Arama

Erkek Sağlığı -Erkek Bakımı - Sayfa 3

Güncelleme: 1 Temmuz 2016 Gösterim: 119.002 Cevap: 58
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
19 Temmuz 2006       Mesaj #21
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi

Estetik Cerrahi



Sponsorlu Bağlantılar

Yüz Germe (face lifting)


Düzeltmeler


Alın, şakaklar, çene altı, boyun, tek başına ya da yüzün tamamı gerginleştirilir.

Gerekenler


Tahliler, operasyondan önce en az 6 saat aç kalınır, lokal veya genel anestezi uygulanır, operasyon yaklaşık 2-3 saat sürer, 1 gece hastanede kalmak yeterlidir, 1 hafta sonra dikişler alınır, 10 gün içinde morluk ve şişlikler geçer, 1 ay boyunca güneşten korunmalıdır.

Operasyon nasıl gerçekleşir
Kulak çevresi ve saç içinden yüz cildi serbestleştirilerek gerilir.

İzler


Genelikle birkaç ay içinde fark edilmeyecek kadar belirsiz hale gelir.

Komplikasyonlar ve beklenmeyen etkiler


Morarma, enfeksiyon, geçici his kaybı.

Beklenen sonuç


Birden aşırı kilo kaybı olmadığı takdirde etkisi 10-15 yıl sürer.

Bleforoplasti (göz kapağı estetiği)


Düzeltmeler


Göz kapağı düşüklüğü ve sarkması giderilir, göz altı torbaları ortadan kaldırılır.

Gerekenler


Tahliller, göz muayenesi, lokal veya genel anestezi uygulanır, operasyon 1 saat sürer, hastanede kalmaya gerek duyulmaz, 3-4 gün sonra dikişler alınır. Gözdeki şişlik ve ödem 7-10 gün içinde normale döner.

Operasyon nasıl gerçekleşir ?


Kirpiklerin 1-2 mm altından ve kapak katlantısından kesilerek yağ torbaları ve fazla cilt alınır. Böylece izler gizlenmiş olur ve fark edilmez.

Komplikasyonlar ve beklenmeyen etkiler


Morarma asimetri, şişlik.

Beklenen sonuç


40 yaşında gerçekleştirilen operasyonun 10-15 yıl sonra tekrarlanması gerekebilir.

Gıdık Estetiği


Düzeltmeler


Yağ fazlası alınır, deriye gergin bir görünüm sağlanır.

Gerekenler


Tahliller yapılır, lokal veya genel anestezi uygulanır, hastanede kalınması gerekli değildir. Operasyon süresi yarım saat ile 2 saat arasında değişir, dikişler 7 gün sonra alınır, baş hareketleri 1 hafta kısıtlanır, müdahale sonrası tedavi 10 gün sürer.

Operasyon nasıl gerçekleşir


Sadece yağ fazlalığı varsa kulak memesi altından açılan 1-2 mm’lik bir delikten yağlar vakumla emilir. Deri sarkması varsa fazla deri çıkartılarak gerginlik sağlanır.

İzler


Kulak altında gizlenen izler fark edilmez.

Komplikasyonlar ve beklenmeyen etkiler


Morarma ve enfeksiyon

Beklenen sonuç


10 yıl içinde operasyonun tekrarı gerekebilir.
Son düzenleyen perlina; 1 Temmuz 2016 19:21
Hi-LaL - avatarı
Hi-LaL
Ziyaretçi
1 Ağustos 2006       Mesaj #22
Hi-LaL - avatarı
Ziyaretçi
Cinsel gücü artıran bitkiler

Sponsorlu Bağlantılar
Uzmanlar, maydanoz, kereviz, sivri biber, kırmızı biber, nane gibi birçok bitkinin, erkeklerde hormonlar üzerinde olumlu etki yaparak cinsel arzuyu ve gücü artırdığını bildirdi.
Cinsel arzuyu ve gücü artırdığı bilinen bitkilerle ilgili yapılan araştırmalara her geçen gün yenileri ekleniyor. Uzmanlara göre, erkek hormonlarını çalıştıran ve cinsel isteği artıran bitkiler şunlar:

Kuşdili: Tüm salgı bezlerini dengeli bir şekilde çalıştırır. Erkeklerde de kadınlarda olduğu gibi cinsel iktidarsızlığı giderir.

Maydanoz: Bedeni yorgunluk ve ruhi bunalımı giderir. Erkeklerde cinsel gücü artırır.
Erkek Sağlığı -Erkek Bakımı


Nane: Cinsel isteği çok artırır. Erkekte psikolojik iktidarsızlığı giderir.

Tarçın: Cinsel isteği çok artırır.

Zencefil: Tüm vücudu uyararak bedeni ve zihni çalışma gücünü artırır. Erkekte cinsel gücü ve isteği artırır.

Kişniş: Erkeklerde cinsel arzuyu artırır. Günde bir kahve kaşığı kullanılır. Sinir sistemine de çok yararlıdır. Et yemeklerine veya yemeklerde soslara konur. Bir bardak sıcak suya yarım kahve kaşığı kişniş karıştırılıp, yemek üzerine içilebilir.

Vanilya: Çeşitli sebeplerle (ruhi ve bedeni zayıflık) erkeklerde görülen cinsel iktidarsızlığı giderir ve onlara cinsel güç kazandırır. Pasta ve sütlü tatlılarda kullanılır.

Kırmızı biber: Cinsel isteği çok artırır. Ancak damar sertliği, üre ve tansiyonu olanlar yememelidir.

Sivri biber: Bol miktarda C, P, K vitamini içerir. Erkeklerde cinsel isteği artırır.

Hardal: Cinsel arzuyu artırmanın yanı sıra sinirleri kuvvetlendirir. Ancak midesi hassas olanlar, karaciğer, damar setliği ve tansiyonu olanlar kullanmamalıdır veya çok az almalıdır.

Kereviz: Çeşitli iç salgı bezlerine tesir eder ve onların faaliyetlerini artırır. Erkeklerde cinsel faaliyeti çok artırarak vakitsiz iktidarsızlığı önler.

Ayçiçeği: Bol protein ihtiva eder, içeriğinde fazla miktarda E vitamini vardır. İktidarsızlığa engel olur. Kalp ve sinir hastalıklarını önler. Cinsel arzuyu artırır.

Greyfurt: Vücuda gençlik ve dinçlik verir. Sabah kahvaltıda bir bardak içilmesi tavsiye edilir. Ülseri ve tansiyonu olanlara tavsiye edilmez.

Çam fıstığı: Bol E vitamini vardır. Cinsel tükenmeyi ve buna bağlı olarak ruhi çöküntü ve kalp rahatsızlıklarını geçirir.

Antepfıstığı: Protein ve bol E vitamini ihtiva eder. Cinsel arzuyu uyarır.

Susam: Cinsel isteği artırır.

Son düzenleyen perlina; 1 Temmuz 2016 19:33
Hi-LaL - avatarı
Hi-LaL
Ziyaretçi
5 Ağustos 2006       Mesaj #23
Hi-LaL - avatarı
Ziyaretçi

Erkeklerde meme kanseri



Erkek Sağlığı -Erkek Bakımı
Genellikle kadınlarda görülen meme kanseri erkeklerde de ortaya çıkabiliyor. Ancak erkek meme kanserinin kadınlardakine göre daha kötü sonuçlar doğuruyor. Çünkü erkeklerde meme dokusu bulunmadığı için kanserin yayılması daha hızlı bir seyir izliyor.

İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi"nde görevli Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Okay Nazlı, genellikle kadınlarda görülen meme kanserinin erkeklerde de nadir olarak ortaya çıkabildiğine dikkati çekerek, ancak erkek meme kanserinin kadınlardakine göre sonuçlarının daha kötü olduğunu söyledi.

Tüm meme kanserlerinin yüzde 1"inden azını oluşturan erkek meme kanserlerinde tedavinin genellikle kadın meme kanseri tedavisiyle aynı olduğunu ifade eden Nazlı, meme kanserinin erkeklerde kadınlara göre daha ileri yaşlarda görüldüğünü kaydetti.

Nazlı, meme kanserine yakalanan erkek hastaların memede kitle ve ağrı şikayetleriyle doktora başvurduğunu belirterek, “Erkek meme kanseri, nadir görülen bir kanser türüdür, ancak kadınlardakine göre daha kötü gidişat sergiler” diye konuştu.

Erkeklerde meme dokusu bulunmadığı için kanserin daha hızlı yayıldığını ifade eden Nazlı, “Erkekler bu rahatsızlığı ilerlemiş bir evrede fark eder. Erkeklerde kadın meme kanserlerine oranla daha düşük bir ihtimalle kurtuluş olur” dedi.


AİLESİNDE MEME KANSERİ OLANLAR DİKKAT


Ailesinde meme kanseri öyküsü bulunanların daha dikkatli olması gerektiğini vurgulayan Nazlı, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Meme kanserinin yüzde 10 genetik yönü vardır. Erkek meme kanseri olanların yüzde 30 oranında ailelerinde mutlaka kadın meme kanseri vardır. Bu hastalık yaş ilerledikçe artar. Örneğin erkek meme kanseri 35 yaş üzeri erkeklerde 100 binde 0.1 görülme olasılığı varken, 85 yaş üzeri erkeklerde de 100 binde 11,1 görülme olasılığına kadar çıkar. Ayrıca evlenmemiş erkeklerde görülme olasılığı yüksektir.”

BELİRTİLERE DİKKAT


Nazlı, erkeklerde meme kanserinin genellikle ilk olarak memede büyüme, ağrı, kızarıklık, kitle ve şekil değişiklikleriyle ortaya çıktığını ifade ederek, “Erkek meme kanserlerinde erken tanı çok önemlidir. Bu nedenle, memelerinde anormal değişiklikler olan ya da kitle hisseden kişiler, zaman geçirmeden bir genel cerrahi uzmanına gitmelidirler” diye konuştu.

Erkeklerde meme bölgesindeki her şişliğin kanser olarak değerlendirilemeyeceğini belirten Nazlı, kilolularda ve bazı gençlerde meme bölgesinde şişkinlik olabileceğini, ancak kanserde, bu bölgede daha sert bir kitle oluştuğunu söyledi.

Nazlı, özellikle meme bölgesinde sert kitle veya bir oluşum ele geldiğinde, zaman yitirmeksizin bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğini vurgulayarak, çoğu zaman geç kalınabildiğini kaydetti.

BANYODA KONTROL EDİN


Meme kanseri riskine karşı erkeklerin de banyoda, kadınlar gibi kendi kendilerine kontrol yapması gerektiğini ifade eden Nazlı, “Bu sadece kadınlara özgü bir hastalık değil. Erkeklerde bu rahatsızlığa yakalanabilme olasılığına karşı kendi kendilerine göğüslerini kontrol etsin. Çünkü bu rahatsızlık erkeklerde geç fark edildiği için daha kötü sonuçlara neden oluyor” diye konuştu.
Son düzenleyen perlina; 1 Temmuz 2016 19:37
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Ağustos 2006       Mesaj #24
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Erkeklere Önerilen Sağlık Kontrolleri



Önce dişler


Yılda bir kez dişhekiminize görünün. Dişhekiminiz ağız boşluğunuzda diş ve dişetlerinizde olası değişiklikleri ayna ile yapacağı küçük bir gözlemle saptayabilir.
Gözler en önemli hazine
Her 3-5 yılda bir göz muayenesi yaptırın. Yaşınız 50 nin üzerinde ise bunu sıklaştırın. Doktorunuz görme sorununuz olup olmadığını, gözlük gereksiniminiz olup olmadığını, göz tansiyonu (glokom) , makuler dejenerasyon ve katarakt gibisık rastlanılan göz hastalıkları açısından değerlendirir.

Tansiyonunuzu ihmal etmeyin


Her iki yılda bir tansiyonunuzu kontrol ettirin.( Bu sıklık tansiyonu normal olanlar içindir. Eğer tansiyonunuz normal sınırların dışında ise doktorunuzun önerdiği sıklıkta ölçtürün.) Yüksek tansiyon ortalama her beş kişiden birini etkilemektedir. Yanlızca koroner kalp hastalığı için değil, konjestif kalp yetmezliği, çarpıntı, böbrek hastalıkları ve retinopati denilen göz bozuklukları içinde hipertansiyon risk faktördür. Tansiyonunuzu ölçtürürken dinlenmiş ve stres den uzaklaşmış olmanız gerekmektedir. Birçok uzman tansiyonun üst sınırlarını 140/90 olarak kabul etmektedir. Bununüzerindeki değerler yüksek tansiyon olarak kabul edilmektedir.

Kolestrole dikkat


Her 5 yılda bir kolesterol seviyelerinizi ölçtürün. (Kolesterol seviyeleriniz normalin üzerinde ise doktorun önerdiği sıklıkta ölçüm yaptırın) Basit bir kan testi ile kandaki total kolesterol, Düşük Dansiteli Kolesterol (LDL, kötü kolesterol) ve yüksek dansiteli kolesterol (HDL, iyi kolesterol) düzeyleri ölçülür. Total kolesterol ve LDL artışı kan damarlarının çeperlerinde yağ birikimini arttırır. HDL ise bu yağın birikimini önler. Kolesterol yüksekliği ve damarlarda biriken yağ ölümcül olabilen koroner arter hastalığına sebep olur. Kolesterol düzeyleri 200 mg/dl yi geçtiğinde koroner kalp hastalığı riski artmaktadır. 200-240 mg/dl arasındaki değerler ılımlı yüksek olarak kabul edilebilir ve diyet ve egzersiz ile bu düzeyler düşürülebilir. Bazı uzmanlar 240 mg/dl yi bazıları da 280 mg/dl yi geçtiğinde ilaç tedavisine başlarlar.

Kırkından sonra kolon muayenesi


40 yaşında başlayın.Testler normalse sigmoidoskopi ve kolon grafisini 3-5 yıl ara ile tekrarlatın. Ailenizde kolon kanseri veya polip hikayesi varsa her 5 yılda bir kolonoskopi yaptırın. Bu konuda doktorunuzun önerilerini uygulayın.

Sigmoidoskopi: Kolon ve rektumun son parçasının ince bükülebilen bir endoskoplaincelenmesidir.

Kolon grafisi:

Lavman yolu ile baryum verilerek kolon filmi çekilir. Kolondaki daralmış alanlar, polipler, divertikül adı verilen keseler, kanseröz lezyonlar izlenir.
Kolonoskopi: Bükülebilen bir endoskopla kolonların incelenmesidir.Genellikleyüksek risk altındaki kişilerde uygulanır.

Elli yaşından sonra prostat rikine karşı tedbirli olun


50 yaşından sonra senede bir prostat muayenesi yaptırın. Ancak ailenizde prostat kanseri öyküsü varsa doktorunuzun önerisine göre testlere daha erken yaşlarda başlamanız gerekecektir. Prostat muayenesinde doktor parmağıyla rektaltuşe yaparak prostat bezini muayene eder.Arıca PSA (Prostat Spesifik Antijen)adı verilen bir kan testi ile de prostat büyümeleri veya tümörler ortaya çıkarılabilir. Adelosan çağından itibaren her ay kendikendinize testis muayenesi yapın.Testis Kanseri 15-35 yaş arası erkeklerde en sık görülen kanser tipidir. Ayrıca doktor muayenesi de gerekmektedir.
Son düzenleyen perlina; 1 Temmuz 2016 11:54
Hi-LaL - avatarı
Hi-LaL
Ziyaretçi
27 Ağustos 2006       Mesaj #25
Hi-LaL - avatarı
Ziyaretçi
Erkekseniz ve daha sağlıklı bir hayat sürmek istiyorsanız temel olarak 10 noktaya dikkat etmeniz yeterli.
Amerikan Newsweek dergisi, sağlık köşesinde erkeklerin daha uzun ömürlü olmalarının sırrını verdi.
Haberde dünya genelinde kadınların ortalama olarak 80,4 yıl yaşadığı, erkeklerinse bundan 5,2 yıl daha az hayatta kaldığı belirtildi. Newsweek`e göre sağlıklı bir erkek olmak için uyulması gereken 10 kural şöyle:

* Sigara ve uyuşturucudan kaçının.
* Düzenli spor yapın.
* Sağlıklı beslenin.
* Kilolu olmayın.
* Günde en fazla bir veya iki bardak alkol alın.
* Aşırı stresten uzak durun.
* Arabada emniyet kemeri takın
* Radyasyon, kimyasal kirliliği veya diğer çevre kirliliklerinden uzak yaşamaya çalışın.
* Cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı korunun.
* Kendinizi dinleyin. Herhangi bir sorunda doktora gidin.
Son düzenleyen perlina; 1 Temmuz 2016 12:03
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
19 Eylül 2006       Mesaj #26
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi

Erkekliğe Doğru İlk Adımlar



Genellikle erkekler 11 - 16 yaşları arasında ergenliğe giriyorlar. 11 yaşından itibaren kandaki testosteron hormonu yavaş yavaş artmaya başlıyor. Kızlardan daha geç ergenliğe giren genç erkekler, vücutlarındaki değişiklikleri ortalama 12 - 13 yaşlarından itibaren görmeye başlıyor. Ergenlik sonrasında cinsel olgunluk gelişiyor ve genç, artık yetişkinliğe giden ilk aşamaya girmiş sayılıyor. Yani, bu dönemden itibaren erkek, cinsel ilişkiye girme ve baba olma öçelliklerini taşıyor.

Fiziksel özellikler değişiyor
Erkeğin vücudu, ergenlik dönemine girdikten sonra büyük bir değişikliğe uğruyor. Özellikle omuz bölgesinde kaslanmalar artıyor. Bu gelişim, ortalama 14 yaşlarında kendini göstermeye başlıyor. Tabii bununla birlikte bacaklar ve gövde de uzama sürecine giriyor. Bütün bu değişimler, testesteron hormonunun oranına bağlı olarak yaşanıyor ve 15 - 16 yaşlarında iyice somtluk kazanıyor.

Boy uzamaya başlıyor
Büyüme hızı ve kemik gelişimi ergenlik döneminde artıyor. Ergenin boyu ilk yılda ortalama 8 cm., ikinci yılda 6 - 7 cm. uzamaya başlıyor. Genç erkek bir yılda ortalama 12 cm.'ye kadar uzayabiliyor. Büyümenin genel olarak 17 yaşlarında bittiği kabul ediliyor. Ancak bu, ergenliğin başladığı yaşa göre ve çocuktan çocuğa değişebiliyor.

Kıllar çıkıyor
Ergenliğin başlangıcında hız kazanan kıllanma, 16 yaşına kadar devam ediyor. 14 yaşına doğru kıllar bacakları kaplıyor, 15 yaş civarında da koltukaltlarına beliriyor. 16 - 17 yaşlarında kıllar kalınlaşmaya ve yüz bölgesine yayılmaya başlıyor, bıyık ve sakal oluşuyor.

Ses kalınlaşıyor
Sesin kalınlaşması yine testesteron hormonuna bağlı olarak gelişiyor. Bu dönem ortalama 13 - 15 yaşlarına denk geliyor.

Cinsel organ gelişiyor
Cinsel organda meydana gelen büyüme ve değişiklikler, ergenliğin, erkeklerdeki ilk işaretlerinden biri sayılıyor. Bu değişim ortalama 11 - 12 yaşlarında yaşanıyor. Erkeğin cinsel organı birkaç yıl içinde tamamen gelişmiş sayılıyor.

Cinsel kimlik oturuyor
Ereksiyon, erkeklerin her yaşta yaşadıkları bir durum. Özellikle ergenlik çağında ereksiyon sıklığı artıyor. Vücutta seksüel hareketin başlamasından birkaç ay sonra da, uykuda boşalmalar yaşanıyor.
Son düzenleyen perlina; 1 Temmuz 2016 19:38
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
10 Ekim 2006       Mesaj #27
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi

Erkeklerde Gıdı Estetiği



Düzeltmeler
Yağ fazlası alınır, deriye gergin bir görünüm sağlanır.

Gerekenler
Tahliller yapılır, lokal veya genel anestezi uygulanır, hastanede kalınması gerekli değildir. Operasyon süresi yarım saat ile 2 saat arasında değişir, dikişler 7 gün sonra alınır, baş hareketleri 1 hafta kısıtlanır, müdahale sonrası tedavi 10 gün sürer..

Operasyon nasıl gerçekleşir
Sadece yağ fazlalığı varsa kulak memesi altından açılan 1-2 mm’lik bir delikten yağlar vakumla emilir. Deri sarkması varsa fazla deri çıkartılarak gerginlik sağlanır.

İzler
Kulak altında gizlenen izler fark edilmez.

Komplikasyonlar ve beklenmeyen etkiler
Morarma ve enfeksiyon

Beklenen sonuç
10 yıl içinde operasyonun tekrarı gerekebilir.
Son düzenleyen perlina; 1 Temmuz 2016 12:00
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
15 Şubat 2007       Mesaj #28
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi

Erkek Tipi Saç Dökülmesi



Hazırlayan : Prof. Dr. Nilgün Atakan, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi
Dermatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Erkek tipi saç dökülmesi saçta androjenlerin etkilerine karşı kalıtsal bir duyarlılık nedeniyle oluşur. İnsanlardaki, özellikle erkeklerdeki saç dökülmelerinin %95 gibi büyük bir bölümünü oluşturur. Beyaz ırkta diğer ırklara göre daha fazla görülmektedir.
Tüm erkeklerin üçte ikisinde klinik olarak gözlenen bir erkek tipi saç dökülmesi olduğu varsayılmaktadır.
Erkek tipi saç dökülmesi klinik olarak ilerleyen yaşla birlikte giderek artan bir seyir gösterir. 20 yaştan sonra başlayan alın-saç çizgisinin giderek önden arkaya doğru ilerlediği ve açılma alanlarında dağınık, seyrek saçlar bulunduğu görülür. Saç foliküllerinin ilerleyen biçimde minyatürleşmesi sonucunda kafa derisinde gözle görülür saç dökülmesi ortaya çıkar.
Saçlı deride testosteronun dihidrotestosterona dönüşümündeki hızlanma ve dihidrotestosteron miktarının artışı normal saç kıllarının, büyümeyen cılız vellüs tipi kıllara dönüşümünü sağlar.

Testosteronun dihidrotestosterona dönüşümünü sağlayan enzim redüktaz enzimi olup, muhtemelen erkek tipi saç dökülmesinden birincil olarak sorumludur. Günümüzde erkeklerin en önemli kozmetik problemi olan erkek tipi saç dökülmesi nin önlenmesi veya giderilmesi ile ilgili araştırmalar insanlık tarihi kadar eskidir.

Piyasada yüzlerce bitki ve yosun ekstrelerinden hazırlanan çeşitli losyon, şampuan ve haricen kullanılan karışımların yaygın olarak kullanıldığı erkek tipi saç dökülmelerinde etkinliği bilimsel olarak gösterilebilmiş sadece iki preparat mevcuttur. Bunlardan ilki antihipertansif bir ilaç olan minoxidilin %2 ve %5'lik solüsyon şeklindeki formları erkek tipi saç dökülmelerinde kullanılabilir. Etki mekanizması kesin olarak bilinmemekle birlikte saçlı derideki kan akımını arttırarak saç gelişimini sağladığı ileri sürülmektedir. Erkek ve kadın hastalarda da kullanılabilen minoxidil, topikal formlarda oldukça güvenli bir ilaçtır. Nadiren görülen kan basıncı düşmesi, saçlı deride irritasyon, kızarıklık, yanma, kaşıntı ve kuruluk istenmeyen yan etkileri arasındadır.

Son yıllarda geliştirilen ve erkek tipi saç dökülmelerinde oldukça etkili olduğu bildirilen bir diğer ajan ise finasterid etken maddeli ağız yoluyla alınan bir ilaçtır.Tip II -redüktaz enzimini inhibe ederek, testosteronun dihidrotestosterona dönüşmesini engelleyerek serum ve saçlı derideki dihidrotestosteron düzeyini azaltır. Günlük 1 mg. dozda finasterid'in 2 yıldan uzun süren klinik çalışmalarda saç dökülmesini durdurduğu veya yavaşlattığı ve saç büyümesini arttırdığı gözlenmiştir. Tedaviye başlandıktan itibaren 3. ayda iyileşmenin gözlendiği ilaç tedavisi sırasında yapılan çalışmalarda ciddi bir yan etki oluşmadığı bildirilmektedir.
Tedavi sırasında %1-2 oranında ortaya çıkabilecek cinsel isteksizlik, erektil disfonksiyon ve ejekülat volumünün azalması dışında yan etki gözlenmemekte ve istenmeyen tüm etkilerin geri dönüşümlü olduğu vurgulanmaktadır.

Finasterid gebe ve gebe olma olasılığı olan kadınlarda kontrendikedir. Ayrıca yapılan çalışmalar finasteridin erkek tipi saç dökülmesi olan postmenapozal kadınlarda etkisiz olduğunu göstermiştir.
Son düzenleyen perlina; 1 Temmuz 2016 19:42
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
3 Mayıs 2007       Mesaj #29
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sıcak Duş Kısırlık Riski Yaratıyor
Sıcak suyla banyo yapan erkeklerde kısırlık riski artıyor. Yapılan araştırmalar, sıcak suyun sperm sayısını kayda değer oranda azaltığını ortaya çıkardı.
ABD'li bilimadamları sıcak su ile uzun süre banyo yapan erkeklerin sperm sayılarında azalma olduğunu belirledi. Yapılan araştırmayla birlikte, dar pantalon giymek, aşırı stres,uyuşturucu madde bağımlılığı, aşırı sigara tüketimi ve ileri yaşlarda geçirilen kabakulak hastalığı gibi kısırlığı tetikleyen faktörler arasına sıcak su da eklenmiş oldu.
San Francisco'da 3 yıl süren araştırmanın sonuçlarına göre, sıcak su dolu küvette veya sıcak duşta haftada 30 dakikadan fazla zaman geçiren erkeklerin sperm sayısı büyük ölçüde azalıyor. Bu nedenle sıcak su, erkek üretkenliği için gerçek bir risk faktörü oluşturuyor.

Alışkanlıklar Değişirilmeli
Sıcak suyun erkek üretkenliği üzerindeki negatif etkilerin yok olması ise alışkanlıkların değiştirilmesiyle sağlanabiliyor. Açıklamalara göre; sıcak su ile duş keyfinden vazgeçen erkeklerde sperm sayısı 3-6 ay içinde yeniden normale dönebiliyor. Ancak bilimadamlarıın açıklamalarına göre, bu düzelme sadece erkeklerin yüzde 45'inde gözlemleniyor.
yaremce - avatarı
yaremce
Ziyaretçi
25 Aralık 2007       Mesaj #30
yaremce - avatarı
Ziyaretçi
Çiftlerin yaklaşık %15'inde görülen çocuk sahibi olabilme sorununda, sadece erkeğe bağlı faktörler %20 olup, ayrıca yaklaşık %40 vakada da erkekteki sorun, çiftin çocuğunun olmamasına katkıda bulunmaktadır.. Böylelikle, çocuk sahibi olmakta zorluk yaşayan çiftlerin % 50-60'ında, erkekteki bir sorunun kısmen de olsa sebepler arasında yer aldığı söylenebilir. Erkekte kısırlıkla ilgili sorunlar, çok büyük bir çoğunlukla yapılan sperm tahlilinden anlaşılabilirse de, bazı durumlarda özel tetkikler gerekebilir.

Erkek Kısırlığının Nedenleri ve Çeşitleri
Erkek kısırlığı çok çeşitli nedenlerden ortaya çıkabilir: hormonal nedenler, genetik-ailevi nedenler, geçirilmiş iltihabi hastalıklar, geçirilmiş ameliyatlar, doğumsal anormallikler, çevresel , kimyasal etkenler vb. En sık görülen ve mikrocerrahi ile olumlu sonuç alınabilen bir neden de yumurtalık damarlarında varisleşme-yani varikoseldir. Eroin, morfin gibi maddelerin kullanımı ve vücut geliştirme çalışan insanların doping için aldıkları maddeler, çocuk olmasını engelleyebilir ve zorlaştırıcı etkilerde bulunabilir. Bu tip ilaçlar kasları kuvvetlendirmek adına vücudun normal hormonal düzenini bozar, dışarıdan bol miktarda vücuda alınması sonucu bunların vücutta üreten hücreler ve sistemler zayıflayarak devre dışı kalabilir.
Aşırı sıcak ortamda olanlar ve petro-kimya türü kimyasalların dumanı ile iç içe olanlar kısırlık tehlikesi ile karşı karşıya kalırlar. Çeşitli boya ve kimyasalların kanserojen etki gösterdiği de bilimsel açıdan kanıtlanmış bir gerçektir.
Erkeklerde kısırlık nedenlerinden biri olan kanal tıkanıklığı nasıl oluşur?
Tüplerde tıkanıklık 4 farklı sebebe bağlıdır.
1-Zaman içerisinde gelişen kistlere bağlı olarak tıkanıklıkortaya çıkabilir.
2- Doktor eliyle yani vazektomi denilen bir doğum kontrol yöntemi sonucu tüplerin bağlanmasıyla gelişebilir.
3- Doğumsal olabilir. Genetik nedenlerle nakil yolları olan tüplerin kısmen veya tamamen gelişmemesi sonucu ortaya çıkar.
4- Cinsel yolla bulaşan bazı hastalıklar sonucu da bu kanallarda tıkanmalar oluşabilir. Gonore (bel soğukluğu) gibi kadınlardan cinsel ilişki ile kapılan hastalıkların tedavi edilmemesi sonucu kısırlık ortaya çıkabilir.
Tıkanıklık nedeni olan kısırlıkları artık özel mikrocerrahi ve endoskopik yöntemler ile çoğu vakada başarı ile giderip normal yolla hamile kalınması sağlanabilmektedir.
Belirtileri
Bu hastalıklar her zaman olmasa da çoğu kez belirti verir; mesela idrar yaparken yanma, tıpkı nezledeki gibi idrar yolundan akıntı olması gibi. Bu hastalıkların ilerlemesine yetersiz tedavi de sebep olmaktadır. Eczaneden veya kulaktan dolma tavsiye ile bilinçsizce alınan ilaçlar hastalığı tam olarak tedavi etmeyebileceğinden hastalık idrar yolundan prostat ve testislere ilerleyerek kısırlığa yol açabilmektedir. Tüberküloz yani verem hastalığı da kısırlık yapabilir.

Önce erkek mi kadın mı doktora başvurmalıdır
Aslında her ikisinin de aynı anda başvurması gereklidir fakat önce erkeğin tetkiklerinin yapılmasında fayda vardır. Kültürel yapımız gereği kısırlık söz konusu olduğunda hep kadınlar doktora gönderilmekte, erkekler ancak en son aşamada gitmekte yada hiç doktora gitmemeyi tercih etmektedirler. Öncelikle kadınların kısırlığı son aşamasına kadar araştırılmakta hatta gereksiz yere birçok tedaviler uygulanmaktadır. Çocuğu olmayan bir erkek önce Androloji konusunda uzman bir Üroloji uzmanına, bir Androlog’a başvurmalıdır. Önce muayene, özel sperm ve hormon tetkikleri gerçekleştirilir.
Erkek kısırlığında tedavi basamaklar halinde uygulanır; başlangıçta basit ve sebebe yönelik tedaviler tercih edilir. Sorun tam olarak ortadan kaldırılarak çiftin evlerinde hamilelik sağlaması için ilaç tedavisi, mikrocerrahi, endoskopi uygulanabilir. Kesin tedavi olamasa bile erkeğin bu tedaviler ile durumunun kısmen düzelmesi sağlanarak yardımlı üreme tekniklerinden daha yüksek başarı ile faydalanabilecek hale gelmesi sağlanır. Uygun çiftler kocanın laboratuarda hazırlanan spermlerinin jinekolog tarafından eşe verilmesi (aşılama-inseminasyon) yönteminden fayda görebilir iken durumu daha ağır olanlara mikroenjeksiyon-tüp bebek uygulaması son çare olarak gerekebilir. Mikrocerrahide uygun kişilerde fayda oranı %80 olup hamilelik %40’a varabilmektedir. Aşılamada deneme başına % 20, tüp bebekte %25 hamilelik sağlanabilmektedir.
Günümüzde tam kısırlik durumu çok daha nadirdir. Mikrocerrahi, endoskopi ve yardımlı üreme teknikleri ile eskiden netice alınamayan durumlarda bile çiftler çocuk sahibi olabiliyor. Erkekler suçu eşlerine atmak yerine kendileri de detaylı tetkik olmalıdır. Normal gibi görünen tek bir sperm tahlili yeterli değildir. Ayrıca çocuk sahibi olan bir erkeğin zaman içinde-örneğin varikosel etkisi ile- çocuk sahibi olamaz hale gelmesi de mümkündür. Kısırlık tedavisinde yurdumuzda tüm ileri tetkik ve tedaviler uygulanabilmektedir. Fakat kalite kontrolü ve tedavinin basamaklı yapılması ilkelerine uyulmayabilmektedir. Birçok tetkik ve tedavi çoğu zaman gerekli kalitede gerçekleştirilmemektedir. Ayrıca ticari amaçlar nedeni ile çiftler gereken tetkik ve basit tedaviler denenmeden pahalı ve ciddi anne ve çocuk sağlığı komplikasyonlarına yol açabilecek tüp bebek denemelerine ilk adım olarak başlatılabilmektedirler. Çok kolay ve ekonomik çözümler denenmeden ve bilhassa erkek tedaviler ile en uygun hale gelmeden tüp bebek yöntemine geçilmemelidir. Mikrocerrahi, endoskopi ve ilaç tedavileri birçok çifti tüp bebeğe gerek kalmadan çocuk sahibi yapabilmekte, en azından tüp bebek uygulamasındaki başarı şansını arttırmaktadır.

Benzer Konular

24 Temmuz 2014 / AriThmetiCs Taslak Konular
14 Şubat 2012 / HerHangiBiri Sağlıklı Yaşam
24 Temmuz 2014 / Misafir Taslak Konular
22 Ağustos 2013 / Misafir Sağlıklı Yaşam