Ziyaretçi
Doğum Kontrolü ve Planlanması
Sponsorlu Bağlantılar
Kontrasepsiyon, sözlük anlamı olarak, “doğum kontrolü, gebelikten korunma” şeklinde ifade edilir. Aile planlaması ve üreme sağlığı içinde ele aldığımızda kontrasepsiyon; çiftlerin istedikleri zaman, istedikleri ve yetiştirebilecekleri sayıda çocuk sahibi olmalarına, istenmeyen gebeliklerden ve oluşabilecek komplikasyonlardan korunmalarına olanak sağlar.
1998 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (TNSA) verilerine göre Türkiye’de oluşan 100 doğumun 30’u istenmeyen ya da planlanmamış doğumlardır. Bu durumda; Türkiye’de yılda oluşan yaklaşık 1,5 milyon doğumun 450 milyonu, planlanmamış ya da istenmeyen gebelikler sonucu oluşmaktadır. Ülkemizde halen evli 15-49 yaş arası kadınların;% 62’si artık başka çocuk istememekte, %13’ü iki yıl aradan sonra çocuk istemektedir. % 4’ü başka çocuk istemediği için tüplerini bağlatmıştır. %5 kadın ne zaman çocuk sahibi olacağı konusunda kararsız iken, %11’i 2 yıl içinde çocuk istemektedir. % 5’inin ise gebe kalması olanaksızdır. Bu oranlar, aile planlamasına gereksinimi olan kitleyi, yaklaşık %75-80 gibi büyük bir çoğunluk olarak belirlemektedir.1998 – TNSA’na göre son 5 yıl içinde yaşanmış doğumların %19’u hiç istenmemiş, %11’i de zaman açısından planlanmamış gebeliklerdir. Bu, her 3 doğumdan 1’inin istenmediği anlamına gelir.
Planlama yaparken çiftin ne süre ile gebelik istemediği, öncesinde kaç çocukları olduğu, bayanın sistemik veya jinekolojik hastalığının olup olmadığı ve en önemlisi çiftlerin tercih ettiği yöntem dikkate alınmalıdır. Her yöntem her çifte önerilemez. Bazı yöntemleri bayanların durumuna göre tercih etmek gerekir. Bunun için hekimler iyi anamnez almalı ve komple kadın hastalıkları muayenesi yapmalıdırlar.
Eşler, sevgililer bu konuyu birlikte mi düşünmelidir?
Doğum kontrolu çifti ilgilendiren bir konudur. Asıl amaç ‘’sağlıklı cinsel yaşantı’’yı sağlamaktır. Bu yüzden çiftlerin istekleri ve düşünceleri doğrultusunda öneriler yapmak uygun olacaktır. Cinsel yaşantıdaki mutluluk sosyal yaşantıya da olumlu etkiler yapar. Dolayısıyla korunma yöntemlerinin cinselliği sıkıntıya sokmayacak ve çiftlerin ortak karar vereceği seçenekler olması gerekmektedir. Sevgililer arasında cinsel yaşantıda cinsel yolla bulaşıcı hastalıkları da önleyici seçenekler yapmak uygun olacaktır. Yıllık kontroller hem önerilen yöntemlerin sorgulanması hem de genel koruyucu hekimlik açısından önemlidir. Koruyucu hekimlik kavramı altında aile planlaması da önemli yer tutmaktadır. Bu doğrultuda çiftler bilgilendirilmeli ve uygun yaklaşımlar sunulmalıdır.
Bu konuda yapılan temel, genel yanlışlar nelerdir?
Temel yanlışlar halen ülkemizde modern olmayan yöntemlerin sıklıkla kullanılmasıdır. Örneğin geri çekilme modern bir yöntem olmayıp 1998 verilerine göre çiftlerin %24.4 tarafından seçilen yöntemdir. Herhangi bir doğum kontrolu kullanım oranı ise aynı verilere göre %63.9’dur. Sadece %37.7 çift modern korunma yöntemlerini kullanmaktadır.
Yanlışlardan biri de bazı yöntemlerin ileride kısırlığa yolaçacağı inanışıdır. Mevcut modern korunma yöntemlerinden hiçbiri doğru ve düzenli takipler ile kullanıldığında sorun yaratmaz. Şu da bir gerçektir ki önerilecek yöntem o çiftin ihtiyaçlarına göre planlanmalıdır. Yöntemin seçiminde kadın hastalıkları uzmanı danışmanlık vermeli ve risk faktörleri veya geçmişteki sağlık öyküsüne göre tercihler sunmalıdır.
Doğum kontrolü eğitimi ailelerde okullarda verilmeli mi, kaç yaşlarında insanlar bu konuda bilgi sahibi olmalı?
Eğitim okullarda cinselliğin cocuk tarafından algılandığı dönem tamamlandıktan sonra verilmelidir. Kızların ergenlik dönemi memelerde tomurcuklanma ile başlar. Ortalama 10 yaş civarında gerçekleşir. Bunu Pubik kıllanma, büyüme hızında artış ve adet görme takip eder. İlk adet genellikle 12 yaş sonrasında görülür. Dolayısıyla ergenlik dönemindeki değişiklikler tamamlandıktan sonra 9-10. sınıflarda temel bilgilerin verilmesi uygun olacaktır. Ailelerin bilgilendirilmesi açısından rehber ögretmenlerin okullarda ebeveynlere yönelik toplantılar düzenlemesi önemlidir. Bilgilerin güncellenmesi önemlidir. Eğitimden bağımsız olarak ülkemizde ‘’aile planlaması’’ konusunda toplumsal bilinç eksiği vardır. Burada görev toplum kuruluşlarına ve öğrenim kurumlarına dişmektedir. Özellikle universite gençliğimiz batılılaşma yolunda koruyucu hekimlik imkanlarından yoksun kalmıştır. Universite yönetimleri ‘’doğum kontrolu’’ ve ‘’cinsel yolla bulaşan hastalıklar’’ konularında seminerler ve rehberlik imkanları sağlamalıdır. Ergenlik dönemi gebelikleri batılı toplumlarda olduğu gibi artık ülkemizde de çözüm bekleyen bir toplumsal sorundur. Bu konuya yönelik kongreler yapılmakta ve hekimler bilgilendirilmektedir. Öğrenim kurumları da ebeveynleri ve gençleri bilinçlendirici seminerler düzenlemelidir.
Doğum kontrolünde yeni gelişmeler neler, neler değişti, değişecek...
Vajinal halkalar bayanların 21 gün boyunca vajende tuttukları ve sonrasında adet dönemi yaklaştığında değiştirdikleri yeni bir uygulama. Amaç uzun süreli doğum kontrolunü rahat şekilde sağlayabilmektir.
Erkeklerin korunması mümkün mü? Bu konuda çalışamalar var (mesela erkekler icin de doğum kontrol hapı geliştirilmesi çalışmaları var ve tahmin
edersiniz kadınlar bunu dört gözle bekliyor) ama son durum nedir?
Bayanlar için doğum kontrol hapları 1970lerde nasılsa erkek için geliştirilen hapların durumu da şu anda böyledir. Çalışmalar devam etmektedir ancak istenilen etkin dozda formulasyonlar daha piyasaya sürülmedi.
Kürtajı bir doğum kontrol yöntemi gibi algılayanlar var, zararları neler?
Lokal anesteziyle yapılan uygulamalarda işlem esnasında en sık rastlanan komplikasyonlar lokal anestezik maddeye aşırı duyarlılık ve bayılma hissidir. Bu, geçici bir durumdur. Yaklaşık %1 oranında görülür.
İşlemden hemen sonra en sık görülen komplikasyon bulantı ve kusmadır. Bazen bayılma hissi oluşabilir. Bu durum da yaklaşık %1 oranında gözlenir ve hayati tehlike yaratmayan geçici bir durumdur.
Bazen rahim ağzı kanülün geçmesine izin vermeyecek şekilde sert olabilir ve işlem yarıda bırakılabilir (görülme oranı: yaklaşık 700'de 1). Tahliye bir hafta sonrasına ertelenir.
Gebelik çok erken ise (<5.5 hafta) tahliye başarısız olabilir. Tahliye bir hafta sonrasına ertelenir. Tecrübeli bir Kadın-Doğum uzmanı erken bir gebeliği tahliye etme girişiminde bulunmak yerine belli bir süre bekledikten sonra tahliye etmeyi önerir.
Özellikle gebelik büyükse işlem esnasında aşırı kanama olabilir. Yasal sınırlar içinde yapılan tahliyelerde oluşan kanamalar hayati tehlike yaratmaz.
Çok ender durumlarda ve çoğunlukla yasal sınırı aşan (10. gebelik haftası sonrası uygulanan) tahliyelerde işlem esnasında uterus delinebilir .
Enfeksiyon oluşacaksa bu genellikle işlemden 6-7 gün sonra ortaya çıkar ve kendini ağrı, akıntı, aşırı kanama şeklinde belli eder. Kürtaj sonrası verilen antibiotikleri düzenli olarak kullanmanız durumunda bu komplikasyon da ender olarak gözlenir.
İçeride "parça kalması" durumunda genellikle ilk iki haftada adet esnasındaki kanamadan çok daha fazla kanama görülür ve bu kanama pıhtı şeklinde ve koyu renklidir. Kanamanın ağrılı olması kural değildir. Bazen parça düştüğü gözlenebilir.
Geç dönemde görülen en önemli, ancak ender bir komplikasyon işlem esnasında rahim iç tabakasının aşırı hasar görmesi sonucunda oluşan yapışıklıklardır (Asherman sendromu). Kendini kürtajdan 4-5 hafta geçmesine rağmen adet kanamasının olmaması ve ilaç tedavisiyle de kanama oluşturulamaması şeklinde gösterir. Usulüne uygun yasal sınırlar içinde yapılan tahliyelerde ve özellikle de vakumla uygulanan işlemlerde ender olarak gözlenir.
Kürtajdan belli bir süre sonra (genellikle bir hafta sonra) doktor sizi kontrole çağıracaktır. Bu kontrol gebeliğin tümüyle sonlandırıldığından, enfeksiyon oluşmadığından, işlem esnasında spiral takılmışsa spiralin uygun konumda olduğunun belirlenmesi açısından çok önemlidir. Bu kontrol ihmal edilmemelidir. Eğer kanama, parça düşürme, aşırı ağrı, ateş gibi durumlar ortaya çıkarsa kontrol günü beklenmemeli ve hemen doktorla irtibata geçilmelidir. Kürtajdan 2 hafta sonrasına kadar ilişki ertelenmelidir.

Kadın Sağlığı
