Arama

Hayata Dair - Sayfa 36

Güncelleme: 2 Ekim 2013 Gösterim: 268.608 Cevap: 1.657
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Kasım 2006       Mesaj #351
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Geceler

Sponsorlu Bağlantılar
Sükutu beni kendime getiren geceler,
Sabrını deli gönlüme estiren geceler,
Siyahın içinde hep tazelik barındıran
Beni huzur kısrağına bindiren geceler….

Geceler, derdimi siz bileceksiniz yalnız
Aman ha! Ses etmeyin ki bağrınızda yıldız
Duymamalı, bilmemeli perişan halimi,
Sızılarımı koynunda dindiren geceler…

Bir şehir uyumakta kucağında karanlığın
Tasası olmayan tenhayı dinlerken, ansızın
Kuşattı sardı beni odamın boşluğunda
Rahmeti göklerden yere indiren geceler….

Sağnak sağnak ilhama ürkek bir kapı açan,
Münbit yüreklere, Cennet tabloları saçan,
Sünnetsiz gönüllerden ışık hızıyla kaçan,
Istıraplı ruhları gözetleyen geceler…

Gece geç vakitte, titrer evren, gelir dile
Dileğin ne varsa Rabb’inden o an dile
Haydi, söz bitince başlayarak asıl duan!
İhtişamını dillere dolayan geceler…

Bir perde vardır gecede,ulaşılan yanına
Fakat, teslim isteyen bilinmez alanına
Hareketlerin ürktüğü, sükutun içinde
İçimde kıvılcım, kıvılcım çakan geceler…

Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
10 Kasım 2006       Mesaj #352
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
Çok gidişler gördüm hayatımda. Ne dostlar terketti, ne sevgililer ummadığım anda... Aslında her gidişin arkasından ağlanmaz, ağlarsak da ne olur halimiz bilinmez. Düşünüyorum da hayatımda değerleri olan bu insanlar nasıl da oynayabilmişlerdi bana karşı hiç adil olmayacak şekilde.. Kendimi unutup bazen onlara acıyorum. Demek ki bu kadar değersizlerdi kendilerince. Değişen toplum bize çok şey kazandırıyor ve beraberinde de çok şey kaybettiriyor.
Hayatı tanımlayabilir miyiz acaba? Mutluluk karşısında üzüntü, tam seviliyorum derken ardından gelen ihaneti ve göz yaşının hiç tükenmediği sözde sevgilileri... Yine de hayata inat seveceğim seni, sana inat olsun diye seveceğim seni. Sen bile şaşıracaksın kaldıramayacaksın bu sevgiyi. Hep ilk günün heyecanı ile seveceğim. İşl öpüşümdeki titremeyle öpeceğim seni ve elini sımsıkı tutacağım.
Sponsorlu Bağlantılar
Yani ben yaşlanacağım, evim yaşlanacak, dünya yaşlanacak ama sana olan aşkım hiç yaşlanmayacak!!! Hep umutlarla başlarsın bazı şeylere ya da güvenle... Ben de seni güvenle düşündüm, gördükçe değil, konuştukça hiç değil, içimde seni yaşayarak sevdim seni.. Mesela beni terkedeceğini hiç düşünmedim. Bana seni seviyorum dememene rağmen beni sevdiğini düşündüm.. Yanımdayken bile özledim seni... Aşığım sana, gitsen de unutamam asla!!

green almond - avatarı
green almond
Ziyaretçi
10 Kasım 2006       Mesaj #353
green almond - avatarı
Ziyaretçi
..BİRAZ DA OKS HAKKINDA..
adszky3
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Kasım 2006       Mesaj #354
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Hani ölümden sonra hayat yok diyenlere ithaf olunur.

Karanlıktaymışlar. İki embriyo, bir ana rahminde...

Her şeyden habersiz bekleşiyorlarmış, sudan bir beşiğin içinde...

Sarılıp birbirlerine, karanlıkta uyumuşlar öylece...

Haftalar geçmiş, ikizler gelişmiş.

Elleri, ayakları belirginleşmiş.

Gözleri çıktıkça meydana, Ikisi de çevrede olup biteni fark etmiş...

Ne rahat, ne güvenli bir dünyaymış bu...

Sıcak, ıslak, sevgi dolu...

"Öyle güzel bir dünyada yaşıyoruz ki" demişler, "...bize ne mutlu..."

Gel zaman git zaman, çevreyi keşfe girişmişler.

Bu karanlık dünyayı ve hayatın kaynağını deşmişler.

Onları besleyip büyüten kordonu fark edince O kordonla kendilerini var eden Anne'lerine şükretmişler.

Sonra başlamış bir var oluş tartışması:
"Buraya nereden geldik, biz nasıl olduk" diye sormuş ikizler...

"Annemiz" demiş biri, "O bizi var etti, bize can verdi."

"Ne biliyorsun" diye itiraz etmiş öteki, "Sen hiç Anneni görmedin ki...": "Belki de o sadece zihnimizdedir. Anne inancı bizi rahatlattığı için uydurduğumuz bir şeydir."

Süredursun ana rahmindeki tartışma, ikizler büyüyüp gelişmişler.

Rahme sığmaz olup tekmeleşmişler.

Artık parmakları ve kulakları varmış kerataların...

Büyüdükçe anlamışlar ki, yolun sonu yakın...
Gün gelecek, bu güzelim hayat bitecek;
Karanlık bir yolculuk, onları bir başka diyara çekecek.

"- Buradaki hayatımızın sonuna yaklaşıyoruz" diye fısıldamış ikizlerden biri efkarla...

"- Ben gitmek istemiyorum" diye diretmiş öteki; "doyamadım ki daha hayata..."

"- Ama mukadderat alnına yazılandır; dua et, belki doğumdan sonra hayat vardır." Sormuş karamsar olan:

"- Bir gün bize hayat veren kordon kesilecek. Ondan sonra başımıza neler gelecek?"

Şiirle cevaplamış iyimser olan: "Birçok giden/ memnun ki yerinden/ çok seneler geçti/ dönen yok seferinden..."

Ve günlerden bir gün, yer sarsılmış, duvarlar kasılmış.

Dayanılmaz sancılarla ikizler beklenen günün geldiğini anlamış.

Buruşuk kollarıyla birbirlerine son kez sarılıp vedalaşmışlar.

Ve

"ömrümüz bitti" diye çığlık çığlığa ağlaşmışlar.

Azrail sandıkları bir el kesmiş onları hayata bağlayan kordonu,

Ağlaya ağlaya karanlık bir koridordan öbür hayata çıkmışlar.
MARLON - avatarı
MARLON
Ziyaretçi
11 Kasım 2006       Mesaj #355
MARLON - avatarı
Ziyaretçi
Ölümüne Severim Seni


Sanmaki bu gönül usanır aşkından
Ömrüm yettiğince severim seni
Hiç düşünme sevgilim sen ayrılığı
Sevebildiğimce severim seni
Yersiz karşılıksız sevgilere yer yok yüreğimde
Bir tek varlığınla atan yüreğim
Uslanmak istemez duygularım
Yaşadığım kadar severim senii
Bir ömrüm daha olsa yine seçerdim
Aşkınla yanar yıne seni isterdim
Bu kalbim ne aşkından ne sevginden usanır
Sen merak etme herşeyim
Ölümüne severim seni


Neslihan Tonbuloğlu
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
12 Kasım 2006       Mesaj #356
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
Hayat
Bir kompozisyon misali yaşıyoruz hayatı... Giriş, gelişme ve sonuç(!)

Giriş(!)

Sorunlar, ihanetler, gidenler yok bu sayfasında hayatın. Çünkü gidenlerin neden gittiğini, sorunların neden olduğunu bilmiyoruz Hayat bir sahneyse yani, en güzel bölümünde rol alıyoruz bu sahnenin. Ağlayanlara, yüzümüzü asarak bakıyoruz, niye acaba? Dercesine.... En ağır sorunun içinde de olsak parka gidiyoruz oyun oynamaya....

Gelişme(!)

İşte burada bitiyor hayaller,oyunlar,masallar....Şimdi karşımızda gerçekler. Ben bu bölümün her anında yaşadım seni. Aradım da bulamadım eski kişiliğini... Sende getirmişsin sevgilim aşkın son kullanma tarihini... Gizli ağlamalar başlıyor, gözyaşları saklanıyor. "Niye ağlıyorsun?" diye soranlara ne cevap verirsin sonra... Senin de hayatına giriyor, ihanetler,yalancı sevgiler ve beraberinde tutkulu aşklar ah hayatımızın bu sahnesinde oyun oynayabilseydik(!) Ne olurdu? anlamasaydık da olanlara ağlamasaydık! Gene de her başlangıç bir ayrılık değildir diyorum... Fakat ilginçtir teoride başlayabiliyorum yeni aşklara... Sen farkında değilsin ama yanımdasın gene de.. Bir gülüş olup yanağımda, ağladığımda gözyaşımsın ve sevgilim işte kalem olup yazdığımsın.... Sen hayat oyununda baş rolleri paylaştığım tek aşkımsın.

Sonuç(!)

Sonuç mu? Henüz yok ortada....

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
13 Kasım 2006       Mesaj #357
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Esirdi sanki gunes…
karanliklar daglarin ardindan magrur bir edayla doguyordu…
Yirtmak istiyordum geceyi sessiz bir sedayla…Ufukda mavilikler yok…renkler renginimi kaybetmis.. Daha dogmamis bir sevdanin omru bu kadar cabukmu bitermis…
Azraile bedduami, yaradana sitemmi etsem.. Ne etsem basim alip nere gitsem ..
Kac yetimin hakkı bende kaldi , kaç oksuzun basını ellerim oksadi kac ananın ahını aldımda bitiverdi doymadan. Hangi yuvayı yıkmıstımda yıktılar yuvamı daha kurmadan...
Neye isyan etmeli, kimi suclu tutmalı, yaralı kalbimi kıranları nasıl unutmalı?
Suclu aramak bu kadar zormu, olurmu ey Allahsız bir genç kız böyle mahsun koyulurmu..
Cennetten hurileri indirseler..sevebilirlermiydi seni ey insafsiz sevebilirmi seni kimse benim seni sevdigim kadar… Kendimi sen yapmıstım. bedenim karın, yuregim yarin , ruhum diger yarın.
Seni gelecegim yapmıstım ey zalim, sen hep gelecek olan… sen hep bendeki yarın..
Kime sitem ediyorum, kime anlatıyorum derdimi bosu bosuna. .. Alcak bir domuzun ancak pislik gider hosuna… Pavyon guzelleri, esmer yosmalar, ancak senin gibileri oyalar...
Seni seven bu yuregimin hakkı aslında olum. Ondandır o kadar eziyet ve gordugu zulum. Ya seni gommeliydim koy evindeki lagim cukuruna….. yada dimdik cikmamaliydim yarina..
Evlilik ahdiyle parmagıma taktıgım..yoklugunda atesler yaktıgım…her baktıigimda seni andığım yuzugun Lanetliymis..
Lanet yedin hem tanrimdan hem hemde benden … giden gitmistir artık nedir bu kadar yuregimi derbeder eden.
Umutla seni beklerken bayram arefesinde, kimsesizligin esiginde yasatırken seni, hic hak etmedigim sensizlik acısıyla bir basıma yalnız koydun beni. Sen gittin yuregime intihar ettirdin..
Bitmemeliydi!!! Bitiremezdin!!! Hayır, sen gidemezdin, ben sensiz edemezdim. Aptal mazeretlerle nasıl avuturdum ben kendimi.? Nasil aynalara bakabilirdi gozlerim nasil ciceklere uzatabilirdim sana esir ellerimi.. Oysa imkansiz degildi..yanlis hic degildi…yuregim senin sevdanin esiriydi..
Acimadan siktin askin gunahsiz kalbine son mermiyi…Bitirdin beni …Oldurdun olumsuz sevgiyi …
simdi ben yine kahirlarda ben yine cikmazlardayim…ben yine uzaklarda ben yine Yollardayim…Bir degmez sana uzulmeye bir sen hak etmezsin hak ettiklerini sana verdigimi dusundukce yine beni oldurmekdesin ... Simdi guluyorum agladiklarima inanmiorum senle yasadiklarima bitti artik bunca cektiklerim.. bir iken bin oldu gonulden sevgiklerim
Her sey yine mavi olacak bak goreceksin…ben yarina umutla birlikde dogacagim seyredeceksin ..
Dune kapattim gozlerimi ..Yarina Caglayan bir sevgiyle Acacagim.
SENI NE AFFEDECEGIM NEDE UNUTACAGIM…
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
13 Kasım 2006       Mesaj #358
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
İnsan bir şeyi ciddi olarak istemeye görsün, hiçbir şey erişilemeyecek kadar yükseklerde değildir.
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
14 Kasım 2006       Mesaj #359
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
Hayata Dair
insan doğar ilk ağlayarak merhaba der hayata
belki yaşamda mutlu olacağının ağlayışıdır bu
belki de acıları için döktüğü ilk gözyaşı
ama doğdun bebek başka çaresi yok yaşayacaksın bu hayatı

büyür yavaş yavaş dur diyemediği yıllara karşı
nede çabuk geçer zaman o farkına varmadan
ne yazık gider habersiz son denilen yollara doğru
her girdiği yaşı terkeder hızlıca ona sormadan

çocukların olur boy boy artık babasın
anana babana çektirdiklerin gelsin aklına
baba olunca düşün yatıklarını için kanasın
iş işten geçtiğini anlarsın ve dönersin şaşkına

kendine gel silkin uyan artık olma derbeder
dost diye sarıldıkların bir gün terkeder gider
söyle bana malın olmasa varlığın kaç para eder
kürkün yediği eşeğe adam dediği bir rezil hayat

ettiğini çeker insan derdi rahmetli babam
şimdi daha iyi anlıyorum bu sözün yüceliğini
her şey çok tuhaf gelir karışır kafan
işte sonunda yıllar bitiriverdi o zalım güzelliğini

yüzün kırışmış ellerin titremiş maskaraya dönmüşsün
alev alevdin gençken şimdi kül misali sönmüşsün
aşık olmuş acı çekmiş mutlu olmuş herbişeyi görmüşsün
yaşadığını zannediyorsun ihtiyar ama artık sende ölmüşsün

aşk meşk iş güç çoluk çocuk
ağarı vermiş saçların nede çabuk
üstü çivili omuzlarda bir tabut
götürüvermiş seni sonsuzluğa doğru
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Kasım 2006       Mesaj #360
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ne keyifle okuduğum şiirler ezberimde, ne de bağıra çağıra söylediğim şarkıların sözleri. Dalgın gözlerle yürüdüğüm caddelerde kayboluyorum.

Sonsuz bir inatla sarıldığım radyodan gelen o harika melodilerin de tadı yok? Peki ya o yağmurda iliklerime kadar ıslanmalarımı kim çaldı benden? Bilmiyorum!

Susuyorum artık... Sustukça susuyorum. Sustukça, üzerime gelen insanlardan kurtarmak için ruhumu, suskunluğuma sarılıyorum. Ama yine de saplanıyor yüreğime bazı kelimeler. Bazıları da acıtıyor üstelik…

Sessiz geceler benim için sığınılan bir liman sanki. Kendimi bulup bulup kaybettiğim karanlıkta, şöyle bir uğradığım kelime hazinem de bir anlam ifade etmiyor. Düşünüyorum da bu güne kadar hep; gibi yazmışım, gibi okumuşum, gibi söylemişim ve en önemlisi; gibi sevmişim...

Elbette hiçbir şey, ben ol deyince olmaz. Bunu biliyorum ama zaman da geçiyor hızla. Tükenmez sandığım bütün sözler bitiyor ve ben de yavaş yavaş tükeniyorum... Onca yıldan sonra; hayata dair ne kaldı ki elimde? Kocaman bir hiç! Öyleyse neden bunca çaba, neye bunca isyan?

Öyle anlamsızki yaşadığım hayat. Her şey az sonra gerçekleşecekmiş gibi duruyor,
elimi uzatıyorum tutmak için, kayboluyor. Benim dışımda kopuyor bütün kıyametler
ve ben kendime uyan bir kıyamet beğenmiyorum…

Kalbime bir kurşun sıkacak gönüllü katilimi arıyorum ya da yüreğime su serpecek elin sahibini... Toprağa ateşi düşürecek, denizi yakamozlarla süsleyecek sesin sahibini… Artık basit şeyler bekliyorum yaşamdan. Örneğin, kimselerin bilmediği sırlarım olmalı ölürken... Kimselerin gitmediği sokaklarım olmalı... İçimi
kanatan özlemlerle yaşlanıp, sonra da sessizce gitmeliyim bu dünyadan.

İşte yine susuyorum; siyah bir geceye dönüyor her anım ve okuduğum her şiir
kanatıyor yaralarımı. İçimdeki çocuk ölüyor... Yalancı gülümseyişlerle beni ciddiyete çağıran insanları da önemsemiyorum. Elimden kayıp gidenlerden korkmadığımı bilmiyor ki hiç biri…

Benzer Konular

27 Kasım 2010 / Ziyaretçi Cevaplanmış
7 Mart 2012 / Misafir Soru-Cevap
20 Temmuz 2009 / _PaPiLLoN_ Psikoloji ve Psikiyatri