Arama

Kadın Sağlığı - Sayfa 17

Güncelleme: 25 Temmuz 2014 Gösterim: 319.959 Cevap: 357
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
2 Mayıs 2006       Mesaj #161
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Birçok kadin yüzünün yapisindan ya da sonradan olusan bozukluklardan sikayetçidir. Ve yine birçok kadin bunlari estetik cerrahi yöntemiyle çözmek istese de ekonomik durumu buna elverisli degildir ya da yüzünün yapisi estetik cerrahiye müsayit degildir. Eger mükemmel görünümü yakalamak istiyorsaniz ve bunun için tek istediginiz birkaç öneriyse, asagidakileri okumanizi öneririz.

Sponsorlu Bağlantılar
Kirisikliklari gizlemek için
Cilt tonunuzdan 1-1,5 ton açik bir kapaticiyi kirisiklik boyunca sürün. Kapaticiyi parmaginizla veya bir firçayla yayip teninize yedirin. Daha sonra fondöteninizi ve pudranizi uygulayin.
Kizariklik ve sivilceleri kapatmak için
Yesil renkte bir kapaticiyi kizariklik veya sivilcelerin üzerine hafifçe yayarak sürün.

Pigment lekelerini kapatmak için
Önce hafif bir arindirma yapin. Cilt tonunuza çok yakin bir kapaticiyi lekelerin üzerine hafifçe vurarak uygulayin. Bu islemi lekeler hafifleyene dek uygulayin. Kapaticiyi uygularken lekelerin sinirini belirginlestirmemek için etrafina dogru biraz tasirin. Daha sonra fondöteninizi ve pudranizi uygulayin.

Burnunuz uzunsa
Burun ucunuza koyu renk fondöten uygulayin. Fondöteniniz kompakt fondöten olursa ve nemli süngerle uygularsaniz çok daha iyi sonuç alirsiniz. Fondöteni sinir yapmayacak sekilde iyice yedirdikten sonra küçük dokunuslarla pudralayin.

Burnunuz genisse
Gölge ve isigi kullanin: burnunuzun üzerine (burun kemiginiz boyunca) daha açik tonda; burun kanatlariniza ise daha koyu tonda fondöten sürün. Parmaginizla fondöteni iyice yayin ve 2 ton arasindaki sinirlari yedirip yok edin, mat bir pudrayla pudralanin.

Çeneniz çok küçük ve içeri dogruysa
Çenenize açik renk bir fondöten sürün. Bu çenenizin hacmini artiracaktir. Koyu ve parlak renkte rujlar kullanmayin, dikkati baska yerlerde toplamak için göz makyajiniza önem verin.

Çeneniz çok çikiksa
Çenenizin ucuna koyu renk bir fondöten uygulayip pudralayin. Dudaklarinizi öne çikaracak canli renkte rujlar tercih edin, böylece çeneniz belirginligini yitirecektir.

Yuvarlak yüzü uzun göstermek için
Yüzünüzün daha ince görünmesi için, sakaklariniza, elmacik kemiklerinize ve çene altiniza büyük bir allik firçasi yardimiyla bronz allik sürün. Daha açik renk pudrayla alninizi, burnunuzu ve çene ucunuzu vurgulayin.

Göz çevresindeki çizgileri kapatmak için
Kapatici bir kalemle veya ince bir firçayi kapaticiniza bulayarak çizgilerin üzerinden dikkatle geçin ve parmak uçlarinizla üzerlerine hafifçe vurarak cildinize yedirin. Bu arada kapaticinizin fondöteninizden daha açik tonda olmasina özen gösterin.

Yorgun ve uykusuzsaniz
Alt kirpiklerinizi rimellemeyin; aksi taktirde daha yorgun görünürsünüz.

Dudaklariniz çatlamissa
Ruj sürmeden önce nemlendirin ve çok koyu tonlar kullanmayin


asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
3 Mayıs 2006       Mesaj #162
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Benzerlikleri :

Sponsorlu Bağlantılar
- İkisinde de tercih sayısı çok görünür.
- İkisi de ancak bitince rahatlarsınız.
- İkisinde de tercihlerde çevre faktörü sinir bozucu ama önemlidir.
- İkisine de girmeden önce şekerli birşeyler yemek iyi gelir.
- İkiside esnasında terletir.
- İkisini de kazanırsanız kaşındınız, kaybederseniz üzüldünüz demektir.
- İkisinin de sonucu güzelleştikçe harçları yükselir.
- İkisinden de erken çıkmak hoş karşılanmaz.
- İkisinde de tercihler yıllara mal olabilir.
- İkisinde de tercih sizin gibi görünür.
- İkisinde de soruları kimse size önceden söylemez, ama üç aşağı beş yukarı aynı sorular çıkar.
- İkisinde de çıkınca sigara iyi gelir.
- İkisinde de yuvarlağın dışına taşırmamak gerekir.

Farkları :

- Birinde kalemin ucu kırılırsa fena olur.
- Birinde yanlış kararlar silgiyle düzeltilebilir.
- Birinin gözetmenine röntgenci adı verilir ve ayıplanır.
- Birinde kurallar baştan belirlenmiştir.
- Birinde açık öğretim mümkündür.
- Biri bittikten sonra kahvaltı hazırlamanız gerekmez.
- Birinde kapıda veli beklemez. En azından beklemese iyi olur.
- Birinde yardımcı cihazlar arasında müsvette kağıt bulundurmak tuhaf karşılanmaz.
- Birinde acele etmek tuhaf karşılanır.
- Birinde cevaplar duruma göre değişir.
- Birinde bilgisayarlar değerlendirir.
- Birinde yumuşak kalem makbul değildir.
- Birinde tercih sayısı duruma göre değişir.

Msn Tongue

Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
3 Mayıs 2006       Mesaj #163
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Formda Kalmak Formda kalmak pek çok kişi tarafından kendi kişisel özelliklerine göre şekillendirilebilir. Kilo problemi olmayan kişiler tarafından aynı kiloda kalma çabaları olarak nitelendirilirken benzer durum kilolu biri için eski kilosuna kalmak olarak nitelendirilebilir.

Bu terim sadece fiziksel değil, ruhsal ve zihinsel sağlığın iyiliğini kapsayan ve sağlığın her aşamasını içeren bir ifadedir. Beslenme ve fiziksel aktivite, her biri için temeldir.

Formda olduğunuzda:

Günlük yaşamdaki duygusal ve mental değişikliklere karşı dayanıklı olarak pozitif bir bakış açısıyla üstesinden gelirsiniz.

Kalp hastalıkları, kanser, diyabet gibi ciddi hastalıkları içeren pek çok sağlık sorununa karşı düşük risk taşırsınız.

Kendinizi iyi hissetme ve görme şansına sahip olursunuz.
Acil durumlarda kendinizi korumak için gerekli fiziksel güç ve dayanıklılıkta olursunuz.
Yüksek kalitede ve belki de uzun bir yaşam için iyi bir şans yakalarsınız.

Formda olmanın yaşı yoktur. Formda kalmak, her yaşta düzenli fiziksel aktivite ve iyi beslenmeyi içeren bir yaşam şeklidir. Ne kadar erken başlanırsa sağlık için o kadar iyi olur. Her yaşta ve yaşamın her aşamasında kendi potansiyelinizin en fazlasını yapın. Besin seçimi ve fiziksel aktiviteyi gereksinimlerinize adapte ederek, kişisel alışkanlık ve yaşam biçimi haline getirerek sağlıklı olabilirsiniz. Bu kitap yaşam boyu sağlıklı beslenme ve aynı zamanda besinlerden zevk alma konularında bilgilendirmektedir.

İyi beslenme ve düzenli fiziksel aktivite- sadece biri değil- formunuzu geliştiren yaşam şekli ile ilgili ayrılmaz iki alışkanlıktır. Yaşam şekilleri ile ilgili diğer kararlar da sağlığınızı olumlu yönde etkilemektedir. Yeterli uyku, sigara içmeme, stresi kontrol altına alma, orta düzeyde alkollü içecek tüketme, emniyet kemeri kullanma, hijyen kurallarına uyma ve sağlığı korumak için düzenli olarak tıbbi kontroller yaptırmak bunlardan birkaçıdır.

Beslenme terimini hep duyarsınız. Besin ve formda kalma ilişkisi, duyumlarınızın temelini oluşturur. Beslenme yiyeceklerin vücudu nasıl beslediğine bağlıdır. İyi beslenme de aşırıya kaçmadan vücudun gereksinimine yetecek kadar besin alınmasıdır.

Bugünkü beslenme bilgileri yıllar süren bilimsel araştırmalar sonucu elde edilmiştir. Sağlık ve besinlerle ilgili araştırmaların uzun bir tarihi geçmişi vardır, hatta bununla ilgili eski Yunanların da kayıtları bulunmaktadır. Fakat beslenme ile ilgili gizemler 19. yüzyıla kadar açıklığa kavuşturulamamıştır. Bundan sonra bilim adamları beslenme ile ilgili pek çok soruyu cevaplayabilmişlerdir. Çalışmalar devam etmekte ve bilim adamları beslenme, besinler ve onların sağlıkla ilgileri hakkında önemli soruları araştırmaktadırlar.

Günümüzde beslenme önerileri somut bilimsel bulgulara dayanmaktadır. Eskilerden farklı olarak, sağlık için yiyecek seçiminde geçerli güçlü temellere sahibiz, kişisel sağlığınız için beslenme ilkelerini uygulama ve öneriler alma, size bağlıdır.

Riskleri Tartmak

Şişmanlık, fazla vücut yağı olarak tanımlanırken, fazla kilolu olmak ise yağ, kemik ve kasları içeren vücut ağırlığının fazla olması şeklinde tanımlanmıştır. Vücut yağ yüzdesi 25’in üzerinde olan erkekler ve 30’un üzerinde olan kadınlar şişman olarak değerlendirilmektedir.

Şişmanlığın nedenleri, enerji dengesizliğinden çok daha fazla karışıktır. Aile içinde şişmanlık görüldüğü için genetikle ilişkili olabilir. Çocuğun bulunduğu çevre ve yetiştirme koşulları da şişmanlığı etkileyebilmektedir. Anne veya babası şişman olan çocukların fazla kilolu olma olasılığı % 40’dır ve bu risk oranı hem annenin hem de babanın şişman olmasıyla ikiye katlanır. Kalıtsal olarak yavaş bir metabolizmaya sahip olan kişiler daha çok kilo almaya eğilimlidirler. Günümüzün aktif olmayan yaşam tarzı, çoğu kilo sorunlarıyla yakından ilişkilidir. Örneğin, yapılan çalışmalar aşırı televizyon izlemenin şişmanlık insidansıyla doğrudan ilişkili olduğunu göstermiştir. Günümüz teknolojisi, video oyunları ve bilgisayarlar da şişmanlıkla yakından ilişkilidir. Diğer psikolojik, sosyal ve yaşam tarzı faktörleri de düşünüldüğünde kişisel farklılıklar gösteren karışık şişmanlık nedenleri ortaya çıkar.

Çok zayıf olmak nasıldır? Zayıflığın nedenleri de fazla kilolu olmanın nedenleri kadar karışıktır. Genetik, zayıflıkta da etkili bir faktör olabilir. Şişmanlık gibi, ailesel bir durum olabilir. Bazı kişiler ailelerinden hızlı bir metabolizma özelliği alabilirler. Bir çok nedenle beyindeki iştah merkezi açlık sinyalleri oluşturmayabilir, böylece aç olsanız bile tok gibi hissedersiniz. Psikolojik, fiziksel, ekonomik, sosyal ve yaşam tarzı gibi diğer faktörler de besin tüketiminde azalmaya neden olabilirler.
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
3 Mayıs 2006       Mesaj #164
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Kilo Verirken Nelere Dikkat Edilmelidir?
Genel olarak kilolu olsun ya da olmasın insanların büyük bir kısmı yanlış besleniyor. Bir kişi fazla kiloya sahipse bir takım hatalarla yaşıyor demektir. En büyük hata ise öğünlerdeki düzensizlik ve öğün atlama. Sadece bu sorunun çözülmesi özellikle 10 kilo ve üstü fazlalığa sahip olan kişilerde kesin çözümdür. Ancak bu kişilerin yaptığı öğünlerin düzenini dikkate almadan kalori hesabı yapmaktır. Kısa vadede bazı sonuçlar alınsa da, uzun vadede özellikle kilonun korunmasında hiçbir işe yaramaz.
- İkinci dikkat edilmesi gereken konu ise günlük diyeti oluşturanların, yani besinlerimizin diyetetik olması. Bu konuya kilo sorunu olsun ya da olmasın genel sağlığına dikkat eden herkesin dikkat etmesi gerekir. Büyüme çağındaki bir çocuk da, 80 yaşındaki bir yaşlı da sağlıklı beslenmelidir. Bu besinler;
· Az yağlı süt ve süt ürünleri, az yağlı peynir, az yağlı et, balık ve tavuk olmalıdır.
· Vitamin ve mineral gereksinimini karşılayan sebze ve meyveler yer almalıdır. Bu besinler posa içerdikleri için de önemlidirler.
· Başta kurubaklagiller olmak üzere, tüm tahıllar ve kepekli ekmek, karbonhidrat gereksiniminin karşılanması için önemlidir.
- Üçüncü olarak ve bir diyetin başarısını belirleyen en önemli faktör de su alımıdır. Çay, kahve ve diğer sıvılar dışında günde en az 8-10 bardak su içilmelidir. İnsanların önemli bir kısmı günde 1-3 bardak su içmektedir. Bu insanlar yıllardan beri bu kadar az miktarda su içtiklerinden, su içme alışkanlıkları olmamaktadır. Dünyanın en iyi diyetini de yapıyor olsanız eğer su içmezseniz o diyetin başarısını baltalamış olursunuz. Gün boyunca ne kadar su içildiği bilinmelidir. İlk hafta 3-5 bardak su içilmeli, 2. hafta 5-8 bardağa çıkarılmalı ve 1 ay sonra 8-10 bardağa ulaşılmalıdır. İlk zamanlar biraz zor olsa da 2-4 ay sonra susama hissi gelişecek ve istenerek su içilecektir.
- “Konstipasyon (kabızlık sorununuz var mı?” sorusuna “Hayır, yok” yanıtını aldığınızda bu sefer “Ne kadar sıklıkla büyük tuvaletinizi yaparsınız?” sorusunuı takiben “2-3 günde bir” yanıtını alırsınız. Kilolu insanların büyük bir kısmında bu şekilde bir diyalog geçmekte. Bu kişilerin ciddi bir konstipasyon sorunu olduğu halde, daha büyük bir sorun kişilerin bunu farketmemeleridir. Rahatsızlık duyarak farkında olanlar ise, belki de daha şanslılar. Konstipasyon;
· Sebze, salata, spor ve bol su içilerek düzeltilmelidir.
· Sağlıklı bir insan günde bir kere büyük tuvaletine çıkmalıdır. Düzenli bioritme sahip olan bir kişinin sabah uyanış saatleri nasıl belirgin ise büyük tuvaletine gidiş saatleri de belirgin olmalıdır. İnsanların %80’i sabah saatlerinde bu ihtiyaçlarını giderirler. Kilo verme süreci içerisinde düzenli bir tuvalet alışkanlığının oturtulması gerekmektedir. Eğer konstipasyon sorunu varsa, kişi ya kilo alıyor yada kilo veremiyordur. Mutlaka takip edilmelidir.
· Fiziksel aktivite arttırılmalıdır. Yürüyüş veya karın egzersizleri önerilir.
- Tartı bir evde olması gereken en önemli ev aletlerinin başında gelmelidir. Tv ya da çamaşır makinanızı alırken gösterdiğiniz seçiciliği tartı alırken de göstermelisiniz. Onun size her zaman rehberlik edeceğini unutmamalısınız.

Hedef: yağ dokusunun kaybı
Rejim yaparken esas amaç yağ dokusunu kaybetmektir. 15 gün aç kalarak, ya da çok az beslenerek 7 kilo vermek mümkün. Ama bu 7 kilonun sadece 3’ü yağ dokusundan, geri kalan 2’si protein dokusundan gelir. İşte bu 2 kiloluk protein kaybı vücudun genel sağlığına çok zarar verir. Üstelik tekrar kilo alsanız bile, kaybedilen proteini yerine koyamazsınız, onun yerine yağ dokusunu kazanırsınız. Kaybedilen protein yüzünden de bir çok hastalığa zemin hazırlamış olursunuz. Hastalıklarınız uzun ve ağır seyreder, sinirli vr huzursuz bir ruh hali gelişir. Ülkemizde, özellikle kadınlarda anemi (kansızlık) oranı yüksek.
Hiçbir zaman kilo verirken bir başkasıyla ya da kendinizle yarışmayın. İlk ayda 3-6 kilo kaybedilebilir, ikinci ayın içinde 2-4 kilo, üçüncü aydan sonra ayda 1-3 kilo kaybedilir ve daha sonraki aylar bu şekilde devam eder. Eğer haftada 3 kere 1’er saatlik orta düzeyde egzersiz yapabilirseniz haftada 250g. daha fazla verebilirsiniz. İdeali 1. aydan sonra haftada 500 g. vermektir.


Nelerle karşılaşırsanız?
Haftada x kilosunu vermek başarının göstergesi değildir. Gerçek başarı 1 ay, 3 ay hatta 6 ay sonra hala kilo verebiliyor musunuz? Verdiğiniz kiloları kiloları koruyabiliyor musunuz? Başarının kriterleri bunlardır. Bunu sağlamak için dengeli ve düzenli beslenmeyi ideal bir yaşam tarzı olarak benimsemeniz gerekmektedir. Kendi ortamınızda beslenerek, belki de çevre şartlarınızı zorlayarak, çevrenizde diet yaptığınızı bilen kişilerin ısrarlarına karşı koyarak, belki de diyette olduğunuzu gizleyerek bu sorununuzun üstesinden gelmelisiniz. Ayrıca kadınların kilosu regl öncesi dönemde 0.5-1.5 kilo artmaktadır. Bu artış yağ birikiminden çok, su toplanmasından kaynaklanmaktadır. Kilo artışı ne kadar fazla olursa ödem, yorgunluk hissi ve psikolojik rahatsızlıklar(sıkıntı, huzursuzluk vs.) o kadar fazla hissedilir. Dengeli ve düzenli beslenme bu tip şikayetleri de azaltacaktır. Bu dönemde tuzdan uzak beslenmeli, bol su içilmelidir(her zamankinden 2-4 bardak fazla)

GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
3 Mayıs 2006       Mesaj #165
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Erken doğum

Son adet tarihinden sonra 37 haftaya kadar olan doğumlara erken doğum denir. Tüm gebeliklerin yaklaşık %8'i erken doğum ile neticelenir. Tek çocuk bekleyenlerde %10 oranında görülürken ikiz gebeliklerde bu oran daha da yükselmektedir. 17 yaşın altı ve 35 yaş üstü anne adayları da erken doğum riski ile karşı karşıya. Normal gebelik süreci 37-40 hafta arasındadır.
Bebeklerin erken doğması birçok nedene bağlı olabilir. En önemli nedenlerden biri çoğul gebeliktir. Rahim içi ve dışı enfeksiyonlar, amniyon sıvısının fazla (polihidroamnios) olması, rahmin yapısal anormallikleri, rahim iç tabakası içine kanamalar, genetik faktörler, doğumu başlatan fizyolojik mekanizmaların erkenden tetiklenmesi erken doğumun en sık rastlanan sebepleri arasındadır.
Risk altındaki anne adayları şu şekilde gruplayabiliriz:
  • Yaşı 17´in altında, 35´in üzerindekiler
  • Birden fazla bebek bekleyenler,
  • Daha önce düşük, ya da erken doğum yaşayanlar
  • Bazı sistemik ve enfeksiyon hastalığı olan gebeler,
  • Düşük kilolu anne adayları
  • Sigara kullananlar,
  • Hamileliğinde vajinal kanama sorunu olanlar,
  • Stres altında ve yoğun çalışma şartları altında çalışanlar,
  • Düşük gelir grubundan olan hastalar
Anne kilosunun ve yaşının ideal aralıkta tutulması, çalışma şartlarının uygun olması, iki gebelik arası geçen sürenin 1 yıl üzerinde olması, sigara ve diğer kötü alışkanlıklardan uzaklaşılması ve olası erken doğum eyleminin; bel-kasık ağrısı, vajinal akıntı miktarında artış, su gelmesi, vajinal kanama gibi öncü belirtilerinin hasta tarafından erken fark edilmesi ve doktora başvurulması erken doğumu engellemede önemli ölçüde rol oynar.
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
3 Mayıs 2006       Mesaj #166
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Dudaklarınızı boyarken sadece görüntünüze değil, aynı zamanda dudaklarınızın ihtiyaçlarına da kulak verin. Kullanacağınız dudak boyasının rengi olduğu kadar dudaklarınızın beslemesini, nemlenmesini ve korunmasını da sağlayacak ürünler seçin.
Bunun için SPF bazlı, yani koruma faktörü içeren rujlar seçmeniz daha sağlıklı olur.

Yaz makyajınızı tamamlamak için dudaklarınızı ve sizi doğal gösterecek olan bir ruj kullanın. Bu ton size parlak ve sağlıklı bir görünüm kazandıracaktır. Dudaklarınızın daha belirgin olmasını isterseniz tonlarını da kullanabilirsiniz.

Kusursuz yaz için son işlem, parlatıcı olarak lipgloss ve kakao renkli dudak kalemiyle dudaklarınıza yapacağınız son dokunuş olacaktır.
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
4 Mayıs 2006       Mesaj #167
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi

Dünya Kadynlar Günü ilk kez 1800'lü yyllarda bir tekstil fabrikasynda daha iyi çaly?ma ko?ullary için greve giden kadyn i?çilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasyndan da çykan yangynda fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamayarak ölmeleriyle gündeme geldi . Kadynlar tüm dünyada oldu?u gibi ülkemizde de 8 Mart'ta e?itlik isteklerini daha yüksek sesle dile getiriyorlar.

8 Mart'yn Dünya Kadynlar Günü olarak kutlanmasy, uluslararasy düzeyde kabul gören bir hal almasy 1970'lere rastlasa da, bu tarihe kaynaklyk eden olay ve dünya kadynlarynyn ortak bir gün kutlama iste?inin gündeme geli?i 1800'lerin ortasyny bulur. ABD'nin New York kentindeki Cotton tekstil fabrikasynda çaly?an i?çi kadynlar, 1800'lü yyllaryn ortalaryndan beri daha iyi çaly?ma ko?ullary, emeklerinin kar?yly?ynda hak ettikleri ücret ve daha iyi ya?am için mücadele vermektedir. Ama bunca yyllyk mücadeleye kar?yn elde edebildikleri pek bir hak yoktur. En sonunda, 8 Mart 1908 günü, haklaryny alabilmek için son çare olarak greve giderler. Ancak patronlar bu greve zalim bir ?ekilde müdahale ederler. Greve giden kadynlar fabrika binasyna kilitlenirler. Patronlar bu yolla grevin ba?ka fabrikalara syçramasyny engellemek isterler. Ancak beklenmedik bir ?ey olur ve fabrika yanmaya ba?lar. Ne yazyk ki yangyndan fabrikada bulunan kadyn i?çilerden çok azy kaçarak kurtulmayy ba?aryr Yanan fabrikadan kaçmayy ve fabrikanyn çevresine kurulmu? olan barikatlary a?mayy ba?aramayan 129 kadyn i?çi yanarak ölür.

Ayny yyl di?er endüstri kollaryndaki kadynlar da mücadeleye devam ederler. Kadynlaryn yürüttükleri mücadelenin temelinde seçme ve seçilme hakky, günlük çaly?ma saatlerinin, ko?ullarynyn ve ücretlendirmenin yeniden düzenlenmesi gibi konular bulunmaktadyr. Dünya
Kadynlar Gününde bugün de ilk ba?larda yapyldy?y gibi e?itlik için, ba?ymsyzlyk için, politik haksyzlyklaryn ortadan kalkmasy için, daha iyi ya?ama ve çaly?ma ko?ullary elde edebilmek için çaly?ylyyor.

TÜRKYYE'DE 8 MART KADINLAR GÜNÜ

Ylk kez 1921 yylynda "Emekçi Kadynlar Günü" olarak kutlanmaya ba?layan 8 Mart, 1975 yylynda daha yaygyn olarak kutlandy ve soka?a ta?yndy. "Birle?mi? Milletler Kadynlar On Yyly" programynda Türkiye de etkilenmi?, 1975 yylynda "Türkiye 1975 Kadyn Yyly" kongresi yapylmy?tyr. 1980 askeri darbesinden sonra dört yyl anylmady 8 Mart. 1984'ten itibaren her yyl çe?itli kadyn örgütleri tarafyndan Dünya Kadynlar Günü kutlanmaya ba?landy.

Kadynlar 80'li yyllarda 8 Mart'y izinli yürüyü? ve ?enliklerle kutlayamamy?larsa da, küçük gruplar mütevazi kutlamalaryny sürdürdüler. 90'ly yyllarda kadyn kurulu?larynyn sayy ve çe?itlili?inin artmasy ile beraber 8 Mart daha geni? bir katylymla kutlanylyr oldu.

ÇARPICI RAKAMLAR

Birle?mi? Milletler tarafyndan yapylan bir ara?tyrmaya göre;

1. Dünyadaki i?lerin %66'sy kadynlar tarafyndan görülüyor.
2. Buna kar?yn kadynlar dünyadaki toplam gelirin ancak %10'una sahipler.
3. Dünya'daki mal varly?ynyn ise % 1'ine sahipler.
4. Ba?ka bir de?i?le dünyadaki i?lerin % 34'ü erkekler tarafyndan görülüyor ama erkekler dünyadaki toplam gelirin % 90'yna ve toplam mal varly?ynyn % 99'una sahipler.

Türkiye'den Rakamlar

1. ?ehirlerde evli kadynlaryn % 18'i, köylerde de %76'sy e?leri tarafyndan dövülüyor.
2. Kadynlaryn % 57,7'si evliliklerinin ilk gününde ?iddetle kar?yla?yyor.
3. Aile içi suçlaryn % 90'yny kadyna kar?y i?lenen suçlar olu?turuyor.

arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
4 Mayıs 2006       Mesaj #168
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Evde yapabileceğiniz yüz maskeleri

Yumurta, bal, yoğurt evimizde hemen her zaman bulunan yiyecekler. Ama bu kez bunları yemek pişirirken değil, güzellik maskeleri uygularken kullanacağız. Hazır mısınız? O zaman tariflerimize başlıyoruz!
Besleyici maske İçinde bulunan badem yağı ve yumurta sarısı sayesinde cildi sanki yeni doğmuş bir bebeğinki gibi yumuşacık yapan bu besleyici maskeyi ayda bir kez uygulayabilirsiniz.

Malzemeler
3 tatlı kaşığı toz haline getirilmiş badem

1 tatlı kaşığı tatlı badem yağı

1 tatlı kaşığı krema

1 adet yumurta sarısı

Hazırlanışı Yoğun bir kıvama gelinceye kadar tüm malzemeleri bir kasede karıştırın.

Uygulaması Gözlerin etrafına gelmeyecek şekilde maskeyi yüzünüze sürün. 15 ­ 20 dakika dinlenmeye bırakın. Ilık suyla durulayın.

Sonuç Kırışıkları gerilmiş, daha pürüzsüz bir cilt.


Onarıcı maske Özellikle yaz aylarında uzun süreli güneş banyolarının ardından uygulamak için ideal. Balın ve gliserinin yumuşatıcı etkileri sayesinde cildin nem oranını artıran bir maske.



Malzemeler
1 adet limon

3 çorba kaşığı bal

Gliserin

Hazırlanışı Limon suyuyla balı hızlı hareketlerle iyice karıştırın. 15 gram gliserini ilave edin. Özlü bir karışım elde edinceye kadar karıştırın.

Uygulaması Hazırladığınız maskeyi masaj yapmadan yüzünüze ve boynunuza yayın. 15 dakika kadar yüzünüzde dinlendirdikten sonra ılık suyla temizleyin.

Sonuç Cildi derinlemesine nemlendiriyor.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Mayıs 2006       Mesaj #169
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
5 Haftada 6 Kilo

Kilo vermek sadece diyet ya da egzersizle olan bir şey değil. En iyi çözüm için yediklerinize dikkat ve hareket etmenin yanı sıra ek yöntemler de uyguladınız mı, incecik olmaktan kimse alıkoyamaz sizi!


20formest141
  • Beslenme ve egzersiz programımı hiçbir hileye başvurmadan uyguluyorum.
  • İçeri girmeden pastanenin önünden geçip gittim.
  • Tabağım tam boşalmamış olmasına rağmen doyduğumu hissettiğimde yemeyi bıraktım.
  • Canım tatlı bir şeyler yemek istiyordu, ben de bir parça meyve yedim.
  • Öğle arasında yürüyüş yaptım.
  • Katları yürüyerek çıktım.
  • Bir kutu üzerindeki yiyecek etiketini inceledim.
  • 3 öğün yemek yedim.
  • Yemeğe saldırmadım, yavaş yavaş yedim.
  • Gün boyunca su içtim.
  • İyi göründüğümü düşündüm.
  • Tatlı yemedim.
  • Ekmeğimi tereyağsız yedim.
  • Bir zayıflama programına başladım.
  • Sandviçime mayonez almadım.
  • Daha çok taze yiyecek yiyorum. Hazır yemekleri ise çok azalttım.
  • Kızartma yerine fırında tavuk ya da balık yedim.
  • Yemek yemekten zevk alıyorum.
  • Hem öğle hem de akşam yemeğinde yeşil salata yedim.
  • Yağ içeriği daha düşük olan bir yiyeceği tercih ettim.
  • Daha aktif olmak istiyorum.
  • Moralim çok bozuktu. Bir şeyler yemek yerine yürüyüşe çıkmayı tercih ettim.
  • Bir gevşeme yöntemi uyguladım.
  • Yediklerimi kontrol ediyor olma duygusu harika bir şey.
  • Daha önce hile yaptığımı kabul ediyorum, ancak bunun beni engellemesine izin vermeyeceğim.
  • Egzersizden önce ısınma hareketleri yaptım.
  • Eskisine göre daha fazla sebze ve meyve yiyorum.
  • Sağlıklı olmak istiyorum.
Yukarıda görmüş olduğunuz bütün bu cümlelerin ne olduğunu düşünüyorsanız; bunlar zayıflamaya karar vermiş danışanlarımızın söylemleri. Sizler de bu cümlelere bir şeyler eklemek ya da böyle düşünmek istemez misiniz? Görüldüğü üzere başarının sırrı, karar vermek ve sizinle bu yolda yürüyecek partnerler bulmaktadır. Ben inanıyorum ki, artık kilo vermek ve form tutmak ekip işidir. İnsan desteklendiğini ve kendisine inanıldığını bilmelidir. İşte o zaman hedefe çabuk ve doğru ulaşılır.

İştahınızla baş etmenin yolları:

1. Daha uzun süre çiğneyin:
Yiyecekleri uzun süre çiğnedikten sonra yutmak, beyinin vücuda giren besinleri kaydetmesine zaman tanımak anlamına gelir. Üstelik tat alma duyusu da daha fazla tatmin edilir. Böylece doyduğunuzu anlamanızla, yemeye son vermeniz arasındaki zaman kısalır. Fazla yemekten kaynaklanan sindirim sorunlarından kurtulmanız da cabası...

2. Güç harcayarak egzersiz:
Egzersizleriniz zorlaştıkça vücut ısınız artıyor ve daha fazla kalori yakmaya başlıyorsunuz. Bu durumda egzersizi takip eden bir kaç saat boyunca iştahınızın bastırılmasına neden oluyor. Böyle bir durumda, normal öğün saatinden birkaç saat önce egzersiz yapmak başlamak en mantıklısı; çünkü öğün saati geldiğinde spor yapmanın verdiği etkiyle iştahınız biraz daha kapalı olacaktır. Ama asla öğün atlama hatasına düşmeyin. Hem vücudunuz güçsüz düşer, hem de bir süre sonra aşırı yeme isteği duyarsınız.

3. Tat alma duyunuzu tatmin edin:
Yapılan araştırmalara göre değişik tatlarla bu duyuyu tatmin etmek, daha az miktarla yetinebilmemizi sağlıyor. Sürekli aynı yemeği yemek ise, özellikle de tadı hoşunuza gitmiyorsa, bir süre sonra tat alma mekanizmanızın kendini iptal etmesine neden oluyor. Bu yüzden de kendinizi sanki hiç yemek yememiş gibi hissedebiliyorsunuz. Bu durumu engellemek için öğünlerinizi taze otlarla ve baharatlarla tatlandırabilirsiniz.

4. Atıştırma krizlerini engelleyin:
Gün içinde sık ve az öğünler yemek, iştahınızın kontrolden çıkmasını önlemenin en kolay yolu. Belki yine arada birşeyler atıştırmak isteyebilirsiniz ama sizi doyuracak miktarla çok az olacaktır. Böyle bir durumda atıştırmak için sağlıklı karbonhidratlara yönelin. Çünkü bu besin türü sindirim sisteminde daha uzun süre kalıyor ve şeker seviyenizi yavaşça yükselterek daha uzun süreli bir tokluk hissi sağlıyor.

5. Daha fazla su için:
Su içmek kendinizi tok hissetmenize yardımcı olduğu için önemli Ayrıca vücudunuz susuz kaldığında çoğu zaman açlık hissine benzeyen sinyaller gönderiyor. Bol su içmek bedeninizin su istediği zamanlarda yemeğe yönelmenizi de önler.


5 haftada 6 kilo vermek ister misiniz?
Evet teknoloji ve yılların tecrübesi birleşti ve kısa sürede kalıcı kilo vermeniz için gerekli çalışmalar sonlandı.

Yıllardır kilo vermek için her tür diyeti denedik.Aslında verdik de, ama hep geri aldık. Üstelik fazlası ile…Şimdi kalıcı kilo verme zamanı geldi. Bilindiği üzere yağ yüzdesini düşürerek verilen kiloların geri alınması çok zordur. Bu arada yıllardır uyguladığınız diyetler ve kilo alıp vermeler yüzünden metabolizmanız yavaşladığı için kilo vermek artık çok zorlaşmış olmalı. ’Haftalardır açım ama doğru dürüst kilo veremedim.‘ cümlesi size çok tanıdık gelebilir.
  • Vücut analizi
  • Yağ-su ve kilo ölçümleri
  • Metabolizmanızın hızlandırılması (Enfraruj ışınları)
  • Lipolitik (yağ yakıcı) akımlar
  • Lipo-drenaj
  • Lenf drenajı
Tüm bu programlara ek olarak tarafımdan hazırlanıp test edilmiş bitki çayı da yanında hediyesi...

Bu işlemlerin sonunda zayıflayacak ve aynı zamanda sıkılaşacaksınız. Bu ne demek oluyor diye soracak olursanız, verdiğiniz kilonun iki katını vermiş görüneceksiniz.
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
4 Mayıs 2006       Mesaj #170
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Yaz ayları boyunca, hafif bir makyaj uygulaması taze görünümünüzü korumanıza yardımcı olacaktır. Başlamadan önce, kapatıcınızın pürüzsüz olarak uygulanabilmesini temin etmek için göz altlarınıza göz kremini parmaklarınızın ucuyla uygulayın.

Kapatıcı ile devam edin ve kapatıcı fırçasıyla aşağıdaki tonlardan birini kullanarak kaş çizginize kadar ulaşın. Gözlerin iç köşelerini sakın unutmayın, bu bölgeler gölgelerin en derin olduğu bölgelerdir.

Kapatıcınıza uyumlu bir pudra ve fırçasıyla kapatıcınızı sürün.

Daha sonra cilt tipinize ve ihtiyaçlarına uygun formülde, cilt renginize uyumlu olan fondöteninizi sürün. Yağlı ciltleri güneşten korumak için olduğu gibi aşırı derecede kuru olan ciltler için de özel fondötenler kullanılabilir. Pudrayla fondöteninizin de iyice oturmasını sağlayın. Pudrayı süngerle uygulayın ve ardından fazlalıkları fırçayla yok edin.

Kaşlarınızı uygun tonda göz farıyla doldurarak başlayın. Bu işlemden sonra kaşlarınızı kaş şekillendiricisiyle düzeltin. Daha sonra göz bölgesine kaş çizgisinden kirpik dibine kadar kemik rengi gölge uygulayın.

Göz kapağına far fırçasıyla far uygulayarak devam edin . Alt kirpik çizginizi belirginleştirmek için eyeliner fırçasıyla koyu far sürün.

Bundan sonra granit veya siyah renk eyeliner ile üst göz kapağınızın hattını ince eyeliner fırçasıyla belirginleştirin.

Ve son adım: kirpiklerinize iki kat rimel sürün.

Benzer Konular

11 Aralık 2014 / ThinkerBeLL Sağlıklı Yaşam
19 Şubat 2013 / Demir YumruK Taslak Konular