolama modülü ve bir 'insansı' robot götürecek olan mekiğin uçuşu kuyruğuna yakın, ikiz yörünge manevra motorlarına yakıt sağlayan boruda sızıntı tesbit edilmesi ve sonrasında da elektrik arızası nedeniyle ertelenmişti.

STS-133 kodlu görev ekibini Steven Lindsey, Pilot Eric Boe ile görev uzmanı Alvin Drew, Michael Barratt, Tim Kopra ve Nicole Stott oluşturuyor. Discovery uzay mekiği, 11 günlük bu son görevinin ardından emekliye ayrılacak.



Kaynak: Ntvmsnbc(04 Kasım 2010 Perşembe/TSİ:11:48)


Son düzenleyen nötrino; 15 Şubat 2016 20:53
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
5 Kasım 2010       Mesaj #144
Avatarı yok
Yasaklı
Uzay Fıstığına Yakın Temas


NASA’nın Deep Impact uzay aracı, bir kuyrukluyıldıza karşı bugüne kadarki en yakın geçişi gerçekleştirdi.Güneş Sistemi’nin oluşumuna ait ‘döküntüler’ oldukları düşünülen kuyrukluyıldızların, Güneş ve gezegenlerin 4,6 milyar yıl önceki oluşumları hakkında önemli ipuçları barındırdıkları tahmin ediliyor.

NASA’nın EPOXI görevi kapsamında uzayda yol almakta olan ‘Deep Impact’ (Derin Darbe) aracı, bu avare kaya parçalarından olan Hartley 2’ye 700 kilometre yaklaşarak, bugüne kadar bir kuyrukluyıldız hakkında elde edilmiş olan en yakın plan görüntüleri elde etti.

Uzay bilimciler, görüntülerin kuyrukluyıldızın şekli, boyutları ve kimyasal bileşimi hakkında yeni ipuçları sunduğunu belirtiyorlar. Buna göre Hartley 2’nin, yaklaşık 2,2 kilometre uzunluğunda ve 280 milyon tonluk bir kütleye sahip olduğu hesaplanmış.


NASA sözcüsü Glen Nagle, en yakın temasın sağlandığı andan bir saat sonra ilk verilerin indirilmeye başlandığını ve bu sırada kuyrukluyıldızın, uzay aracından 18 milyon kilometre uzaklaşmış olduğunu belirtti: “İlk görüntüler, fıstık şeklindeki cismin detaylarını olağanüstü bir şekilde sergiliyor. İlk defa çekirdek aktivitesine ilişkin veriler elde ettik. Mevcut resimlerde kuyrukluyıldız üzerindeki fıskiye şeklinde fışkıran gazları görebilmek mümkün ki yüksek çözünürlüklü fotoğraflar henüz indirilmiş değil.”

Görev şefi Michael A’Hearn, daha önce yakınından geçilen Halley, Tempel 1, Borrelly ve Wild 2 kuyrukluyıldızlarından daha küçük olmasına karşın çok daha aktif olan Hartley 2’nin, diğer dört cisme göre beş kat fazla gaz püskürtmekte olduğuna dikkat çekiyor: “Erken analizler, buz, karbondioksit ve silikat tozu parçacıklarının varlığını ortaya koyuyor fakat en büyük sürprizse mevcut olan büyük siyanür dalgası. Siyanürün kuyrukluyıldız çekirdeğinin temel bir bileşeni olduğunu bilmemize karşın böylesi bir miktarın varlığını beklemiyorduk.”

Yoluna devam eden görev aracı Deep Impact, Temmuz 2005 tarihinde de Tempel 1 adlı kuyrukluyıldıza bir darbe ölçer fırlatmıştı.



Kaynak: Ntvmsnbc(05 Kasım 2010 Cuma/TSİ:11:03)
Son düzenleyen nötrino; 15 Şubat 2016 20:54
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
6 Kasım 2010       Mesaj #145
Avatarı yok
Yasaklı
Discovery Uzay Mekiği’nin Kalkışı İptal Edildi

Uzay mekiği Discovery’nin gerçekleşmesi planlanan kalkışı, gaz halindeki hidrojeni yanma odasına güvenle taşıyan hortum ile dış yakıt tankının birleşme noktasında yakıt doldurulurken sızıntı tespit edilmesi nedeniyle tekrar ertelendi. Bir sonraki kalkış denemesinin Pazartesi gününden önce gerçekleşmeyeceği açıklandı.Kalkış ayın başından bu yana üç kez iptal edilmişti.


Kaynak: Ntvmsnbc (05 Kasım 2010 Cuma/TSİ:15:35)
Son düzenleyen nötrino; 15 Şubat 2016 20:58
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
10 Kasım 2010       Mesaj #146
Avatarı yok
Yasaklı
Dev Uzay Bilardosu

Astronomlar, adeta bir bilardo masasını andıran yeni bir güneş sistemi keşfettiler.
Warwick ve Sheffield Üniversitelerinden uzmanlar, Dünya’dan 1.670 ışık yılı uzaklıktaki ikili güneş sistemi NN Serpentis’e baktıklarında yıldızların hareketini oldukça ilgi çekici buldular. NN Serpentis biri kırmızı cüce, diğeriyse beyaz cüce olmak üzere iki güneşe sahip. İki güneşin birbirleri çevresindeki yörüngeleri ise inanılmaz bir şekilde dar.

Dünyamız NN Serpentis’le aynı düzlem üzerinde yer aldığından, astronomlar daha büyük olan kırmızı cüceyle beyaz cüce arasında Dünya bakış açısıyla her üç saat 37 dakikada bir tutulma gerçekleştiğini görmüşler. Olağanüstü sıklıkta gerçekleşen bu tutulmalar sayesinde yıldız yörüngelerindeki küçük, fakat belirgin bir düzensizlik kendini belli etmiş. Yapılan modellemeye göre sistemde, bu düzensizliğe yol açacak iki gaz devi gezegenin bulunması gerekiyor.

Warwick Üniversitesi Fizik Bölümü’nden Prof. Tom Marsh, söz konusu olan gaz devlerinin farklı kütlelere, fakat aşağı yukarı aynı boyutlara sahip olmaları gerektiğini söylüyor: “Bu gaz devlerinin aynı zamanda sistemin iki yıldızından biri olan kırmızı cüce ile de aynı boyutlarda olduğunu düşünüyoruz. Eğer bu gaz devleri de bizim sistemimizdekine benzer desene sahiplerse yani baskın bir sarı veya mavi renk almışlarsa devasa bir bilardo masasıyla karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz: Bir kırmızı ve bir beyaz top ile birlikte iki renkli top daha.”

Sheffield Üniversitesi’nden Prof. Vik Dhillon, gezegenlerin yıldızlarıyla aynı anda doğmuş olmaları durumunda, yaklaşık bir milyon yıl önce gerçekleşmiş dramatik bir olaydan da etkilenmiş olmaları gerektiğini söylüyor: “ Sistemin esas yıldızı kendini bir kızıl deve çevirdiğinde, ikincil yıldızı bugünkü yakın yörüngesine çekmiş ve kendi kütlesinin de büyük bir bölümünü kaybetmiş olmalı. Bu olay sırasında gezegenlerin sahip olduğu yörüngelerde aşırı düzensizliklerin meydana gelmiş olması kuvvetle muhtemel. Alternatif bir yaklaşımla, gezegenlerin ana yıldızdan kopan maddeyle meydana gelmiş olduklarını da düşünebiliriz. Hangi yaklaşım kabul edilirse edilsin bugün sistemin kalbinde yer alan beyaz cücenin, astronomik ölçekte yakın olarak niteleyebileceğimiz bir geçmişte, sistemdeki tüm yörüngeler üzerine ciddi bir şok uyguladığı açık.”

Orijinal Makale


Kaynak: Ntvmsnbc(09 Kasım 2010 Salı/TSİ:18:06)
Son düzenleyen nötrino; 15 Şubat 2016 21:00
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
11 Kasım 2010       Mesaj #147
Avatarı yok
Yasaklı
Ev Yapımı Uzay Mekiği

NASA'nın uzay görevleri ve Virgin Galactic'in atmosfer dışına uçma projesi trilyonlara mal olurken, bir grup İngiliz meraklı, yaptıkları kağıt uçakla yaklaşık 30 km yükseklikten yerküremizi fotoğrafladılar ve bunu sadece 18.000 liraya mal ettiler.

90 cm'lik kanat açıklığına sahip olan ve tamamen kağıttan üretilen uçak, büyük bir helyum balonu kullanılarak 'fırlatılmış'. Uçağı, üzerine monte olan GPS sayesinde sürekli olarak izlemek mümkün olmuş. Balonun Stratosferde 30 kilometreye yaklaşan bir yükseklikte patlamasıyla da kağıt mekik süzülmeye ve kendisine bağlı olan mini kamerayla fotoğraf çekmeye başlamış.

Steve Daniels, John Oates ve Lester Haines'in hayallerinin ürünü olan ve PARIS (Paper Aircraft Released Into Space - Uzaya Bırakılan Kağıt Uçak) adı verilen kağıt uçak, İspanyol yetkililerden alınan iznin ardından Madrid'in yaklaşık 80 km batısından gökyüzüne bırakılmış. 30 km'lik tırmanma süreci bir buçuk saat kadar sürmüş. Patlayan balonla birlikte başlayan Dünya'ya dönüş yolculuğu da yine bir buçuk saatte tamamlanmış. Bırakıldığı noktanın 100 km uzağındaki bir ormanlık alana inen uçağın üzerinde ufak bir delikten başka hasar meydana gelmemiş.



Kaynak: Ntvmsnbc(11 Kasım 2010 Perşembe/TSİ:10:26)
Son düzenleyen nötrino; 15 Şubat 2016 21:02
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
12 Kasım 2010       Mesaj #148
Avatarı yok
Yasaklı
Hubble'ın Gözü Yine Uzaklarda


NGC 4452 adlı uzak gökadanın fotoğrafı, Hubble Uzay Teleskobu'nun milyarlarca yıldızdan meydana gelen kümeyi farklı bir açıdan görmesiyle çekilmiş. Gökadanın parlak çekirdeği tam merkezde seçilebilirken diğer yıldızlar sanki bir çizgi oluşturacak şekilde dizilmişler.

Dış çepere yakın bulunan yıldızların oluşturduğu puslu hale sayesinde gökada sanki parlıyor gibi. NGC 4452 ilk defa Wiliam Herschel tarafından 1784 yılında 45 cm çaplı bir teleskop kullanılarak farkedilmiş. Herschell gökcismini küçük, yanlara yayılan parlak bir nebula olarak tarif etmiş olsa da bu yayılışın ne derece heybetli olduğunu Hubble çektiği yeni fotoğrafla ortaya koyuyor.

Gökadalar tipik olarak milyarlarca yıldızdan meydana gelirler ve aynı zamanda birlikte bir gökada kümesi oluşturabilirler. NGC 4452 de, 60 milyon ışık yılı uzunluğunda ve yaklaşık 2.000 gökadadan oluşan Virgo adındaki böyle bir kümenin üyesi. İçinde bulunduğumuz gökadamız Samanyolu’nun da böylesi ince bir yapıya sahip olduğu düşünülüyor.



Kaynak: Ntvmsnbc(11 Kasım 2010 Perşembe/TSİ:17:27)
Son düzenleyen nötrino; 15 Şubat 2016 21:04
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
13 Kasım 2010       Mesaj #149
Avatarı yok
Yasaklı
Astronomlar, karanlık maddenin mevcut olan en keskin ve detaylı haritasını oluşturmayı başardılar

Görünmez ve belirlenemez bir maddeyi izlemek oldukça zorlu bir süreç olsa da astronomlar onlarca yıldır bunun üzerinde çalışıyorlar. Meydana getirilen bu yeni haritanın, karanlık enerji gibi evrendeki diğer gizemli oluşumlara ve bunların evrenin erken döneminde ne gibi rol oynamış olabileceklerine ilişkin ipuçları sunması bekleniyor.

NASA’ya bağlı JPL Laboratuvarı’nda görevli olan Dan Coe başkanlığındaki ekip, Hubble Uzay Teleskobu'nun gözlerini ve ileri düzey kamera sistemini bu defa 2,2 milyar ışık yılı uzaklıkta bulunan Abell 1689 gökada kümesine çevirmiş.

Dev kümenin büyük kısmı karanlık maddeden gelen çekim gücü, arkasındaki gökadalardan gelen ışığı bükerek güçlendiren kozmik bir büyüteç gibi işlev görüyor. Çekimsel mercekleme olarak adlandırılan bu etki, gökadaların çarpık, puslu ve oldukça büyütülmüş görüntülerinin elde edilebilmesini sağlıyor. Astronomlar, bu bozuk görüntülerin üzerinde çalışarak, küme içinde bulunan karanlık madde miktarını tahmin etmişler. Eğer kümenin çekim gücü sadece görünebilir gökadalardan geliyor olsaydı, mercekleme nedeniyle oluşan bozulmaların en az seviyede olacağı biliniyor.

Ekibin bulgularına göre gökada kümeleri tahmin edildiğinden çok daha önceleri, karanlık madde bunların büyümelerini engellemeden meydana gelmiş olabilir. Karanlık madde, gökadaların arasındaki uzay boşluğunu esneterek bunları birbirlerinden uzaklaştırır ve böylece gökada kümelerinin oluşumunu ve büyümesini baskılar. Astronomların da bu mücadeleyi ölçmelerinin tek yolu kümeler içindeki karanlık maddeyi haritalamaktan geçiyor.

Coe, çarpık görüntülerin adeta büyük bir bulmaca olduğunu söylüyor, “Arkasındaki tüm gökadaları merceklediği için ilk kez Abell 1689’un kütle dağılımını oluşturmayı başardık. Bu bilgi sayesinde de kümenin daha önce mümkün olmadığı kadar yüksek çözünürlüklü bir haritasını elde ettik.”

Ekip, yüksek çözünürlüklü kütle haritasına göre Abell 1689’un çekirdeğinin, bu büyüklükteki bir kümeden beklenene göre karanlık madde açısından çok daha yoğun olduğunu saptadı. Bu da büyümeye yönelik olarak geliştirilen önceki bilgisayar benzetimleriyle tam bir uyum gösteriyor. Coe, galaksi kümelerinin bilinenden milyarlarca yıl önce oluşmaya başlamış olmaları gerektiğini ve bugün görülen sayıya ancak bu şekilde ulaşabileceklerini söylüyor, “Başlangıçta evren çok daha küçüktü ve karanlık madde açısından yoğundu. Abell 1689 da bu yoğunluktan iyi beslenmiş ve bunu bugün gözlediğimiz yetişkin yaşamına taşımış olmalı.”

Astronomlar, karanlık enerjinin muhtemel etkilerini teyid etmek amacıyla farklı kümeler üzerinde çalışmaya ihtiyaç duyuyorlar. Hubble’ın devasa gökada kümeleri üzerinde yürüteceği yeni programı şimdiden belli oldu bile. Önümüzdeki üç yıllık süre içinde toplam 25 küme bu şekilde analiz edilecek. Bu 25 küme geniş miktarda sıcak gaz içermekte olduklarını gösteren güçlü X-ışını emisyonlarına dayanılarak seçilmiş durumda. Bu da onların kütlesel açıdan oldukça yoğun olduklarına dair bir işaret.


Kaynak: Ntvmsnbc(13 Kasım 2010 Cumartesi/TSİ:11:06)
Son düzenleyen nötrino; 15 Şubat 2016 21:06
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
15 Kasım 2010       Mesaj #150
Avatarı yok
Yasaklı
Jüpiter'den Mutlu Haber

Güneş Sistemi’nin gaz devi Jüpiter hatırlanacağı üzere alamet-i farikalarından olan kahverengi kuşaklarının birini kaybetmişti. 2009 yılının sonlarına doğru silikleşen ve Mayıs 2010’da tamamen ortadan yok olan ‘Güney Ekvatoral Kuşak’, daha önce de kaybolup geri gelmişti.

Bir kaç amatör astronom, kuşağın geri dönüşüne ilişkin bazı işaretler tespit ettiler. Florida’dan Don Parker tarafından 10 Kasım günü çekilen kızılötesi fotoğrafta işaretli olan parlak leke bunlardan en önemlisi. Parlak leke aslında yüksek irtifalı bir bulut. Normalde Güney Ekvatoral Kuşağı’nı da bu bulutlar meydana getiriyor. Tespit edilmiş olan nokta da yakında daha fazlasının ve buna ek olarak girdapların oluşabileceğinin habercisi durumunda. Bu tip oluşumlar da sonunda muhtemelen büyük kahverengi kuşağı meydana getirecekler.


Kaynak: Ntvmsnbc(12 Kasım 2010 Cuma/TSİ:18:13)
Son düzenleyen nötrino; 15 Şubat 2016 21:10

Benzer Konular

5 Ağustos 2018 / nötrino Uzay Bilimleri
15 Eylül 2011 / nünü Uzay Bilimleri
2 Haziran 2015 / nötrino Uzay Bilimleri
1 Mart 2018 / Misafir Cevaplanmış