Arama

Kadın Sağlığı - Sayfa 8

Güncelleme: 25 Temmuz 2014 Gösterim: 319.877 Cevap: 357
venüsün_kızı - avatarı
venüsün_kızı
Ziyaretçi
10 Nisan 2006       Mesaj #71
venüsün_kızı - avatarı
Ziyaretçi
Pratik Ev Bilgileri

Sponsorlu Bağlantılar
Ezilmiş Halılar
Halılarınızın ezilmiş yerlerini düzletmek için, ıslak bir bezle ılık ütüyü bu ezilmiş yerlerin üzerinde gezdirin. bu işlemi yaparken ütüyü çok fazla bastırmamaya çalışın. Ezilmiş olan kısımların dikleştiğini göreceksiniz. Gerekirse biraz da fırçalayabilirsiniz.


Çiçekleriniz Bozuluyorsa
Evinizdeki çiçekler bazen böcek yüzünden kurur. Onların çiçek köklerini yemelerini önlemek için sigara külünden yararlanın. Çiçek köküne dökeceğiniz küller, böceğin hastalanıp ölmesini sağlar.

Koltukların Tozunu Alırken
Elektrik süpürgeniz yoksa ve koltuklarınızın tozunu almanız gerekiyorsa, şu yöntemi uygulayın. Tozunu alacağınız eşyanın üstüne nemli bir bez yayın, beze sopa ile vurarak tozunu çıkarın. Çıkan toz nemli beze yapışacaından hem oda tozlanmaz, hem de eşyalarınız tertemiz olur.

Güvelerden Kurtulmak İçin
Güvelerin dolaplarınızı istila etmelerini önlemek için, büyükçe bir portakal alın, üzerine kabuğu görünmeyecek kadar sık biçimde karanfil batırın. Bu karanfilli portakalı giyecek dolabınıza ya da sandığın bir köşesine koyun. Böylece güveleri giyecek dolaplarınızdan uzak tutmuş olursunuz.

Tahta Kapı ve Çerçeve Temizliği
Ellerinizin beyaz veya açık renge boyanmış kapı ve tahtalar üzerinde nasıl kötü izler bıraktığını bilirsiniz. Tahta eşyalar böyle kirlendiği zaman yapacağınız işlem şundan ibaret: Çiğ bir patatesi ortadan ikiye bölün ve lekeli yere hafifçe sürün. Lekeler hemen yok olacak ve eşya eski haline dönecektir. Ayrıca tahta eşyayı temizlemek için şu yöntem de çok etkilidir. İki çorba kaşığı çayı kaynar su içine atın. Su soğuduktan sora renkli kapı veya tahta eşyayı sünger yardımıyla bu su ile yıkayın. Yuşak bir bezle kurutun.

Paslı Eşyalar
Makas ve bıçaklardaki pas lekesini çıkarmak için en iyi çare gazdır. Pas olan yeri birkaç defa gaza batırılmış bir bezle silin. Sonra da yünlü bir kumaş parçasıyla kurulayın.

Kahve Dökülürse
Üzerinize veya halıya kahve dökülürse, lekeyi soğuk suyla ıslattıktan sonra hemen birkaç damla gliserin ile çitileyin.

Çivi Çakmak İçin
Duvara büyük çivileri çakmak hiç de kolay değildir. İnsanı oldukça uğraştırır ve sıvanın dökülmesine de neden olabilir. Bunu önlemek için çiviyi çakmadan önce sabuna bulayın. Böylece çivi duvara kolayca girer.

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
10 Nisan 2006       Mesaj #72
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi

sualtimasaji
sualti1DÜNYANIN İLK ve TEK SUALTI MASÖRÜ
Sponsorlu Bağlantılar

Dünyada ilk defa su altı masajını ünlülerin masörü olarak bilinen masör ve egzersiz uzmanı Volkan YILDIRIM yapmıştır.

"Sualtı masajı" denizin veya havuzun dibinde (maske,regülatör) yardımı ile yapılmaktadır.

Suyun en az bir, en fazla 18 metrede dibinde yapılan masaj çeşididir. Suyun altında özel olarak hazırlanan hava tüplerinin içersine dağ havası,deniz havası veya orman havası doldurularak nefes alınır.

İsteğe bağlı olarak deniz veya havuzun içinde yapılır. Yoğun bir trans ortamı içersinde ruhun ve bedenin dinlenmesi amaç edinilmiştir. Dünya masaj literatürüne geçmiş masaj çeşididir .

sualti2 Sualtı masajının mucidi Volkan YILDIRIM bize sualtı masajının yararlarını bakın bize nasıl anlattı.

Sualtı masaj'ım yeni yüz yılın masajıdır ve diğer masaj dallarına da ilham verecek özellikleri vardır. Ben burada, suyun, havanın ve klasik masajın faydalarını birleştirerek yeni bir dal oluşturdum.

Bildiğiniz gibi insan bedeninin 2/3'ü sudan oluşur ve canlılar için su her şeydir. Suyun rahatlatıcı etkisi, aslında sanıldığından çok daha fazladır...
Sualtı masajı,sualti3 ender yapılabilecek törensel bir aktivitedir. Havuzun veya denizin içersinde konsantre olup masaj olmak, anne karnında doğumu bekleyen bir bebeğin dingin rahatlığına dönmeye benzer.

Sizin anlayacağınız su sadece temizlenmek için değil, arınıp, yenilenmek ve yorgunluktan kurtulmak için de birebirdir. Suyun kaldırma kuvveti sayesinde masaj daha keyifli ve faydalı olur.
Suyun kaldırma etkisiyle masajın faydaları da maksimuma çıkar.
Sualtı masajın da suyun kaldırma gücü sayesinde eklemler ve kaslar daha rahat dinlenir. Yatay pozisyondayken suyun altında masaj olmak kalbin rahat çalışması ve dolaşımın rahatlaması sağlar .
sualti4 Suyun içinde vücuttaki negatif elektriğin atılması da diğer bir artısıdır.

Böylece sualtı masajından sonra masajın psikolojik ve fiziksel faydaları da en üst düzeye çıkar. Su masajından maksimum faydalanmak için haftada 1 veya iki kere ve 20 dakikalık seanslar halinde masaj olmak gerekir.

Sualtı masajı sırasında hava tüpünden gelen tertemiz havanın cilde ve organizmaya olan faydaları bir harikadır. Oksijen sualtı masajı sırasında fazla yağları yakar vücuda gerginlik ve gençlik kazandırır..
sualti5
Böylece ;
1-Baş,boyun, sırt,bel,siyatik,romatizma ve
spor sonrası ağrılarınızı giderir.
2-Kan dolaşımınızı düzenler.
3-Stresinizi yok eder.
4-Kaslarınızı ve cildinizi diri tutar.
5-Kalp krizi riskini en aza indirir.
6-Sizi zinde huzurlu ve mutlu bir insan yapar.



GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
10 Nisan 2006       Mesaj #73
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
İnfertilite (Kısırlık)

Her yedi evli çiftten bir tanesi çocuk sahibi olmakta zorluk çekebilir. Bu durumda çiftler suçluluk, kızgınlık ve umutsuzluk hissedebilir, halbuki tıbbi incelemeler yapıldıktan ve kısırlığın nedeni anlaşıldıktan sonra yeni gelişen tedavi yöntemleriyle çiftlerin birçoğu sağlıklı çocuk sahibi olabilir.


İlk Muayene
Çocuğu olmayan çiftler kısırlık ve tedavisi alanında uzmanlaşmış bir hekime başvurmalıdır. Kısırlık hem erkek hem de kadın eşe bağlı olabileceği için ilk görüşmede mutlaka çiftlerin ikisi birden bulunur. İlk görüşmede doktorunuz sizden detaylı bilgi almak için size şu soruları yöneltir;
- Adetleriniz düzenli mi?
- Adetleriniz ağrılı mı?
- Anormal kanama ve akıntınız var mı?
- Genital enfeksiyon geçirdiniz mi?
- Önce ki gebelikleriniz varsa bunlarla ilgili bilgi
- Geçirdiğiniz ameliyatlar neler?
- Önceden gördüğünüz tedaviler var mı?
- Uyguladığınız doğum kontrol yöntemi nedir?
- Erkek eşin geçirdiği ameliyat, tıbbi tedavi ve genital yaralanmalar neler?
- Cinsel yaşamınız, ne sıklıkta cinsel ilişkide bulunduğunuz, lubrikant (kayganlaştırıcı) kullanımı

Çocuğu olmayan çiftlerin yüzde 25’inde kısırlık birden fazla nedene bağlı olduğu için hem erkek hem de kadın eşin çok detaylı olarak incelenmesi gerekir.


Kısırlık Nedenleri

Tübal Faktör: Çocuğu olmayan kadınların yüzde 25’inde Fallop tüpleri zarar görmüştür. Yumurtalık kanalları olarak da bilinen Fallop tüpleri rahmin her iki yanından başlar ve rahimle yumurtalıklar arasındaki bağlantıyı sağlar. Tüpler zarar görmüşse döllenme gerçekleşmez, tıkanıklık olduğunda ise döllenen yumurta rahme ulaşamaz.

Tüplerdeki tıkanıklıklar enfeksiyonlar, endometriozis ve önceden geçirilmiş ameliyatlar nedeniyle oluşabilir. Tüplerin yapısını değerlendirebilmek için Histerosalpingografi ve Diagnostik Laparoskopi yapılabilir. Histerosalpingografi basit bir radyolojik incelemedir. Rahim ağzından enjekte edilen özel bir boyayla rahim ve tüpler değerlendirilir. Bu işlem adet kanamasından sonraki ilk hafta içinde uygulanır. Diagnostik Laporoskopi de ise karında açılan ufak bir kesiden teleskop benzeri bir cihaz ile karın içine girilerek üreme organları değerlendirilir. Laparoskopiyle üreme organları detaylı olarak incelenir ve aynı seansta tüplerdeki yapışıklıklar giderilebilir.


Ovulasyon Faktörü: Çocuk sahibi olamayan kadınların yüzde 25’inde ovulasyon (yumurtlama) düzensizlikleri vardır. Bazal vücut ısısı ölçümüyle yumurtlamanın gerçekleşip, gerçekleşmediği anlaşılabilir. Yumurtlama gerçekleştikten hemen sonra vücut ısısı 0.5 C derece artar. Kanda veya idrarda Luteinize hormon düzeyi belirlenerek ve ultrasonla yapılan takiplerle yumurtalıklarda ki folikül gelişimi ve yumurtlamanın olup olmadığı kesin olarak belirlenebilir. Yumurtlama gerçekleşmeyen hastalarda ilaç kullanılarak follikül gelişimi ve yumurtlama sağlanır. Uygulanan tedaviyle hastaların yaklaşık yüzde 50’si altı ay içinde gebe kalır.

Servikal Faktör: Rahim ağzına bağlı nedenler de kısırlığa neden olabilir. Servikal faktörlerin belirlenebilmesi için postkoital test (cinsel ilişki sonrası test) yapılması önerilir. Servikal mukustaki problemlere bağlı kısırlık antibiyotikler, hormonlar veya intrauterin inseminasyonla (aşılama) tedavi edilebilir.


Uterin Faktör: Çocuğu olmayan kadınların yüzde 5’inde rahimde yapısal bozukluklar, yapışıklıklar, polip ve myomlar görülür. Bunlar döllenmiş yumurtanın tutunmasını engelleyerek veya düşüklere neden olarak normal gebeliği önler. Histerosalpingografiyle rahmin iç yapısı değerlendirilir ve tespit edilen bozukluk cerrahi olarak tedavi edilir.


Endometriozis: Endometriozis yaptığı yapışıklıklar ve yaralarla yumurtalıkları, rahmi ve bağırsakları birbirine bağlayarak üreme organlarının normal anatomisini bozabilir. Ayrıca endometriozis dokularından salgılanan bazı kimyasalların yumurtlamayı, yumurtanın spermle döllenmesini ve döllenmiş embryonun ana rahmine yerleşmesini engeller. Endometriozisli hastalarda düşük riski daha fazladır. Endometriozis tanısı laporoskopiyle konur ve aynı seansta cerrahi tedavi uygulanabilir.


Erkek Faktörü: Çocuk sahibi olamayan çiftlerin yüzde 40’ında erkeğe bağlı faktörler ya tek başına kısırlık nedenidir ya da diğer nedenlere eşlik eder. Çocuğu olmayan çiftlerin değerlendirilmesinde semen analizi ilk basamaklardan biridir. Semen örneği 3 - 5 günlük cinsel perhizden sonra verilmelidir. Semen analizinde konsantrasyon (ml’deki sperm sayısı), hareket ve morfoloji (yapı) değerlendirilir. Semen sperm hücrelerinin bir araya gelerek hareketsizleşmesine neden olan antisperm antikorlarının varlığı yönünden de araştırılmalıdır. Mikroskopik inceleme sırasında fazla sayıda iltihabi hücre görüldüğünde mikrobiyolojik incelemelerin yapılması gerekir.


Erkek Kısırlığının Nedenleri
Erkek kısırlığı birçok değişik nedene bağlı olabilir. Bunlardan en sık rastlanan sperm üretimindeki yetersizliklerdir. Azospermi semende hiç spermin bulunmamasıdır. Olifospermi semendeki sperm sayısının normalden az olmasıdır. Hormonal bozukluklar, ileri yaşta geçirilen kabakulak, sperm kanallarında geçirilmiş enfeksiyonlar, travmaya veya operasyonlara bağlı oluşan tıkanıklıklar azospermi ve oligospermiye neden olur.


Nedeni Belli Olmayan Kısırlık:
Çocuk sahibi olamayan çiftlerin yüzde 5 - 10’unda kısırlığın nedeni tespit edilemez. Bu grup hastada intrauterin inseminasyon (aşılama) gibi yöntemler kullanılır. Eğer 3 ile 6 kez aşılamayla gebelik elde edilemezse tetkikler yinelenir ve bu hastalara tüp bebek gibi daha ileri tedavi yöntemleri uygulanır.


Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Murat Taşdemir
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
10 Nisan 2006       Mesaj #74
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
.Aşırı spor ve diyet kısırlık nedeni

Kadınların son yıllarda uyguladıkları ağır diyet ve sporla bünyelerindeki yağ oranını tükenmeye yakın hale getirdikleri için hamile kalmakta zorlandıklarını belirten uzmanlar, kısırlığın gelecek yıllarda 2 katına çıkacağının tahmin edildiğini kaydediyor.

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Yaralı, aşırı zayıflığın da aşırı şişmanlıkta olduğu gibi kısırlığa yol açabileceğini belirterek, kadınları, spor ve diyet yaparken aşırıya kaçmamaları konusunda uyardı.

Türkiye’de gebe kalmadan önce kadınların muayeneden geçme alışkanlığı olmadığını kaydeden Yaralı, gebe kalmanın planlanması gerektiğini vurguladı. Planlama sayesinde Hepatit B aşılarının tamamlanabileceğini, vücudun ihtiyaç duyduğu folik asit gibi vitamin takviyesinin yapılacağını, şeker hastalığının kontrol edilebileceğini bildiren Yaralı, bu sayede gebeliğin sağlıklı olacağını kaydetti.

Kadınların, son yıllarda uyguladığı ağır diyet ve spor programlarının bünyelerindeki yağ oranını tükenmeye yakın hale getirdiğini söyleyen Yaralı, bunun hormonları olumsuz yönde etkilediğini ve adet düzensizliklerine yol açtığını söyledi.

Spor yapalım derken

Yaralı, “Kadınlar spor yapalım derken haftada 40 kilometre koşarak, vücutlarındaki yağ oranını düşürüyor, daha sonra hamile kalmakta zorlanıyorlar” diye konuştu. Yaralı, kısırlığın gelecek yıllarda 2 katına çıkacağının tahmin edildiğini ifade etti.

Kısırlık için bir diğer olumsuz faktörün ise şişmanlık olduğunu söyleyen Yaralı, obezitenin ve aşırı yağlanmanın da kadın bünyesinde tahribata yol açtığını dile getirdi. Yaralı, “hamilelikte az kilo alma modasının sakıncalı” olduğunu da vurgulayarak, hamilelikte en az 8, en fazla 20 kilo alınmasının ideal olduğunu kaydetti.

Son düzenleyen GusinapsE; 10 Nisan 2006 23:35
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
10 Nisan 2006       Mesaj #75
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Regl ağrısına alternatif çözümler

sanci


Hareketin topukların üzerinde ve bacaklar bükülmüş şekilde arkaya doğru uzanarak uygulandığını anlatan Aksoy; ‘Böylece bilek bölgesindeki meridyenlere uygulanan baskı rahim ve yumurtalıklara etki ederek şiddetli ağrıların geçmesini sağlıyor’ dedi.

Regl döneminde kadınların psikolojik ihtiyaçlarının ön plana geçtiğini söyleyen Aksoy, ‘Rejim yapmayın. Suçluluk duymadan ne yemek istiyorsanız yiyin’ dedi. Dans Tripudio’dan Özlem Kaleli de zihin ve bedenimize bloke olmuş olumsuz duygu ve düşünceleri hareket yolu ile yok etmenin ipuçlarını verdi.

Altın öneriler

- Yakınlarınızdan açıkça hoşgörü ve anlayış talep edin.

- Sevdiğiniz ve sizi anlayan arkadaşlarınızla beraber olun.

- Stresli faaliyetlerden ve ortamlardan mümkün olduğunca kaçının.

- Günde en az yarım saat spor ya da yürüyüş yapın.

- Sigara, alkol ve gereksiz ilaç tüketiminden kaçının.

- Şekerleme yapın.

- Ilık suyla duş alın.

- Aşırı bedensel hareketlerden kaçınarak kendinizi daha zinde hissedin.

- Rahatlatıcı masajlar ile gerginliğinizi azaltın.

- Bol su ve bitki çayları içerek cildiniz nemlendirin.

- Hassaslaşan teninize günde en az 2 defa nemlendirici sürün.

- Bol meyva tüketerek vücudunuza vitamin yükleyin.

- Magnezyum tüketerek vücudunuzun dengesini sağlayın.

- Aşırı tuz tüketiminden kaçınarak şişkinlik hissinizi azaltın.

- Giysilerinizde rahat kumaşlar ve ayakkabılar tercih ederek daha özgür hareket edin.

- Lavanta gibi çok rahat bulunan bir bitkiyi bir beze sarıp eşyalarınız arasında saklayın.

- Canınız çikolata çekiyorsa mutlaka bir sebebi vardır. Çikolata bedende sevgi hislerinin uyandırdığı kimyasal maddeleri sağlıyor. Yani o an kendinizi çok istediğiniz çikolatadan mahrum ederseniz sevgiden de mahrum etmiş olursunuz.

- Kendinize bir çocuğa bakar gibi şefkatle bakın.

- Teşekkür edin. Bir günlük tutun ve her akşam minnettar olduğunuz 3 şeyi yazın.

- Kendinizi olduğunuz gibi kabul edin.

- İyimser olun. ‘Kendime ne kadar iyi davranıyorum?’ diye sorun.

- Sık sık mutlu olduğunuz anları hatırlayın.

- Gülmek en iyi ilaçtır. Gülün, gününüz güzelleşsin.
trans

trans
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
10 Nisan 2006       Mesaj #76
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Hamilelere sıcak uyarısı

Hamileliklerini sıcak günlerde geçirenlere de önerilerde bulunan Prof. Dr. Yaralı, hamilelerin sıcak havalarda dışarıda gezmemeleri, doğrudan güneş ışınlarına maruz kalmamaları gerektiğini söyledi.

Hamileliğin özellikle ilerleyen aylarında topuklu ayakkabı ve dar kıyafetlerin giyilmemesini öneren Yaralı, bu tür kıyafetlerin yaz aylarında bunaltıcı olacağını belirtti. Yaralı, hamilelerin doktora danışmadan güneş yağı kullanmamalarını da istedi.

Hamilelerin yaz aylarında süt yerine yoğurt, ayran ve peynir ağırlıklı beslenmelerinin daha uygun olduğunu söyleyen Yaralı, hamilelerin deniz ürünlerinde de seçici davranmalarını ve kabuklu deniz ürünlerini tüketmemelerini önerdi.

Hamilelere yapılacak egzersizlerde yüzmeyi tercih etmelerini tavsiye eden Prof. Dr. Hakan Yaralı, burada da havuz yerine denize girilmesinin önemli olduğuna işaret etti.

arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
11 Nisan 2006       Mesaj #77
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Aşerme
Hamilelik esnasında kadınların aşerme`si hemen hepimizin bir şekilde duyduğu bir konudur. Gerçekte ise, bazı kadınlar bu durumu yaşarken, bazıları yaşamaz.

Beslenme uzmanları aşerme`nin, gıdanın kendisine değil, vücutta yarattığı etkiye yönelik olduğunu söylüyorlar. Ayrıca beslenme şeklinizdeki bir dengesizlikten de ortaya çıkabiliyor. Örneğin tahıl açısından zengin bir diyetle besleniyorsanız, yağ ve tatlılara karşı aşırı bir arzu duymaya başlayabilirsiniz; ya da protein açısından zengin bir beslenme şekli, gene şeker yeme istediğini, bol şeker tüketimi de, tuzlu yeme arzusunu artırabilir.

Pek çok kadın, hamilelik esnasında tat ve koku alma duyularında değişiklik gözlemler. Örneğin, bazı kadınlar hamileliğin ilk safhalarında ağızlarında metalik bir tat olduğundan bahsedebilir. Bu türden değişiklikler de, bazı besinlere duyulan isteği ve diğerlerine duyulan isteksizliği açıklayabilir.

Aşerme, bazı kadınlarda duyguların bilinç seviyesindeki, ya da bilinç altındaki karşılığı şeklinde de ortaya çıkabilir. Örneğin çocukluğunuzda sevdiğiniz bir şeyi yemek isteyebilir, ya da din veya kültürünüzle özel bir bağlantısı olan bir besini tüketmek isteyebilirsiniz. Özellikle de hala aynı çevrede yaşıyorsanız. Alışılagelmedik gıdaları arzulamanız, hamile olmak gibi özel bir duruma dikkat çekmek için kullandığınız size özel bir yol olabilir.

Hamilelik sırasında, aşerme`nin aksi bir durum da meydana gelebilir. Yani kahve ve alkol, ya da kızartma gibi bazı yiyecek ve içeceklere karşı isteksizlik oluşabilir. Bu, çoğunlukla mide bulantıları sebebiyle olur.

Tüm bunların yanı sıra ortaya çıkabilecek bir diğer durum da tıpta pika olarak adlandırılmaktadır. Pika, yenilebilir olmayan, sabun, macun, toprak gibi maddeleri yeme arzusudur.

Beslenmede çelişkiler
Gebelik esnasında yaşanan aşerme durumu bazen etik problemlere de sebep olabilir. Örneğin pek çok vejetaryen kadında ete olan isteğin arttığı gözlemlenmiştir. Hamilelikte vücudun proteine olan ihtiyacı artar. Belki de bu nedenle bu tür bir arzu, vücudun gönderdiği bir mesaj olarak algılanabilir. Buna cevap olarak bazı kadınlar sadece hamilelik boyunca da olsa et yemeye başlarken, bazıları da balık ve baklagillerle bu açığı kapamaya çalışırlar. Daha çok yumurta ve peynir yiyip, süt içmek de aldığınız proteini artırmanın iyi bir yoludur.

Aşerme`den bahsederken, çikolatadan bahsetmemek olmaz. Hamilelikte çokça arzulanan çikolata, vücutta karmaşık biyokimyasal tepkimelere sebep olabilir. Çikolata, özellikle de bitter çikolata, zengin bir magnezyum ve demir kaynağıdır. Bu nedenle, eğer canınız çikolata çekiyorsa, bu hafif bir kansızlığın belirtisi olabilir. Bu mineralleri içeren daha tatlı gıdalar, magnezyum için hurma, incir, yemişler; demir için de kırmızı et, yumurta, fasulye ve yulaftır.

Çikolata yemek, beyinde kendinizi iyi hissetmenizi sağlayan kimyasalların salgılanmasını sağlar. Ayrıca bir anda şeker yüklemesi de yaptığından, kendinizi yorgun ve depresif hissediyorsanız, kısa zamanda daha iyi hissetmenizi sağlar. Ancak çoğu çikolatada fazlaca katkı maddesi bulunduğundan, organik çikolatayı tercih etmek, ya da daha sağlıklı bir alternatif bulmak iyi olabilir.

Kendinizi iyi hissetmek için yapabileceğiniz bir diğer şey de, düzenli egzersiz ve rahatlama teknikleridir. Ayrıca depresyondaysanız bir terapiste de başvurabilirsiniz.

Probleminiz aşermek değil de, bazı besinlere isteksizlik duymak olabilir. Beslenme planınız pek çok farklı besini içereceğinden, bu çok büyük bir problem yaratmayacaktır. Ancak eğer beslenmeniz açısından değerli besleyenler içeren bir gıdaya karşı isteksizlik duyarsanız, bunun yerini alabilecek başka bir gıda bulmaya çalışın. Böylece herhangi bir vitamin ve mineral eksikliği söz konusu olmaz.

onLy - avatarı
onLy
Ziyaretçi
11 Nisan 2006       Mesaj #78
onLy - avatarı
Ziyaretçi
Estetik plastik cerrahinin gelişmesi ve ilerlemesiyle liposuction uygulamaları hızla artmış ve günümüzde lokal anestezi ile yapılabilen günlük cerrahi bir işlem olmuştur. Liposuction fazla olan yağların sıvı ile eritildikten sonra çok ince kanüllerle vakum uygulanarak emilmesi işlemidir. Liposuction'ın kelime anlamı LİPO = yağ, SUCTİON = emmek, yani yağ emmek, çekmek olarak Türkçe'ye çevrilebilir.
Islak teknik denilen günümüzün Liposuction tekniğinde fazla yağ olan bölgelere bol miktarda serum fizyolojik, lokal anestezik ve epinefrin denilen kanamayı azaltıcı bazı ilaçların karışımı verilir. Yağ hücrelerinin aralarına giren su sayesinde hücreler daha kolay dışarı çekilebilir. Böylece şişirilen bölge daha kolay biçimlenmekte ve her hangi bir kanamayı önlemektedir. Bu sayede eskiden kuru teknikte olduğu gibi hastalara kan vs... vermeye gerek kalmadan basit ve hastayı tehlikeye atmadan daha fazla yağ alınabilir. "Liposuction " bir zayıflama ameliyatı değildir. Vücudun belli bölgelerinde birikmiş yağları alarak vücut konturlarını daha düzgün duruma getirmek için yapılan bir ameliyattır.
"Liposuction" vücudun bazı bölgelerinde birikmiş yağ dokularını kanüllerle parçalandıktan sonra basınçla emilerek dışarı atılmasıdır. Bu operasyonun, ameliyathane koşularında yapılması gerekir. İğneye benzeyen kanüllerin vücuda girmesi için, deri üzerinde 3-5 mm'lik delikler açılıyor. Genelde bu deliklerin yerleri kısa süre sonra görünmez hale geliyor. Ancak yine de izler vücudun görünmeyen yerlerine gizleniyor.
Ameliyattan önce hastaların cerrahlara en çok sordukları soru "liposuction olduktan sonra yağlar yine aynı bölgedeler de birikecek mi? Evet vücudun belli bölgelerinde yerleşen yağ dokuları diyet ve jimnastikle erimeyecek kadar inatçı. Ama bu dokular "Liposuction " ameliyatından sonra aynı yerde yeniden yağ hücreleri üretmiyor. Başka bir deyişle "liposuction" ameliyatlarında elde edilen sonuç kalıcı. Ameliyattan sonra tekrar şişmanlarsanız, vücudunuz bütün olarak genişliyor ama eski çıkıntılar oluşmuyor. Ancak ameliyatın başarılı olabilmesi için bazı koşullara bağlı. Örneğin, yağlar alındıktan sonra derinin büzülerek düzgün bir yüzey alması için elastikiyetini kaybetmemiş olması gerekiyor. Tıpkı hamilelik sonrası karın derisinin karnın kendini yeniden toparlama aşamasında olduğu gibi. Deri elastikiyetini kaybetmiş ise "liposuction" başka ameliyatlar da destekleniyor. Yani yağlar alındıktan sonra gevşeyen ve sarkan deri kesilerek çıkarılıyor. Derinin ince ve kalın olması da sonucu etkiliyor.
Liposuction ergenlik yaşını geçmiş sistemik bir hastalığı olmayan kadın veya erkeklere rahatlıkla uygulanabilir. İşlem, yağlı bölgelere sıvı verilerek yağların eritilip sıvı hale gelmesi ve enjektör veya vakum ile çekilmesi prensibine dayanır. Hastanın tercihine bağlı olarak lokal veya genel anestezi ile başka estetik ameliyatlarla birlikte de (Ör; meme büyütme, karın germe gibi) uygulanabilmektedir. Halk arasında söylenen Liposhaping, lipoline, liposoft gibi terimler tamamen aynı tekniktir.

Riskler
Sanıldığının aksine emboli riski diğer bütün ameliyatlarda olduğu kadardır ve oldukça nadirdir. Hastalarda bazen uygulama alanlarında geçici uyuşukluk olur.

Şişmanlık
Liposuction şişmanlık tedavisinde kullanılmaz ancak hasta diyet ve egzersizlerle zayıfladıktan sonra uygulanırsa daha etkili olur.

Uygun hasta adayları
Her şeyden önce "liposuction " bir zayıflama ameliyatı değil . Vücudun belli bölgelerinde birikmiş yağları alınarak vücudun konturları daha düzgün bir duruma getiriliyor. Yağlar genellikle şu bölgelerde birikiyor.

Yanaklar, gıdı ve boyun
Kolların üst bölümü
Göğüsler
Sırt
Karın ve bel
Kalçalar ve basen,
Dizlerin içi ve çevresi
Ayak bilekleri ve baldırlar
İdeal hasta; spor, diyet, vs ile inceltilemeyen bölgelerde fazla yağları olan hastalardır. Liposuction vücudun her yerinde uygulanabilir. Kadınlarda sıklıkla karın, bel, kalça, basen, sırt, boyun, bacak ve diz içlerinde, erkeklerde memelerde (jinekomasti) karın ve bel bölgeleri gibi.

Bu bölgelerdeki fazla yağların alınmasıyla hastanın vücut hatları düzelir ve hasta daha estetik ve zayıflamış görünür. Aslında bir zayıflama metodu değildir, vücut hatları düzeldiği için hasta zayıf görünür. Örneğin, basen ve belden alınan yağlarla buralarda incelme sağlanır, böylece hastanın kalça boyutları küçülür, bu da onu zayıflamış gösterir
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
11 Nisan 2006       Mesaj #79
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Sezaryan ile Doğum

Anne doğum için hastaneye yatalı 6 saat olmuştu. Sancılar oldukça şiddetli geliyordu. Başlangıçta herşey yolundaydı. Doğum ilerliyordu. Ancak son 2 saattir bazı şeyler ters gidiyor gibiydi. Kuvvetli sancılara rağmen Can'ın pozisyonunda bir değişiklik olmamıştı. Aynı yerde duruyordu. Sonunda Anne'nın hekimi kararını verdi. Kemik çatı yeterince geniş değildi ve bebeğin kalp sesleri sıkıntı belirtileri gösteriyordu. Doğumu sezaryan ile sonuçlandıracaktı. Bu durum Anne'nin ve Baba'nın pek hazırlıklı olmadığı bir karardı. Kendilerini hep normal vajinal doğuma hazırlamışlardı. Aylarca nefes egzersizleri yapmışlar, konu ile ilgili birçok kitap okumuşlardı. Acaba başka çare yok muydu?
Evet her doğum eyleminin sezaryan ile sonlanma olasılığı vardır. Hamileliğin son günlerinde en çok merak edilen konu doğumun ne şekilde olacağıdır. Genelde normal doğum istenir.
Normal Doğum Nedir?
Normal doğum Can'nın başının önde olarak vajinal yoldan olduğu doğumdur. Bir vajinal doğumun normal olup olmayacağı Can doğana kadar kesin olarak kestirilemez. Son anda bile bazı şeyler ters gidebilir. Ancak önceden yapılan muayenelerle doğumun normal olma şansı hakkında hekim bir kanı edinebilir.
Özellikle Ülkemizde sezaryana karşı bir korku vardır. Sezaryanla doğan kadınların yarım kalacağı ( O'da ne demekse?), iyileşmesinin çok güç olacağı, karnının şiş kalacağı söylentileri dolaşır durur. Bunların hiçbiri gerçekleri yansıtmaz.

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
13 Nisan 2006       Mesaj #80
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Selüliti önlemenin yolları.

Doğru beslenme : Selülitle başa çıkmak için doğru beslenmek ve kilonuzu korumanız gerekir. Öncelikle fast food tarzı bol kalorili ve yağ oranı yüksek hazır gıdaları mümkün olduğunca hayatınızdan çıkarmalısınız. Beslenme tarzınızı yeniden gözden geçirdikten sonra, tuz, şeker, yağ tüketimini minimum düzeye indirmelisiniz. Taze, yağsız, besleyici besinleri, sebze ve meyveleri, baklagilleri, bol lif içeren tahılları ve potasyum miktarı yüksek olan portakal, muz, karpuz, patates, havuç, avokado, bezelye ve fasülyeyi bol miktarda tüketmelisiniz. Şekerleme, hamur işi ve alkolden uzak durmalısınız çünkü alkol kanda yağa dönüşür ve vücutta birikir.

Masaj : Selülitle tedavide etkili bir başka yöntem de günde en az 5 dakika fırça ya da eldiven yardımıyla yapabileceğiniz masajdır. Kan dolaşımını hızlandırarak harekete geçirip, birikmiş yağ hücrelerinin atılmasını sağlayan masaja önce hafif hareketlerle başlayın. Parmak uçlarıyla yapılması gereken masajla birlikte antiselülit kremleri kullanırsanız gözle görülür bir düzelme elde edebilirsiniz. Bu arada saunaya gitmek de iyi gelecektir.

Egzersiz : Sürekli hareketsiz durmaktan dolayı oluşan deformasyon ve kan dolaşımındaki bozukluğu ortadan kaldırmak için spor yapmak gerekir. Özellikle selülit tedavisinde yürüyüş, jogging, yüzme, tenis, jimnastik gibi sporların yapılması son derece etkilidir. Nefesi hızlandıran ve minimum 20 dakika süren aktiviteler yağları yakıcı fayda sağlar.

Antiselülit kremleri : Doğrudan doğruya yağ hücrelerini harekete geçiren ve hücrelerin içini boşaltmayı sağlayan antiselülit kremleri de, selülitle karşı girişilen kişisel savaşta önemli rol oynar. Bu kremleri kendinize yapacağınız masajla birlikte uygularsanız, kremin daha çabuk emilerek daha etkili olmasını sağlarsınız.

Su : Yağ dokularını, zehirli ve atık maddeleri vücuttan atmak için bol su içmeniz gerekir. Uzmanlar selülit oluşumunu engellemek, cildin sağlıklı ve güzel görünmesini sağlamak için günde en az 1.5 litre su içmek gerektiğini belirtiyorlar. Ancak bu, herkes aynı miktarda su içecek demek değildir. Çünkü her insanın gereksinim duyduğu miktar değişir.

Çeşitli madenler : Potasyum, demir ve magnezyum gibi maddeler dokuları sıkılaştırarak, selülit oluşmasını engellemektedir. Kahve içmeyi bırakıp onun yerine bitki çayları içmeye başlamalısınız. Ayrıca vitamin ve mineral alın. A ve E vitaminleri deriyi düzgünleştirir, magnezyum metabolizmayı harekete geçirir, fosfor ve silisyum dokuları kuvvetlendirir.

Enzimler : Yağ yakıcı etkileri olan enzimler, yiyeceklerin yağ hücrelerinde depolanmadan naklini sağlarlar. Elmada bulunan bu enzimlerin etkili olması için elma yerken ağızda çok fazla çiğnemek gerekir.




Benzer Konular

11 Aralık 2014 / ThinkerBeLL Sağlıklı Yaşam
19 Şubat 2013 / Demir YumruK Taslak Konular