Ziyaretçi
Telefonuna gelen mesajla yerinden sıçradı. "aksam yedi gibi emelle
birlikte kahve icmeye gelcez sana musait olursun degilmi ". Beklediğini
bildiren mesajı alelacele yazıp yolladı.
Sürekli takıldığı kafede, bir hafta önce gördüğü Emel'i çok beğenmişti.
Arkadaşı Burcu kızı tanıyordu ve aracı olmaya razı olmuştu. İşte nihayet
geliyorlardı. Böyle bir sonucu beklemiyordu aslında. Onun için şaşkındı.
Dört saati vardı hazırlanmak için.
Ev berbat görülüyordu. Eline geçirdiği irice birkaç market torbasına,
ortalıktaki çöpleri ve boş bira şişelerini doldurdu. Çöplerin dışında
kalanları da başka torbalara sokuşturarak yatak odasındaki dolaba tıktı.
Mobilyaların ahşap kısımlarındaki tozları, kanepenin altında kalmış kirli
bir çorap teki ile bir çırpıda siliverdi. Elektrikli süpürgeyle ortalığı
süpürdü. Seramiklere dökülmüş kola, bira, kahve gibi türlü sıvıların
kurumuş lekelerini banyodaki kirli havluyu ıslatarak sildi. Ortalıktaki
ağır sigara kokusunun dağılması için pencereleri açtı. Yarım saatlik bir
koşuşturmayla oturma alanları epeyce adam olmuştu .
Mutfağa girdi. Tüm bulaşıkları banyodan getirdiği leğenin içine doldurarak
mutfak dolabına attı. İçinden ayırdığı üç kahve fincanı, üç şarap kadehi,
birkaç çerez ve pasta tabağı, üç adet çatal ve çay kaşığını, kül
tablalarını yıkadı. Buzdolabının içinde çürüyüp kalmış sebze ve meyveleri,
bozulmuş peynirleri, küflenmiş yoğurdu çöpe attıktan sonra dolabın içinde
ve dışında görülen tüm lekeleri az önceki havlu ile silerek olabildiğince
beyazlattı.
Mutfağı da iyi kötü adam ettikten sonra kendisi ile ilgilenmeye gelmişti
sıra .
Banyoya girdi. En çabuk tarafından bir duş alıp sakal tıraşını oldu.
Haftalardır fırçalanmamaktan sararmış dişlerini dört kere ikişer dakika
fırçaladı. Saçlarını jöleleyip güzelce biçim verdi. Odaya geçtiğinde sıra
giyinme faslına gelmişti. Tek tek kokladığı kıyafetlerinin içinden en
temizlerini seçip üzerine geçirdi. Üstüne başına deodorantından sıktı. Aynı
deodorantı salon perdelerine ve koltuklara da boca etti.
Tuvalete girdiğinde işinin henüz bitmediğini anladı. Tuvalet temizleyicisi
olmadığı için klozeti çamaşır deterjanı ile güzelce ovaladı . Kireç
lekelerini temizleyemediyse de epeyce beyazlatmayı başarmıştı. Yorgunluktan
ölmek üzereydi. Hele ilk günü atlatsın, sonraki bir hafta boyunca fırsat
buldukça temizlik yapacaktı.
Bir hafta önce Emel'in elinde gördüğü ve hemen bir tane de kendine
edindiği, geçen zaman içinde sadece "Cehennem" bölümünü okuyabildiği, Dante
Allighieri'nin İlahi Komedya'sının arasına bir ayraç yerleştirip salondaki
sehpanın üzerine koydu. Ne karın ağrısı bir kitaptı. Neyse ki en azından
okuduğu bölümlerden, altını çizdiği birkaç pasajı ezberlemişti. Kitabın
yanına bir kül tablası ve tütsülüğü koyup bir tütsü yaktı. Her şey hazırdı.
Vakit de gelmişti zaten. Son kontrollerini yaparken kapı çaldı.
Tanışmalarının hikayesi böyle işte.
Dört yıl sonra tek celsede boşandılar
birlikte kahve icmeye gelcez sana musait olursun degilmi ". Beklediğini
Sponsorlu Bağlantılar
Sürekli takıldığı kafede, bir hafta önce gördüğü Emel'i çok beğenmişti.
Arkadaşı Burcu kızı tanıyordu ve aracı olmaya razı olmuştu. İşte nihayet
geliyorlardı. Böyle bir sonucu beklemiyordu aslında. Onun için şaşkındı.
Dört saati vardı hazırlanmak için.
Ev berbat görülüyordu. Eline geçirdiği irice birkaç market torbasına,
ortalıktaki çöpleri ve boş bira şişelerini doldurdu. Çöplerin dışında
kalanları da başka torbalara sokuşturarak yatak odasındaki dolaba tıktı.
Mobilyaların ahşap kısımlarındaki tozları, kanepenin altında kalmış kirli
bir çorap teki ile bir çırpıda siliverdi. Elektrikli süpürgeyle ortalığı
süpürdü. Seramiklere dökülmüş kola, bira, kahve gibi türlü sıvıların
kurumuş lekelerini banyodaki kirli havluyu ıslatarak sildi. Ortalıktaki
ağır sigara kokusunun dağılması için pencereleri açtı. Yarım saatlik bir
koşuşturmayla oturma alanları epeyce adam olmuştu .
Mutfağa girdi. Tüm bulaşıkları banyodan getirdiği leğenin içine doldurarak
mutfak dolabına attı. İçinden ayırdığı üç kahve fincanı, üç şarap kadehi,
birkaç çerez ve pasta tabağı, üç adet çatal ve çay kaşığını, kül
tablalarını yıkadı. Buzdolabının içinde çürüyüp kalmış sebze ve meyveleri,
bozulmuş peynirleri, küflenmiş yoğurdu çöpe attıktan sonra dolabın içinde
ve dışında görülen tüm lekeleri az önceki havlu ile silerek olabildiğince
beyazlattı.
Mutfağı da iyi kötü adam ettikten sonra kendisi ile ilgilenmeye gelmişti
sıra .
Banyoya girdi. En çabuk tarafından bir duş alıp sakal tıraşını oldu.
Haftalardır fırçalanmamaktan sararmış dişlerini dört kere ikişer dakika
fırçaladı. Saçlarını jöleleyip güzelce biçim verdi. Odaya geçtiğinde sıra
giyinme faslına gelmişti. Tek tek kokladığı kıyafetlerinin içinden en
temizlerini seçip üzerine geçirdi. Üstüne başına deodorantından sıktı. Aynı
deodorantı salon perdelerine ve koltuklara da boca etti.
Tuvalete girdiğinde işinin henüz bitmediğini anladı. Tuvalet temizleyicisi
olmadığı için klozeti çamaşır deterjanı ile güzelce ovaladı . Kireç
lekelerini temizleyemediyse de epeyce beyazlatmayı başarmıştı. Yorgunluktan
ölmek üzereydi. Hele ilk günü atlatsın, sonraki bir hafta boyunca fırsat
buldukça temizlik yapacaktı.
Bir hafta önce Emel'in elinde gördüğü ve hemen bir tane de kendine
edindiği, geçen zaman içinde sadece "Cehennem" bölümünü okuyabildiği, Dante
Allighieri'nin İlahi Komedya'sının arasına bir ayraç yerleştirip salondaki
sehpanın üzerine koydu. Ne karın ağrısı bir kitaptı. Neyse ki en azından
okuduğu bölümlerden, altını çizdiği birkaç pasajı ezberlemişti. Kitabın
yanına bir kül tablası ve tütsülüğü koyup bir tütsü yaktı. Her şey hazırdı.
Vakit de gelmişti zaten. Son kontrollerini yaparken kapı çaldı.
Tanışmalarının hikayesi böyle işte.
Dört yıl sonra tek celsede boşandılar