Arama

Hayata Dair - Sayfa 33

Güncelleme: 2 Ekim 2013 Gösterim: 267.702 Cevap: 1.657
mydarling24 - avatarı
mydarling24
Ziyaretçi
6 Ekim 2006       Mesaj #321
mydarling24 - avatarı
Ziyaretçi
Hayat

Sponsorlu Bağlantılar
Hayatınız başlıyor ağlayarak
Yüremeyi öğreniyorsunuz
Düşerek ve kalkarak
Gün geçip büyüyorsunuz
Ve gün geliyor aşık oluyorsunuz
Fakat bu aşkın,
Karşılıksız olduğunu anlıyorsunuz
Ağlıyorsunuz hayatta
Hiç olmadığı kadar çok
Bir kez olur bu diyorsunuz
Ve....
Bir kez daha seviyorsunuz
Bir kez daha birkez daha
Anlıyorsunuz hayat acımasız
Hayatın cilveleri sizi yaşlandırmış
Saçlarınız beyazlamış
Yavaş yavaş ölümü düşünüyorsunuz
O kara gün geliyor
Sizi sizden alıyor
Son dakikalarınızda öğreniyorsunuz
Hayatta çekilen acıların kederlerin
Dökülen gözyaşlarının boşuna olduğuna
Boşuna boşuna boşuna.......

Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
6 Ekim 2006       Mesaj #322
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
Mutluluğun 10 Şartı

Sponsorlu Bağlantılar
1. Düşünmeye vakit ayır; Düşünce güç için kaynaktır.

2. Eğlenceye vakit ayır; Eğlence gençliğin sırrıdır.


3. Okumaya vakit ayır; Okuma bilginin pınarıdır.


4. Duaya vakit ayır; Dua, güç anlarda direnmenin desteğidir


5. Sevmeye vakit ayır; Sevme yasamı tatlı kılan şeydir.


6. Anlaşmaya vakit ayır.


7. Gülmeye vakit ayır; Gülme ruhun müziğidir.


8. Vermeye vakit ayır; Verme günün aydınlığıdır.


9. işini yapmaya vakit ayır.


10. Teşekküre vakit ayır; Teşekkür, yasam pastasının kremasıdır.



İdare edilecek 3 şey; Dilimiz, huyumuz, hareketlerimiz.


Sevilecek 3 şey: Cesaret, nezaket, yardım.


Nefret edilecek 3 şey: Kin, kibir, nankörlük.


İstenen 3 şey: Sağlık, dostluk, huzur.


Düşünülecek 3 şey: Hayat, ölüm, sonsuzluk.

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
7 Ekim 2006       Mesaj #323
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Hayat Nedir ki?

Sapanımla fırlatırım yıldızları güneşe.
Sanki ben küçük bir çocuğum.
Açmazsa çiçek küserim, kaçar benden neşe.
Kaybolmuş gibi mavi boncuğum.

Soluk soluğa çağlayanlarla yarıştım.
Oluk oluk aktım nehre.
Aldım başımı gittim, kalabalıklara karıştım.
Benliğimden nefes kattım dehre.

Hayat nedir ki? Bazen iniş, bazen yokuş!
Kimse, ama kimse zirvede kalamaz.
Ömür ne ki? Can kafesinden uçan kuş!
Ecel onu geri salamaz.

Ufukları sarar her dem kutlu bir muştu.
Ararım, olurum ona pervane.
Dolaştığım yerler kah ova, kah yokuştu.
Ölüm kuşu bulur konmaya bahane.


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
7 Ekim 2006       Mesaj #324
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
SU OL

Bir an için sen su oldugunu düsün. Su denli özel, su denli yararli ve su denli çok, tükenmez... Inaniyorum ki gerçekten de öylesin. Ama ister çesmelerden dökül, ister göklerden yag, ister nehirler dolusu ak; dibi olmayan bir kovayi dolduramazsin. Yani seni dinlemeyenlere sesini duyuramazsin. Unutma daha çok bagirdiginda daha çok dinlenmezsin, gürültünün parçasi olursun yalnizca!... Suyun yaninda olanlar suyu en az içenlerdir. Çünkü"Su nasilsa burada, gerek yok ki suyu kana kana içmeye" diye düsünürler..Hayata Dair Tipki, sesini sürekli duyanlarin seni dinlemedikleri gibi! Ormandaki hiçbir hayvan, irmagin gürültüler koparan yerinden su içmeye çalismadi simdiye dek. Hepsi, hep sabahin en sakin anini bekledi; suyun durgun yerlerini bulabilmek için. Gittiler ve sakin sakin gereksinimlerini giderdiler. Onlar için en uygun olan kendi istedikleri zamandi. Sen hep bir su oldugunu düsün. Su gibi güzel, su gibi vazgeçilmez... Ve su gibi yasam kaynagi oldugunu düsün. Ama su gibi yasatici ol. Su gibi yikici, sürükleyici ve öldürücü degil!.. Suysan tarlalarini basma insanlarin, yuvalarini yikma, ocaklarini söndürme; sana "felaket" denmesin! Suysan bir bardaga sigabil ki damarlara girebilesin!..

Su gibi özel, su gibi güzel, su gibi yararli, su gibi gerekli ve su gibi bitmez tükenmez oldugunu da unutma. Ayrica su gibi sakin olabilecegin gibi, su gibi de "kiyametler" koparici olabilecegini unutma... Vadiler varken önünde ve ovalar varken, yayilabilecegin küçük irmaklara ayirabiliyorsan kendini ve bardaklara bölebiliyorsan, yasam verirsin çevrene. Yoksa hep duyulmayan, dinlenmeyen, korkulan ve kaçilan olursun seller, afetler gibi. Tercih elindeydi hep ve hep "senin" ellerinde olacak... Ya tutmayi ögreneceksin dilini ya da hiç durmadan konustugun için, yalnizca bombos ve anlamsiz sesler çikartan birisi oldugunu zannettireceksin çevrendeki insanlara! Ama yapman gereken su degil mi? Düsüneceksin ne zaman ne söyleyecegini. Düsüneceksin kimin dinleyip dinlemedigini, kimin anlayip anlamadigini.

Düsüneceksin anlatmak istediklerinin ne kadarini anlatabildigini... Hatta anlayanlarin anladiklarinin da senin anlattiklarinin ne kadari oldugunu düsüneceksin... Konusmak için en uygun zamani bekleyecek, en az ama en uygun sözcükleri seçmeye çalisacaksin... Yolcularin, önceden aldiklari biletleri ceplerinde oldugu halde, saatlerini kontrol ederek, zaman yaklastiginda, vapurun kalkacagi iskelede hazir olmalari gibi, sen de fikrini bildirecegin kisinin " kiyiya yanasmasini" bekleyeceksin!.. Demeyeceksin " Ben canim isteyince giderim iskeleye, vapur da o saniyede gelmek zorunda!.." Demeyeceksin " Ben aklima geleni geldigi biçimde söylerim. Karsimdaki de degil duymak degil dinlemek, anlattigimdan bile fazlasini anlamak zorunda.." Keske öyle olsaydi. Keske hakli olsaydin, ama maalesef degil... Agzini açip "Selaleden dökülen suyu" içmeye çalisan bir tavsan gördün mü hiç?... Ya da önüne çikan agaçlari bile sürükleyen bir selden susuzluk gidermeye ugrasan bir ceylan gördün mü? Kaplanlar bile içebilmek için suyun durulmasini bekler; beyni olan her canli gibi! Hadi... Sen simdi " su oldugunu" düsün ve kendini " su gibi " hisset... Su gibi özel, su gibi güzel, su gibi berrak, su gibi yararli... Su gibi yasam kaynagi ve su gibi bitmez tükenmez oldugunu animsa... Ama yine su gibi " küçük bir bardagin içine" sigdir ki kendini girebilmeyi ögren insanlarin damarlarina. Yasam ver... Vazgeçilmez ol!...

H.KOLÇAK

Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
7 Ekim 2006       Mesaj #325
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
Yalnız Olanlara;
Aşk bir kelebek gibidir, peşinden koştukça hep senden kaçar.. En iyisibırak uçsun, inan ki hiç beklemediğin bir anda gelip omzunadokunuverir... Aşk mutlu eder, bazen de üzer ama aşk özeldir, aşkını hak edenbirine sunarsan eğer..

Sevgilisi Olanlara;

Aşkın amacı birileri için "mükemmel insan" olmak degildir, senimükemmelliğe en çok yaklaştıracak insanı bulmaktır..Çapkınlara;
Sevmediğin birine asla "seni seviyorum" deme.. İçinde olmayan duygulardanvarmış gibi sözetme.. Kimsenin hayatına kalbini kırmak için girme.. Sevgidolu bakan gözlere asla yalan söyleme, çünkü birine verebileceğin en büyükacı, aşık olmadığın birini kendine aşık etmektir...

Evli Olanlara;

Seven insan "senin hatan" yerine "özür dilerim" diyendir... "neredesin"yerine "ben buradayım" diyendir.. "nasil yaparsın" yerine "niye yaptiğinianlıyorum" diyendir.. ve aşk "keşke" yerine daima "iyi ki" diyendir...

Kalbi Kırık Olanlara;

Kalp yarası siz kanatmaktan vazgeçinceye kadar sürer ve ilacı bu acıyaalışmak değil, ondan ders çıkarabilmektir.

Aşık Olmaktan Korkanlara;

Aşka düş ama tökezleme, anla ama bekleme, paylaş ama isteme, yaralan ama asla acıyı içinde büyütme...

Sevdiğini Fazla Sahiplenenlere;

Sevdiğinin bir baskasıyla mutlu olduğunu görmekten daha aci bir şey varsa, o da sevdiğinin seninle mutsuz olduğunu görmektir..

Aşkını İtiraf Etmeye Çekinenlere;

Sevdiğinden ayrılınca aşk acı verir, sevdiğin seni terk edince daha da çok acı verir ama en acısı, onu ne kadar sevdiğini bilmesine hiç fırsatvermemektir..

Dönmeyecek Birini Hala Bekleyenlere;

Hayatın en hüzünlü anı, deli gibi sevdiğin insanın buna hiç değmediğini gördüğün andır ve en büyük kaybın onun için harcadığın yıllardır... Senin aşkını şu gün hak etmeyen, bilki 10 sene sonra yine haketmeyecektir...

Birak, gitsin...
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
16 Ekim 2006       Mesaj #326
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
rotasını şaşıran; fırtınada nereye gideceğini bilemeyen bir kaptan gibi hissedebiliriz bazen...bazen; yollar kapanmış, kıyametin eşiğinde, dipsiz kuyularda da hissedebiliriz.. belki bunlar çok normal, olması gerekenlerdir; kim bilebilir ki?.. yolumuzu aydınlatmak da, kuyudan çıkmak da, bozulmuş her ne varsa düzeltmek de elimizdedir aslında... istersek, iletişim kurarsak kendimizle ve çevremizle herşeyi yoluna koyabiliriz, düzeltebiliriz yanlışları... elbette ki, yanlış giden birşeyler olacak; bize kim dedi, kim vadetti ki, herşeyin dört dörtlük olacağını; hayatın güllük-gülistanlık olduğunu??? biz istersek eğer karanlıklar aydınlığa dönüşebilir; hatta güllük -gülistanlık bile olabilir, çaba gösterirsek..olamaz mı; neden olmasın ki; niye yani... bence, herşey ellerimizde ve farketmemiz lazım bu gücü ve önce kendimizin inanması, beyin olarak buna yoğunlaşmamız lazım..sizce???!.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
19 Ekim 2006       Mesaj #327
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Hayat Nefretim!!!

Yaşamak,gülmek,ağlamak,
Hep acı verici..
Yaşadım,güldüm,ağladım,
Ama hiç sevinmedim bu hayatta!..
Hayattan tek istediğim:sevmek ve sevilmek..
Ama bu hayat bunuda çok gördü bana;
Döndüm baktım eski zamanlara;
O eski zamanı yaşamak istedim,
Bşaramadım...
Hayattan hep nefret ettim...

Sevmek beni sevdirmedi;
Hep ağlattı,
Hep acı verdi,
Ama artık sevmiyceğim,
Çünkü hiç sevinmedim...
BU benim hayat nefretim!

Ama yinede biliyorum ki;
Hayat bu,
Bazen ağlatır,
Bazen güldürür,
Yaşamayı ve ölmeyi öğrenmeliyiz...

İŞTE BU BENİM HAYAT NEFRETİM!!!
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Ekim 2006       Mesaj #328
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
BEKLEDİĞİMDEN DEĞİLDİR AĞLAMAKLI OLUŞUM.
AĞLAMAK SENİN ADINA ADANMIŞ BİR "ADAK" HİÇ DEĞİLDİR.
BEN "UNUTULMUŞ" BİR HİKAYEDEN KALAN ÜÇ BEŞ SATIRSAM.
BİR PARAGRAF GİRİŞİ İSEM AŞK'A DAİR...

VE BİR GÜN DÜNYA'NIN HERHANGİ BİR YERİNDE
HERHANGİ BİR DİL
HERHANGİ BİR YÜREK BENİM ADIMI ANARSA...
GÖZLERİNİ KAPAYIP İKİ DAMLA DA YAŞ DÖKERSE "ANLAYIP"...
BEKLEDİĞİM İŞTE BUDUR...
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
24 Ekim 2006       Mesaj #329
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
Paranı ver, Gönlünü ver, Selam ver, ama SIRRINI VERME !
Günlerini say, Servetini say, Büyüklerini say, ama YERİNDE SAYMA !
İşini beğen, Eşini beğen, Aşını beğen, ama KENDİNİ BEĞENME !
Emek ver, Kulak ver, Bilgi ver, ama hiçbir zaman BOŞ VERME !
Hedefe koş, Cihada koş, Yardıma koş, ama ORTAK KOŞMA !
Fidan büyüt, Garip doyur, Çocuk besle, ama KİN BESLEME !
Satıcı ol, Alıcı ol, Bulucu ol, ama BÖLÜCÜ OLMA !
Davet et, Hayret et, Affet, Tevbe et, ama İHANET ETME !
Okumaktan zarar gelmez oku, ama LANET OKUMA !
Elini aç, Gözünü aç, Kapını aç, ama, AĞZINI AÇMA !
Ev al, Araba al, Abdest al, ama BEDDUA ALMA !
Zulmü devir, Nefsini devir, ama CAN DEVİRME !
Rakibini geç, Sınıfını geç, ama GÜLÜP GEÇME !
Yaklaş, Konuş, Tanış, ama UZAKLAŞMA !
Seslen, Uslan, ama EĞİLME !
Doğrul, Devril, ama EĞİLME !
İtil, Atıl, ama SATILMA
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
25 Ekim 2006       Mesaj #330
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
SENİ SEVMEK
Seni, senin anlayamayacağın bir biçimde seviyorum ben. Benim olmak zararlı ya senin için, acı çekersin ya, işte bilerek bu gerçeği benim olmamanı isteyecek kadar çok seviyorum seni. Uzaklaş istiyorum kıyılarımdan, kayalıklarıma toslama, oturma karama... açıl, açıl, açıl. Uzaklaş benden, engin sularda ol. Lacivert mavilere dik gözlerini. Yosun yeşillerimden ıraklara düş. Yunuslar eşlik etsin yol alışlarına, hadi git artık, ne olur git. Baştan çıkartma beni. Uğurlar olsun. Gitmeni arzulayacak kadar deli bir kimlikle seviyorum seni. rose Seni, senin anlayamayacağın bir biçimde seviyorum ben. Hani bir baba kızar ya, öfkelenir, döver ya hatta... arkasında ayıplarla dolaşan evladını. Ve ama yine de umutsuzca sever ve uzatır ya ellerini ne zaman düşse dara. Hani hem reddeder onu evlatlıktan ve hem de ama içten içe kanar ya baba yüreği. Kanayan içini de sever ya evladıyla birlikte. Hayırsız, huysuz ve hatta topluma zararlı olsa da bile; ister ya içten içe onun toplumun en mutlu insanı olmasını. Ve hatta döner döner de bakar ya kendine: “Ben nerede hata yaptım.” Diye. Çocuğunun tüm hatalarından sorumlu tutar ya kendini. İşte öyle. Sorumlulukların acı, sızı mutsuzluklarıyla... evlatlıktan reddedecek bir inatla seviyorum seni.
Seni, senin anlayamayacağın bir biçimde seviyorum ben. Çok ama çok uzaklarımda olduğun zamanlarda bile kimi zaman... milimetrik ölçümlerle nefesimdesin. Sana dokunmak kadar yakın olsan da çoğu zaman... milyon kilometreler öteden duyulmuyor sesin. Seni, senin anlayamayacağın bir biçimde seviyorum ben. ‘Her hareketinin sırrına varacak kadar sen olmak, nerede ne yapacağını öngörebilecek kadar ben olmak’ gerçeklerinle seviyorum seni.okcu
Ey güzel sevgili çok sağlıklı bir beden değil artık bedenim. Beynim de öyledir belki. Ben bir hasta yatağını ‘sen’ sanacak kadar... can yakan bir iğne ucuna ‘sevdalanacak’ kadar... hastalıklı bir ruhla seviyorum seni.
Seni, senin anlayamayacağın bir biçimde seviyorum ben.

cicekbar

Benzer Konular

27 Kasım 2010 / Ziyaretçi Cevaplanmış
7 Mart 2012 / Misafir Soru-Cevap
20 Temmuz 2009 / _PaPiLLoN_ Psikoloji ve Psikiyatri