Arama

Sağlık Sektöründe Yeni Teknolojiler, Gelişmeler ve Son Haberler - Sayfa 15

Güncelleme: 28 Kasım 2016 Gösterim: 237.486 Cevap: 327
HerHangiBiri - avatarı
HerHangiBiri
Ziyaretçi
7 Kasım 2008       Mesaj #141
HerHangiBiri - avatarı
Ziyaretçi
İlk kez bir tek kişinin tüm gen haritası çıkarıldı

Sponsorlu Bağlantılar

dna78


Bilim insanları, ilk kez tek bir bireyin tüm gen haritasını çıkararak, genetik hastalıkların teşhis ve tedavisinde, kişiye yönelik hekimlik için bireysel genetik mirasın incelenmesinin yolunu açtılar.ABD’deki Craig Venter Institute, California Üniversitesi ve Kanada’nın Toronto kentindeki Çocuk Hastanesi’nin ortaklaşa araştırmasında, her biri, bireyin anne ve babasının mirası olan 23 çift kromozom incelendi.Araştırmacılar, "HuRef" adını verdikleri bu gen analiz tarzının, tek bir kişideki kromozom çiftleri arasında bulunan yüksek derecedeki genetik farklılıkları gösterdiğini belirtiler.2001 yılında yine Craig Venter ile Celera Genomics şirketi ve bir uluslararası bilim konsorsiyumu tarafından iki ayrı tarzda yapılan insan geni analizinde, genlerin "harf harf" haritası çıkarılmış, ancak analiz edilen genlerin değişik kişilere ait olduğu (örneğin Celera için 5 ayrı kişi) belirtilmişti. Venter ekibi, bu yöntemlerin insanlardaki genetik farklılığı ortaya çıkaramadığını savunmuştu. Araştırmacılar, tek bir kişiye ait genlerin incelenmesine dayanan yöntemin ise büyük zaman ve kaynak harcaması gerektirdiğini, 2003’te başladıkları bu çalışmanın 10 milyonlarca dolara mal olduğunu belirterek, 3 ila 5 yılda geliştirilecek yeni tekniklerle bu işin daha ucuza ve daha az zaman kaybına mal olmasının beklendiğini kaydettiler.

Bilim insanları, böylece, 10 bin civarındaki insan geninin bireysel şekilde incelenmesiyle, bireysel gen haritası çıkarmanın yaygılaşabileceğini belirttiler. Kromozom çiftleri arasındaki 4,1 milyon farklılığın 3,2 milyonunu "SNPs" adı verilen bir harf veya tabanın noktasal farklılığı, yaklaşık bir milyonunu da "ekleme/silme, tekrarları kopyalama, yenileme vb" gibi diğer genetik farklılıklar oluşturuyor. Bilim insanları, insan gen haritasındaki değişkenliklerin farklılıkların ilginç olduğunu, ancak, şu anda genetik hastalıkların tanı ve tedavisi konusunda hiçbir yenilik getirmediğini belirtirken, yakın bir gelecekte, hangi tarafın hangi genetik mirası bıraktığını anlamanın mümkün olacağının altını çiziyorlar. Araştırmacılar, böylece, yüksek kolesterole, kalp krizine ya da depresyona eğilimin veya alkol bağımlılığının genetik mirasının kolayca anlaşılabileceğini belirtiyorlar. Bilim insanları araştırmalarında, hastalıklara uyan 300’den fazla gendeki farklılıkları ve değişik protein biçimleri oluşturan 4 bin geni tespit ettiler.
Gabriella - avatarı
Gabriella
Ziyaretçi
10 Kasım 2008       Mesaj #142
Gabriella - avatarı
Ziyaretçi
Obezlerde Pankreas Kanseri Riski

Sponsorlu Bağlantılar


b422a3643a b
Obezite, pankreas kanseri riskini arttırıyor. Risk özellikle obez kadınlarda yüzde 70'e kadar yükselebiliyor
Çeşitli ülkelerden bilim adamlarından oluşan uluslararası bir ekip tarafından yapılan araştırmaya göre fazla kiloları daha çok bel çevresinde toplanan obez kadınlarda pakreas kanseri riski arttıyor.
İsveç 'in Karolinska Enstitüsü 'nden Juhua Luo, araştırmayla ilgili yaptığı açıklamada, pankreas kanseri riskinin kadınlarla erkekler arasında eşit olduğunu bildirirken, ancak araştırmanın menopoz sonraı dönemde aşırı kilolalarını bel çevresinde taşıyan kadınlarda pankreas kanseri oluşması olasılığının arttığını ortaya koyduğunu söyledi.
ABD 'de menopoz sonrası dönemlerinde bulunan toplam 138 bin kadın deneğin katıldığı araştırma 7 yıl sürdü. Deneklerden 251 kadın pankreas kanserine yakalanırken hastalardan 78'inin bel çevresinin aşırı kilolo olduğu görüldü.
Bel Çevresinden Kilo Alan Kadınların Pankreas Kanseri Riski Artıyor
Araştırma ekibince yapılan yazılı açıklamada, obezitenin yaygınlaşmasına karşın önlenebilir sağlık sorunu olduğu vurgulanarak, özellikle menapoz sonrasında bel çevresinde aşırı kilo alan kadınların pakreas kanseri risklerini arttırdıklarını bilmeleri istendi.
Pankreas kanseri dünya çapında kanserden ölümlerde 5. sırada yer alıyor.
Kaynak: TRT
Tarih: 09:33:47 19.07.2008
HerHangiBiri - avatarı
HerHangiBiri
Ziyaretçi
10 Kasım 2008       Mesaj #143
HerHangiBiri - avatarı
Ziyaretçi
Türk doktordan önemli buluş


fileashx?FileID164691&ampWidth292&ampHeight0&ampBlackWhiteFalse


Çalışmalarını ABD'deki Yale Üniversitesi'nde sürdüren Prof. Dr. Murat Günel tarafından yapılan araştırmayla, beyin kanamalarına yol açan anevrizmaya neden olan 3 gen bulundu

Araştırma sayesinde, anevrizma oluşma riski yüksek hastalar basit bir kan testiyle tespit edilerek, beyin kanamaları önlenebilecek. Yale Üniversitesi Beyin Cerrahisi Damar Hastalıkları (Nörovasküler) Bilim Dalı Başkanı ve Beyin Genetiği Programı Direktörü Prof Dr. Murat Günel'in, aynı üniversiteden Dr. Richard Lifton ve Türk doktorlar Kaya Bilgüvar, Yaşar Bayrı veZülfikar Arlıer ile birlikte yürüttüğü 15 yıllık araştırmanın sonuçları, dünyanınen büyük tıp dergilerinden biri olan Nature Genetics'te yayınlandı.

Araştırmada, Hollanda'nın yanı sıra, dünyada anevrizmaya bağlı beyin kanamalarının en çok görüldüğü Finlandiya ve Japonya'dan toplanan 10 binin üzerinde kan örneğinden elde edilen genetik materyal (DNA) kullanıldı.

Bunlarınyaklaşık 2 bin 200'ü anevrizma hastalarından, 8 bini de sağlıklı, anevrizmasıolmayan insanlardan toplandı.Araştırmada ilk olarak, Avrupalı hastaların kanlarındaki (DNA) 300 bin değişik bölgeye bakıldı.

Sonuçta, 3 bölgedeki değişikliklerin anevrizma riskinitüm dünya toplumlarında artırdığı belirlendi. Araştırma sayesinde, basit bir kan testiyle beyin kanaması olmadanan evrizma oluşma riski yüksek hastaların tespit edilebileceği bildirildi.

Bu kişiler belirlenince, MR Anjiyo ve KT Anjiyo gibi radyolojik tetkiklerle takip edilebilecek. Oluşumu belirlenebildiği takdirde de anevrizma,patlamadan önce cerrahi veya damar içi yöntemler kullanılarak tedavi edilebilecek.

Anevrizma oluşmasının nedenleri

Günel, bu araştırma sayesinde ortaya çıkarılan 3 genin tespitiyle, söz konusu hastalığın oluşum nedenlerinin de anlaşılmaya başlandığını bildirdi.

Araştırmayla, hiç beklenmedik bir şekilde, her 3 genin de damarlardaki bozukluğu tamir eden kök hücreleri etkilediğinin belirlendiğini anlatan Günel, "Bu genlerdeki bozukluklar, beyin damarlarının sertleşerek erken yaşlarda bile yaşlanmalarına yol açıyor. Bu erken yaşlanmaya bağlı olarak da anevrizmalarortaya çıkıyor ve zamanla patlayarak beyin kanamalarına ve felçlere sebep oluyor" şeklinde konuştu.

Günel, uzun vadedeki hedefinin, bu sonuçlara bağlı olarak yeni tedaviler geliştirerek, anevrizmaları kanamadan teşhis edip yeni yöntemler kullanarak hastaları iyileştirmek olduğunu söyledi.

Türkiye'de anevrizma hastalığı

Günel'in verdiği bilgiye göre, anevrizmaların toplumda görülme riskiyaşla artıyor. ABD'de yapılan araştırmalara göre, hastalık 60 yaşında toplumun yüzde 5 gibi büyük bir kısmını etkileyebiliyor.

Türkiye gibi sigaranın çok içildiği ve yüksek tansiyonun sık görüldüğü toplumlarda, bu oran yüzde 5'in üzerine bile çıkabiliyor. Ancak, Türkiye'de bukonuda yapılan bir araştırma olmadığı için, tam bir sayı verilemiyor.

Sadece Türkler'de etkin genlerin varlığının mümkün olduğunu, ancak,Türkiye'de böyle bir araştırma yapılmadığı için bunun var olup olmadığının henüz bilinmediğine dikkati çeken Murat Günel, "Bu yüzden böyle bir araştırmanınTürkiye'de de yapılarak, Türkler'e özgü bu genlerin saptanması halinde, gerekenönlemlerin alınması çok önemli" diye konuştu.


CNNTÜRK
simon1simon1 - avatarı
simon1simon1
Ziyaretçi
10 Kasım 2008       Mesaj #144
simon1simon1 - avatarı
Ziyaretçi
akşam eve gelirken hep bir diyaliz merkezi önünden geçiyorum camlarında film veya perde türünden bir şey yok insanlar camdan içeriye doğru sıralı bir şekilde yatarak diyaliz makinalarına bağlı öylece yatıyorlar.içim bir tuhaf oluyor...buna karşı bir şey yapılabilecek bir olay vs.bişiyok mu?insanlar nereye gidiyorlar?mayaların yazdığı kehanete göre sonumuz geldi mi yoksa.....sğlıkta bence olan bir gelişme yok.eskiden insanlar sadece ölürlerdi,şimdide ölüyorlar farkı ölümlerine bir tanı konulması........HystericHystericHystericHysteric
HerHangiBiri - avatarı
HerHangiBiri
Ziyaretçi
12 Kasım 2008       Mesaj #145
HerHangiBiri - avatarı
Ziyaretçi
Kalp krizine mucize ilaç


gp 321819


İngiliz ve İsveçli bilim adamları tarafından geliştirilen yeni bir kolesterol ilacı sayesinde, felç riski de sağlıklı kişilerde bile yüzde 44 düşüyor

Yeni nesil kolesterol ilacı olarak geliştirilen ve ABD’li bilim adamları tarafından test edilen Crestor isimli ilaç, yüksek kolesterol yüzündan kalp hastalığı riski taşıyan kişilerde kolesterolu düşürmek için kullanılan statinleri içeriyor.

Ancak günlük olarak kullanılması öngörülen ilacın 18 bin kişi üzerinde yapılan testlerinde kolesterol sorunu olsun olmasın tüm insanlarda kalp hastalığı riskini ciddi oranda düşürdüğü belirlendi. İngiliz Daily Mail ve Daily Express gazetelerinin manşetten verdiği mucize ilaç, İsveçli ve İngiliz ilaç firması AstraZeneca tarafından geliştirildi.

İlaç damarları güçsüz hale getirerek kalp hastalığı ve felce neden olduğu tahmin edilen hsCRP proteini seviyesini düşürmeyi hedef alıyor. Düzenli kullanılması durumunda aylık masrafı 50 dolar civarında olan Crestor, kalp krizi riskini yüzde 54, kalp hastalığı riskini yüzde 44, felç riskini yüzde 48, hayatın bir döneminde bypass ya da anjio olma riskini yüzde 46 ve herhangi bir nedenden ölüm riskini de yüzde 20 oranında azaltabiliyor. Kötü kolesterol oranı ise yarı yarıya düşüyor.

Bilim adamları ilacın yapılan testlerde beklenenden iki kat daha etkili olduğuna dikkat çekerken Crestor’un şimdiye dek üretilmiş en güçlü statin olduğunu iddia ediyor. Hatta ilaç, Glasgow Üniversitesi tarafından yürütülen ve 26 ülkeden 18 bin gönüllünün katıldığı testlerde o kadar büyük bir başarı gösterdi ki testler planlanandan yedi ay önce sonuçlandırıldı.


HÜRRİYET
HerHangiBiri - avatarı
HerHangiBiri
Ziyaretçi
12 Kasım 2008       Mesaj #146
HerHangiBiri - avatarı
Ziyaretçi
spacer

spacer
spacer
Yumurtalık nakliyle anne oldu


gp 322670


LONDRA - İngiltere'de dünyanın ilk başarılı yumurtalık nakli ameliyatını geçiren ve ikiz kız kardeşinin bir yumurtalığını alan kadının anne olduğu açıklandı.

Söz konusu kadının yumurtalık nakli ameliyatını yapan Dr. Sherman Silber, doğumu yaptıran doktorun 3,5 kilogramlık kız bebeğin dünyaya gelişini ilk olarak kendisine haber verdiğini belirtirken, "Hamilelik bile bizde müthiş bir heyecan yaratmıştı. Doğumu duymak bize bambaşka bir duygu yaşattı" dedi.


gp 322671


39 yaşındaki Alman asıllı İngiliz vatandaşı annenin de çok mutlu olduğu ve uzun bir çabanın ardından dünyaya getirdiği bebeğinin son derece sağlıklı olduğu belirtildi.

Annenin 15 yaşında yumurtalıklarının işlevlerini yitirmesiyle kısırlaştığına işaret eden bilim çevreleri, adı açıklanmayan kadının ikiz kız kardeşinden alınan bir yumurtalıkla yeniden adet görmeye başlayıp anne olmasını devrim niteliğinde bir gelişme olarak değerlendiriyor.

Gelişme aynı durumdaki pek çok kadın için de umut olarak kabul ediliyor.


AA

GAZETEPORT
HerHangiBiri - avatarı
HerHangiBiri
Ziyaretçi
15 Kasım 2008       Mesaj #147
HerHangiBiri - avatarı
Ziyaretçi
Beyaz saçlılara müjdeli haber


Sağlık Sektöründe Yeni Teknolojiler, Gelişmeler ve Son Haberler


İngiliz ve Alman bilim adamları, hastalık ya da aşırı stres yüzünden beyazlaşan saçlara eski rengini veren bir ilaç geliştirdi.

Manchester ve Lübeck üniversiteleri tarafından üretilen ilaçta bulunan molekül, saça renk veren pigmentleri harkete geçirerek saçın doğal rengine kavuşmasını sağlıyor. Uzmanlar, vücutta doğal olarak bulunan saç rengi pigmenti “melanin”i harekete geçiren hormon K(D)PT’yi suni olarak üretti.

Şampuan olarak geliştirilecek ilacın kadın ve erkeklerde beyaz saçları önleyeceği tahmin ediliyor. Teknik, şimdilik yaşlanmadan ağaran saçlara çözüm sunmuyor. Ayrıca sadece laboratuvarda denenen ilaç, henüz saçın tamamını eski rengine kavuşturmayı da vaat etmiyor.


KENTHABER
HerHangiBiri - avatarı
HerHangiBiri
Ziyaretçi
16 Kasım 2008       Mesaj #148
HerHangiBiri - avatarı
Ziyaretçi
Bilim adamları tekil hücreler geliştirdiler


hC3BCcre


Amerikalı bilim adamları, vücudun belli bölümlerine ilaç ya da nano parçacıkları polimer paketçiklerde taşıyan tekil hücreler geliştirdiler.

ABD'nin prestijli üniversitesi Massachusetts Institute of Technology'den (MIT) araştırmacıların geliştirdiği hücreler polimer "sırt çantaları" taşırken, normal fonksiyonları korunuyor.Araştırmacılar, Nano Letters dergisindeki makalelerinde, bu çantacıkları manyetik nano parçacıklarla doldurarak mıknatıslarla harekete geçirme olanağı elde ettiklerini belirterek, bu yaklaşımın doku mühendisliğinde doğrudan bu tip hücrelerin kullanılmasına olanak tanıyabileceğini kaydetti.

Araştırmaya katılanlardan Albert Swiston, canlı hücreler kullanarak, hem hücrelerin doğal fonksiyonlarından yararlanılabileceğine, hem de vücudun belirli bölümlerine ihtiyaca göre ısmarlama yük taşınabileceğine işaret etti.Çok katlı polimer teknoloji olarak bilinen teknikle "sırt çantalarını" geliştiren ekip, üç katmanlı bu çantacıklara hücreleri bağladı. Hücreleri vücudun belirli bölümlerine taşıyarak, MR görüntülemesinde görüntü kalitesinin arttırılması veya bağışıklık sistemi tipinde bir hücre olan "limfosit" gibi yüklerin istenen bölgeye gönderilmesi hedefleniyor.İlaç taşınmasının yanında bu yaklaşımın, aşıların da lenf sisteminde hedeflenen noktayı daha doğru bulmasına yardımcı olabileceği düşünülüyor.
HerHangiBiri - avatarı
HerHangiBiri
Ziyaretçi
16 Kasım 2008       Mesaj #149
HerHangiBiri - avatarı
Ziyaretçi
AIDS'ten kaç kişi öldü


Sağlık Sektöründe Yeni Teknolojiler, Gelişmeler ve Son Haberler


AB destekli Türkiye Üreme Sağlığı Programı kapsamında hazırlanan "Türkiye'de Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar ve AIDS'in Sürveyans Sistemine İlişkin Durum Analizi"ne göre bin 921'i taşıyıcı toplam 2 bin 544 AIDS hastası bulunan Türkiye'de hastaların yüzde 68.7'si erkek, yüzde 31.3'ü de kadın. AIDS vakalarından bildirilen ölümlerin sayısı, ilk HIV vakasının bildirildiği 1985'den 2006 yılına kadar geçen sürede toplam 111 kişi oldu.

Analize göre, Türkiye'de en sık 20-49 yaş arasında AIDS vakalarına rastlanıyor. Cinsiyete göre dağılıma bakıldığında ise, vakaların yüzde 68,7'sinin erkek, yüzde 31,3'ünün kadın olduğu görülüyor.

Erkeklerdeki AIDS vakalarının kadınlardan 2-4 kez daha fazla olduğu, güvensiz cinsel ilişki ve Türk erkeklerinin kadınlardan daha fazla cinsel özgürlüğe sahip olmasının, erkeklerde HIV enfeksiyonuna yakalanma riskini artıran sebepler arasında bulunduğu bildirildi.

Analizde yer alan bilgilere göre, Türkiye'de AIDS yüzde 50.8 heteroseksüel cinsel temas, yüzde 8.1 homoseksüel cinsel temas, yüzde 5.88 damar içi madde kullanımı, yüzde 2.27 transfüzyon alımı yoluyla bulaşıyor.

AIDS'in anneden bebeğe geçme oranı yüzde 1.66 iken, vakaların yüzde 30'unda ise enfeksiyona yakalanma nedeni bilinmiyor.


KENTHABER
HerHangiBiri - avatarı
HerHangiBiri
Ziyaretçi
16 Kasım 2008       Mesaj #150
HerHangiBiri - avatarı
Ziyaretçi
Yumurtalık nakliyle doğan ilk bebek


gp 325601

Londra'da yumurtalık nakliyle hamile kalan bebeğin ilk fotoğrafı yayınlandı. Maja Charlotte Shasa adı verilen bebeğin ismi, 'Maja', Roma döneminde Bereket Tanrısı'nın adından geliyor.

LONDRA- İngiltere'nin başkenti Londra’da beş gün önce yumurtalık nakli sayesinde bir bebek dünyaya getiren Susanne Butscher, erken menopoza girdiği için hamile kalamıyordu.İkizinden alınan yumurtanın nakledilmesinin ardından 1 yıl sonra hamile kalan 39 yaşındaki kadın, aynı durumu yaşayan kadınlar için şimdi bir umut ışığı olarak gösteriliyor.

Mutluluğunun tarifsiz olduğunu söyleyen anne, ""Dünyada yumurta nakliyle anne olan ilk kadın olmak inanılmaz bir duygu. Anne olmama yardım eden herkese sonsuz minnettarım. Bana bu fırsatı verenlere teşekkür ederim" şeklinde konuştu.

Portland Hastanesi’nde dünyaya gelen ve Maja Charlotte Shasa adı verilen bebeğin ilk fotoğrafları yayınlandı. "Maja" ismi Roma döneminde Bereket Tanrısı'nın adı olarak geçmekte.


GAZETEPORT

Benzer Konular

4 Aralık 2016 / gokhan404 Akademik
12 Ekim 2014 / Misafir Sanat
2 Şubat 2016 / byseus Sosyal Ağlar
27 Ekim 2015 / _EKSELANS_ Sosyal Ağlar
12 Haziran 2015 / _EKSELANS_ Arşive Kaldırılan Konular